
Diyadin'de katledilen çocuklar için Meclis araştırması talebi
- 13:17 23 Kasım 2017
- Siyaset
ANKARA-Ağrı'nın Diyadin ilçesinde 2015 yılında özel harekat polislerinin açtığı ateş sonucu Orhan Aslan ve Muhammed Aydemir isimli iki çocuğun katledilmesine ilişkin HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir Meclis araştırması isteyerek bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmasını istedi.
Ağrı'nın Diyadin ilçesinde 12 Ağustos 2015 tarihinde fırında çalışan Orhan Aslan (16) ve Muhammed Aydemir (15) isimli çocuklar, özel harekat polislerinin açtığı ateş sonucu katledilmesi olayı meclis gündemine taşındı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, konuya ilişkin meclis araştırması istedi.
'Çatışma izine rastlanmadı'
Dirayet, Ağrı Valiliği'nin çocukların katledilmesine ilişkin yaptığı açıklamada "terörist" oldukları iddiasını ve HDP Diyadin heyeti ve İHD Diyadin heyetinin olay yerinde yaptığı inceleme ile Orhan Aslan (16) ve Muhammed Aydemir'in (15) infazı ile HPG'li İsmail Kaya'nın öldürülmesi olaylarının, ilçenin birbirine tamamen ters iki noktasında meydana gelen iki ayrı olay olduğunun ortaya çıktığını hatırlattı. Olay yeri incelemede de bir çatışma izine rastlanmadığının doğrulandığını kaydeden Dirayet, Muhammed Aydemir'in annesi Sevgül Aydemir ise HDP ve İHD heyetlerine çatışma bittikten sonra oğlu ile görüştüğünü aktardığını belirtti.
Meclis araştırması talebi
Merkez Valisi olarak görev yapan dönemin Ağrı Valisi Musa Işın'ın konuya ilişkin, soruşturma açılmasına izin vermediğini ifade eden Dirayet, bu durumun olayla ilgili sorumluların ortaya çıkarılması ve delillerin korunmasının önünde engel oluşturduğunu söyledi. Erzurum Bölge İdare Mahkemesi, Ağustos ayı içerisinde valiliğin verdiği kararı reddederek, soruşturma açılmasına karar verdiğini dile getiren Dirayet, olayla ilgili Meclis düzeyinde bir araştırma yapılabilmesi, elde edilen bilgilerin kamuoyu ile paylaşılabilmesi, tüm sorumluların tespiti, kapsamlı bir soruşturmanın yürütülmesi, soruşturma ve yargılama safhalarında mağdurların ve yakınlarının aktif bir biçimde yer alabilmesi için Meclis Araştırması açılmasını istedi.
Dirayet konuya ilişkin gerekçesini şöyle ifade etti:
"Ağrı'Orhan Aslan (16) ve Muhammed Aydemir (15) isimli çocukların özel harekat polislerinin açtığı ateş sonucu yaşamlarını yitirmesi ve olayın ardından 1 yıl boyunca sorumlular hakkında soruşturma açılmasının Valilikçe engellenmesi kamuoyu vicdanında yaralayıcı bir etki bırakmıştır.
'Açıklama gerçeklere dayanmıyor'
Ağrı Valiliği olayın hemen ardından yaptığı açıklamada bu kişilerin bir çatışmada öldürüldüğünü ve PKK'li olduğunu duyurmuştur. Ancak Valiliğin açıklamasının henüz olay yeri inceleme yapılmaksızın alelacele gerçekleştirilmiş olması, savcının güvenlik gerekçesiyle, olay yeri incelemeyle birlikte olayın gerçekleşmesinin ardından yaklaşık 12 saat sonra incelemeye gitmiş olması, açıklamanın gerçeklere dayanmadığını göstermiştir. Bu durum, olayın ayrıntılarının üzerinin örtülmeye çalışıldığı düşüncesini güçlendirmiştir. Bilindiği gibi TCK'nın 231.maddesi, bir kamu görevlisinin gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişiye verilecek cezayı düzenleyerek, kamu görevlilerin bu konudaki yükümlülüklerine işaret etmektedir."
Dirayet, ayrıca konuya ilişkin Meclis Genel Kurulu'na İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanıtlaması için yazılı soru önergesi verdi.
Önergede, Süleyman Soylu'ya şu sorular yöneltildi:
"*Erzurum Bölge İdare Mahkemesi, Ağustos 2017'de Valiliğin verdiği kararı reddederek, soruşturma açılmasına karar vermiştir. Bu süre zarfında delillerle ve olayın sorumluları ile ilgili herhangi bir önlem alınmış mıdır?
*TCK m. 231 bir kamu görevlisinin gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişiye verilecek cezayı düzenleyerek, kamu görevlilerin bu konudaki yükümlülüklerine işaret etmektedir. Yasa gereğince hakkında soruşturma başlatılmış bir kamu görevlisi var mıdır?
*İki yıldır konu ile ilgili tek bir açıklamada bulunmamış olan Kurumunuz, Dünya Çocuk Hakları Günü itibarınca konuyla ilgili bir açıklamada bulunmayı düşünmekte midir?"