Sağlıkta 'Başınızın çaresine bakın' dönemi!
- 09:05 24 Temmuz 2024
- Sağlık/Spor
Rojda Aydın
AMED - Mereş merkezli depremde ASM binaları yıkılan doktorlar, Rezan Belediyesi’ne bağlı Ferzad Kemanger Halk Kütüphanesi’nde iki odada mesleklerini zor ve kötü koşullarda sürdürürken, eğitim ve sağlık alanı iç içe geçiyor. Yeni bina talebiyle İl Sağlık Müdürlüğü’ne başvuran sağlıkçılara, “Başınızın çaresine bakın” yanıtı verildiği öğrenildi.
6 Şubat’ta yaşanan Mereş merkezli depremde Kurdistan’ın birçok kentinde binlerce ev zarar gördü. Amed’de yıkılan binalar arasında Emek ve Şeyhşamil Aile Sağlık Merkezleri (ASM) de bulunuyor. Orta hasar gören ASM’ler hakkında verilen yıkım kararının ardından, sağlık çalışanları Rezan Belediyesi’ne bağlı Ferzad Kemanger Halk Kütüphanesi’nde iki odaya yerleştirildi. Doktorlar, aynı odalarda çalışmak zorunda kalırken, hasta mahremiyeti neredeyse yok. Depremin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen hala yeni bir ASM yapılmazken, doktorlar ve yurttaşlar bu durumdan şikayetçi.
Binanın giriş katında mesleklerini sürdüren doktorlar, sağlıksız durumda olan bodrum katını ise kan alma yeri olarak kullanıyor. Doktorlar, kötü ve zor şartlara rağmen 35-40 bin kişiye hizmet veriyorlar. Avrupa Birliği, “Göçmen Sağlığı Merkezi” yapılması şartıyla ödenek vermesine rağmen hala yeni bir bina yapılmış değil. Bir buçuk yıldır yer tahsis edilmeyen sağlıkçılar, eğitim kurumunda mesleklerini sürdürüyorlar. Yer tahsis etmeyen İl Sağlık Müdürünün, hekimlere “başınızın çaresine bakın” yanıtı ise Türkiye’deki sağlık sisteminin halini ve sağlıkçıların yaşadığı zorluklar gözler önüne seriliyor.
Görüştüğümüz bir sağlık emekçisi yaşadıkları zorlukları anlattı.
35-40 bin kişiye hizmet veriyorlar
Depremde sağlık ocaklarının orta hasar aldığını belirten doktor, sağlık ocağını boşaltmak zorunda kaldıklarını kaydetti. ASM olarak kullanabilecekleri bir yerin olmadığını ve arayışta olduklarını ifade eden doktor, “En son geçici olarak kullanmak üzere Ferzad Kemanger Kütüphanesi’nin girişini bulduk. Küçük olan bu iki odada 2 ASM yaptık. Mahremiyetin olmadığı zor şartlarda çalışıyoruz. Burası aşırı derecede gürültülü bir yer. Bu yüzden çalışmakta zorlanıyoruz. Burada 35-40 bin civarında kişiye hizmet veriyoruz. Kadınlar, çocuklar ve birçok insan geliyor. Ancak tek odada hizmet vermek zorundayız. Bu yüzden mahremiyet kalmıyor” dedi.
2 küçük odada mesleklerini sürdürüyorlar
Binalarının daha sonra yıkıldığını ve bir buçuk yıldır kendilerine yeni bir ASM binası yapılmadığını söyleyen doktor, “Hasar alan binamız hazineye aitti. Avrupa Birliği, ‘Göçmen Sağlığı Merkezi’nin yapılması şartıyla ödenek vermiş. Ödeneğin ne kadar olduğunu bilmiyoruz, bize de söylenmedi. Bu fon verildi ama hazine malı olmasına rağmen İl Sağlık Müdürlüğü hala yeni bir bina yapmış değil. Birçok kez dilekçe yazıp gönderdik ama sonuçsuz kaldı. Yeni ASM’nin yapılmamasındaki gerekçe ise ihaleyi kimin alacağı. Bize birkaç ay önce ‘proje şu anda bakanlıkta onayda, kısa sürede inşaatına başlanacak’ denildi. Ama hala yapılmış değil. Bizi oyalıyorlar. Öte yandan biz binanın yapılması için birçok kez başvuruda bulunduk. İl Sağlık Müdürlüğü bize ‘siz kendinize bir yer bakın, ödeneğini kendiniz bulun, yeni bina yapılana kadar’ dedi. Devlet kendi sorumluluğunu hekime yıkmaya çalışıyor. Bize resmen ‘başınızın çaresine bakın’ denildi. Bugün bir cami veya okul yıkıldığında imam ya da öğretmen yapmıyor. Benim maaşım ne, benim gücüm ne? Yıkılan yer bir sağlık kompleksiydi. İçinde iki aile sağlığı merkezi, lojman ve 112 vardı. Bu onların asli görevidir. Toplam 10 aile hekimi ve 10 aile sağlığı çalışanı var geldiğimiz yerde. Yani toplam 20 kişi bu iki odada çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘İşgalci durumdayız’
İki küçük odada hizmet veremediklerini kaydeden doktor, “Bodrum katta enjeksiyon ve pansuman yapıyoruz. Orada doğru dürüst bir havalandırma ve ışık yok. Aynı zamanda sağlıklı bir ortam değil. Tek isteğimiz yeni ASM’nin bir an önce yapılması. Burada işgalci duruma düşmüşüz. Sonuçta burası bir kütüphane. Burada gençler ve çocuklar kursa geliyor. Hem eğitim alanı hem sağlık alanı iç içe. Bu durumdan kaynaklı hem biz hem de onlar çok zorlanıyor” diye konuştu.
‘Protokol ve sözleşme imzalanmamış’
Konuya dair görüştüğümüz Rezan Belediye Eşbaşkanı Leylaz Ayaz ise, “Bu bizden önce gelişen bir durum. ASM binaları hasar gördüğü için burada kalıyorlar. Daha önce Rezan Belediyesi’ne kayyum olarak atanan Hüseyin Beyoğlu yönetiminde bu karar verilmiş. Hiçbir protokol ve sözleşme yok. Bu durumdan dolayı eğitimlerimiz aksıyor. Mahalledeki tek yer ve en yoğun cadde. Üst katta hem eğitim veriliyor hem de üniversiteye hazırlanan öğrenciler var. Kalabalık nedeniyle dikkatleri dağılıyor. Eğitim de aksıyor bu noktada. Sağlıkçılara iki oda ve alt katta olan bodrum yeri verilmiş. Elbette bundan kaynaklı sınıf sayısı da azalmış” dedi.