
Yeni yasama yılı başlarken Meclis’te neler yaşandı
- 09:01 30 Eylül 2025
- Siyaset
Melek Avcı
ANKARA - 28’inci Dönem’in 3’üncü Yasama Yılı, Kürt sorununda çözüm arayışlarının yeniden gündeme girdiği ama umut hakkı başta olmak üzere kritik düzenlemelerin somut yasaya dönüşmediği bir dönem oldu. Barış ve Demokratik Toplum umudu büyürken, bunu somut adımlarla güçlendirecek olan Meclis’in 4’üncü Yasama Yılı’na gözler çevrildi.
Meclis, 1 Ekim itibariyle 28’inci Dönem’in 4’üncü Yasama Yılına girerken, geride bıraktığı 3’üncü Yasama Yılı siyasetin ve bölgenin yönünü değiştiren tartışmalara sahne oldu. Bu dönem, özellikle Kürt sorununa dair çözüm kapısının aralandığı, farklı siyasi aktörlerin birbirine zıt ama aynı derecede belirleyici çıkışlar yaptığı bir süreç olarak hatırlanıyor. Özellikle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve siyasi tutsaklar için “umut hakkı” etrafında gelişen tartışmalar, hem iktidar hem muhalefette farklı biçimlerde gündeme taşındı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’a ilişkin çağrıları, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) umut hakkını merkeze alan kanun teklifleri ve Meclis kürsüsünde süren yoğun tartışmalar, çözüm arayışının yeniden ivme kazandığını gösterdi.
Somut adımlara evrilmeyen tartışmalar
Buna karşı 3’üncü Yasama Yılı, büyük umutlar uyandıran bu tartışmaların somut adımlara dönüşmemesiyle de kayda geçti. Umut hakkına dair verilen teklifler Adalet Komisyonu’nda bekletildi, anayasal ve yasal düzeyde Kürt sorununu çözmeye dönük kapsamlı bir düzenleme Meclis yapılmadı. Böylece 3’üncü Yasama Yılı, sürecin sembolik başlangıcı olarak anılsa da, henüz çözüm yolunda kalıcı adımların atılamadığı bir dönem olarak tarihe geçti.
Ancak tüm bu eksikliklere rağmen, Meclis kapanmadan hemen önce kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonun varlığı, yeni dönemin en önemli kazanımlarından biri olarak değerlendirildi. Komisyonun kurulması, tartışmaların dağılmadan kurumsal bir zemine taşınması ve 4. Yasama Yılında yasaların Meclise taşınması açısından olumlu bir gelişme olarak yansıdı.
Parlamentoda sürece dair neler yaşandı?
3’üncü Yasama Yılı, PKK’nin adımlarına rağmen çözüm tartışmalarının siyasi zeminde açıldığı fakat yasal düzenlemelere dönüşmediği bir dönem olarak kayda geçti. Meclis gündeminde tartışmalar yoğunlaşırken, kimi çıkışlar süreci hızlandırdı, kimi adımlar ise durağanlaşmaya yol açtı. Ancak dünya deneyimlerine de bakıldığında süreçlerin yıllara yayıldığı gözlemlenirken, bütün bu başlıklar tek başına tabloyu tamamlamıyor. Bu yönüyle yılın gerçek panoraması, tekil beyanlardan çok, ay ay ilerleyen gelişmeler zincirinde saklı. Şimdi bu zincire yakından bakmak gerekiyor.
Ekim 2024: Yeni sürecin başlangıç ibareleri
*1 Ekim: TBMM 28. Dönem, 3. Yasama Yılı’nın açılışı yapıldı. Açılış günü Meclis Genel Kurulu’nda kürsü konuşmaları sırasında MHP lideri Devlet Bahçeli, DEM Parti Eş Genel başkanı ile tokalaşıp halkların dikkatini çekti. Medya ve siyasette bu hareket “yeni bir dönemin işareti” olarak yorumlandı. Devlet Bahçeli daha sonra, “Dünyada barış isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım” sözlerini kullandı.
*8 Ekim: Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında DEM Parti’ye “Türkiye partisi olun” diyerek bu çağrının “uzatılan el” ve “milli birlik” temalı bir öneri olduğunu ifade etti. Buna karşılık DEM Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları, “DEM Parti zaten Türkiye partisidir” diyerek çağrıyı doğrudan kabul ettiğini, ama bunun somut adımlarla desteklenmesi gerektiğini söyledi.
*15 Ekim: Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yeni bir çıkış yaptı: “Meclise gelsin, örgütün lağvedildiğini ilan etsin” sözleriyle, sürecin ön şartlarının “açıklık” ve “irade beyanı” olduğunu söyledi.
*22 Ekim: Devlet Bahçeli, Meclis grup toplantısında sürecin en kritik çağrısını yaptı: “Şayet Öcalan’ın tecridi kaldırılırsa, gelsin DEM Parti grup toplantısında konuşsun; terörün bittiğini açıklasın, örgütün tasfiyesi tek taraflı ilan edilsin” dedi. Devlet Bahçeli bu çağrısında yasal düzenlemelerden ve Meclis’te sürecin yer almasından söz etti.
*23 Ekim: Ömer Öcalan, İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile bir aile ziyareti gerçekleştirdiğini açıkladı. Bu görüşme tecridi kısmen kıran ilk adım olması itibariyle halk tarafından coşkuyla karşılandı. Görüşmede Abdullah Öcalan “koşullar oluşursa süreci çatışma zemininden siyasi zemine çekecek kapasiteye sahibim” dedi.
Kasım- Aralık 2024: Kürt sorununda çözüm tartışmalarının yükseldiği süreç
*Kasım: DEM Parti’de yer alan bütün milletvekilleri Abdullah Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığına kapsamlı resmi başvuru yaptı.
*28 Aralık: Adalet Bakanlığı, DEM Parti İmralı heyetinin İmralı Adası’na gidip Abdullah Öcalan ile görüşmesine ilişkin başvurusunu onayladı. Heyette Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan yer aldı. Bu ziyaret, sürecin ilk adımlarından biri olarak kayda geçti.
*29 Aralık: Heyet dönüşünde, Abdullah Öcalan’ın, “Türk-Kürt kardeşliğinin yeniden güçlendirilmesi tarihi bir sorumluluktur” şeklinde bir mesajı kamuoyuyla paylaşıldı. Bu mesajda siyasi partilere, dar dönemsel hesaplarla süreci sabote etmemeleri çağrısı yapıldı.
Ocak 2025: Sürece destek için siyasi parti trafiği
*5–7 Ocak: DEM Parti İmralı heyeti, Meclis’teki siyasi partiler, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli gibi aktörlerle görüşme trafiği yürüttü. Meclisin hareketli olduğu bu dönem, bir diplomasi ve siyasi temaslar dönemiydi. Siyasi partiler görüşmelerin ardından yaptıkları açıklamalarda barış ve demokratikleşmeye destek sunacaklarını, yasal güvencelerin oluşturulması vurguları yaptı.
*14 Ocak: Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında ikinci İmralı görüşmesini istemenin önemine vurgu yaptı.
*22 Ocak: DEM Parti heyeti ikinci kez Abdullah Öcalan ile doğrudan görüştü. Bu görüşme sonrası beklenen kapsamlı açıklama Bolu’daki yangın nedeniyle ertelenmiş olsa da, süreçteki irade beyanlarının devam ettiği belirtildi.
*28 Ocak: Devlet Bahçeli, Meclis grup toplantısında sürecin Meclis ayağını teşvik ettiğini ve burada yürütülmesi gerektiğini söyledi.
Şubat-Mart 2025: Tarihi çağrının yankısı
*27 Şubat: DEM Parti heyeti, İmralı’da üçüncü görüşmeyi gerçekleştirdi. Görüşme sonrası “Barış ve Demokratik Toplum Süreci” çağrısına dair hazırlıklar konuşuldu. Abdullah Öcalan, “Barış ve Demokratik Toplum” sürecine girildiğini belirterek PKK’nin kongresini toplayarak fesih kararı alması çağrısı yaptı.
*28 Şubat: Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan, tarihi çağrının ardından açıklama yaparak, artık yeni safhaya geçildi” dedi. Sürecin devlet kurumları tarafından dikkatle izleneceğini belirtti.
*1 Mart: PKK, Abdullah Öcalan’ın çağrısına yanıt olarak ateşkes ilan ettiğini duyurdu: “Bugünden geçerli olmak üzere saldırı olmadıkça silahlı bir eylem olmayacaktır” ifadesi kullanıldı. Devlet Bahçeli, İmralı'da kaleme alınan açıklamanın baştan sona değerli ve önemli olduğunu belirterek, PKK’nin yaptığı açıklamanın da memnuniyet verici olduğunu söyledi.
*10-17 Mart: Çağrının ardından Meclis’te siyasi partiler ile yeniden siyasi temaslar başladı. Sürece ilişkin yasal adımlar ve meclis komisyonu tartışmaları yürütüldü.
Nisan – Mayıs 2025: Kongre kararları ve komisyon tartışmaları
*12 Mayıs: PKK’nin 12. Kongresi toplandı ve örgüt, silahlı mücadeleyi sona erdirme ve örgütsel fesih kararları aldı.
*18 Mayıs: Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan’ın da işaret ettiği gibi Meclis’te “Terörsüz Türkiye” adıyla kapsamlı bir Meclis komisyonu kurulması çağrısı yaptı. Bu tartışma, sürecin meclis zeminine taşınması açısından kritik bir öneriydi.
*27 Mayıs: DEM Parti heyeti ile Devlet Bahçeli Meclis’te bir görüşme yaptı; bu görüşmede PKK’nin silah bırakma süreci, ceza infaz kanunu, siyasi tutsakların durumu, anayasa reformu ve Meclis’teki sürecin işleyişi masaya yatırıldı.
Temmuz 2025: Silah yakma ve komisyon kurulması
* 9 Temmuz: Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, “Barış ve Demokratik Toplum” sürecinde ikinci çağrısını yaptı. Abdullah Öcalan, hazırladığı Demokratik Toplum Manifestosu’nun 50 yıllık “Kürdistan Devriminin Yolu” manifestosunun yerini alacağını ve bölgesel-küresel barış için tarihi bir adım olacağını belirtti.
*11 Temmuz: 15 kadın, 15 erkekten oluşan “Barış ve Demokratik Toplum Grubu” Cesene Mağrası’nda silah imha töreni gerçekleştirerek tüm dünyaya barış mesajını verdi.
*31 Temmuz: TBMM çatısı altında kurulması planlanan “Çözüm Süreci Komisyonu” için partilerin sunacağı milletvekilleri isimleri kesinleşti. Planlanan adımlar arasında komisyonun görevi, PKK’nin silahsızlanması, demokratikleşme adımları, ceza infaz düzenlemeleri, Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit koşullarının yeniden düzenlenmesi ve anayasa süreçleri gibi konuları parlamenter zeminde ele almak.
*Komisyonun ilk toplantısı yasama yılı kapandıktan sonra 5 Ağustos 2025 günü saat 11:00’de gerçekleştirilerek. İsim ve çalışma usul ve esasları belirlendi.
Yasa teklifleri ve parlamento önerileri
Sürecin meclise yansıyan tartışmalarında, tutuklu eski HDP’li siyasetçilerle ilgili ceza infaz düzenlemeleri talepleri öne çıktı. Meclis’te bu tarz düzenlemelerin yasa teklifleriyle ele alınmasına ilişkin Meclis kürsülerinde DEM Partili siyasetçiler sıkça çağrılar yaptı.
Sürecin parlamenter ayağında, çoğu siyasetçi yeni anayasa vurgusu yaptı. “Kapsayıcı demokrasi”, “kimlikler temelinde hak temelli düzenleme”, “yerinden yönetim”, “anadil eğitimi”, “tecrit yasakları” gibi kavramlar tartışma metinlerinde yer aldı. Bu tür unsurlar, süreçteki yasal teklif arayışı açısından referans oldu.
Umut Hakkı’na ilişkin kanun teklifleri ve gelişmeler
3.Yasama Yılı’nda DEM Parti milletvekili ve HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş’ın öncülüğünde “Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasında koşullu salıverme yasağının kaldırılması ve 25. yılda koşullu salıverme imkânı sağlanması amacıyla bazı kanunlarda değişiklik yapılması” başlıklı bir kanun teklifi Meclis’e sunuldu. Bu teklif, Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı” bağlamında koşullu salıverme hakkı perspektifiyle düzenlemeler içeriyordu. Bu teklif hâlâ Adalet Komisyonu’nda bekliyor durumda.
103 kanun teklifi
DEM Parti milletvekilleri “umut hakkı” için 103 adet kanun teklifi verdiler. Teklifler farklı formatlarda ama aynı temel amaçla hazırlandı: ağırlaştırılmış müebbet cezalarının infazının yeniden düzenlenmesi ve koşullu salıverme imkânının tanınması. Bu tekliflerin hepsi Adalet Komisyonu’na sevk edildi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de süreçle birlikte grup toplantılarında Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı”ndan yararlanması yönünde yasal düzenleme çağrıları yaptı. Devlet Bahçeli’nin bu çağrısı, DEM Parti’nin sunduğu ve Adalet Komisyonunda bekletilen tekliflerini hatırlattı.
AKBK’de “umut hakkına” ilişkin 18 Eylül 2025’te açıkladığı kanun tekliflerine ve Meclis komisyonuna işaret ederken yeni yasama yılında söz ve çağrılardan çok yasal düzenleme ve kanun yapma süreçlerine girilmesi beklentisi halk da güven arttırıcı bir adım olarak beklentiler arasında.