
Hamide Yiğit: Kürtlerin olmadığı görüşmeler sonuçsuz kalır
- 09:01 25 Aralık 2017
- Siyaset
Habibe Eren
ANKARA - Suriye’de yaşanan son gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulunan Ortadoğu uzmanı yazar Hamide Yiğit, Soçi'de toplanacak Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne değinerek, siyasi çözümün asıl bileşenlerinin Suriye hükümeti ve Kürt temsiliyeti olduğunu vurguladı. Hamide, Kürtsüz bir çözüm olamayacağını da sözlerine ekledi.
Rusya'nın Suriye özel temsilcisi Aleksandr Lavrentyev 29-30 Ocak'ta Soçi'de toplanacak Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne PYD’nin katılmayacağını açıkladı. Ancak kongrede Kürtleri temsilen de katılımcılar olacak. Suriye ve Ortadoğu’ya dair düzenlenen herhangi bir zirveye Kürtler katılmadığı sürece çözüm odaklı kararlar alınamayacağını belirten Ortadoğu Uzmanı Yazar Hamide Yiğit, AKP’nin, “Efrin’e gireceğiz” sözleri ve son süreçte yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın "Efrin'e gireceğiz" söyleminin sahada karşılığının olmadığını belirten Hamide, "İdlib’e 'harekat' düzenlendiği ilk günlerde havuz medyası koro halinde asıl hedefin Afrin’deki Kürtler olduğuna dair propaganda yaptı. O zaman da söyledim şimdi de söylüyorum: AKP’nin İdlib’e girişi, Suriye denkleminde önemli bir pozisyon edinmesinden kaynaklı değil, tamamen zorunluluktan kaynaklıydı" dedi.
‘Çok yönlü sıkışmışlığın karşılığı Kürt düşmanlığı’
Suriye politikasında derin bir iflas yaşayan ve denkleminin tamamen dışına itilmek üzere olan AKP’nin bu görevi kabul etmekten başka şansı olmadığını, bu durumun yandaş medya tarafından muazzam bir başarıymış gibi lanse edildiğini söyleyen Hamide, "İç ve dış politikada hem siyasi hem de ekonomik açıdan çok yönlü sıkışmışlığı aşmanın güncel adı 'Kürt karşıtlığıdır' ve bu günlerde AKP’nin iç politikaya bunun dışında sunabileceği hiçbir argümanı yoktur. O yüzden İdlib bataklığına sürüklenirken 'PYD’nin önünü kesme' gibi bir hedef pazarlanmaktadır. Belki de AKP’nin nihai niyetleri bunlar olabilir ama şu anda sadece birer hayalden ibarettir ve bu algı aslında İdlib bataklığına doğru yol alan AKP’ye bir 'meşruiyet' kazandırmaktadır" ifadelerini kullandı.
'Vekalet savaşında İdlib final olacak'
"Suriye’deki vekalet savaşında İdlib final olacaktır. Başından itibaren İdlib meselesine; 'orası Türkiye’nin savaşı olacak!' gözüyle bakılıyordu. Çünkü İdlib’i cihatçıların merkezi haline getiren kapı Türkiye’den açıldı" diyen Hamide, sözlerine şöyle devam etti: "Astana’da Türkiye’ye ‘kendi yarattığı cihatçı sorunu kendisinin çözmesi’ görevi verildi. Türkiye’nin üstlendiği sözde kritik rol budur: Ektiğini biçmek!.. O yüzden son derece riskli ve altından kalkılması zor bir görevin üstlenildiği İdlib intikali, iç kamuoyuna 'Kürt koridorunu engellemek' biçiminde propaganda ediliyor. Çünkü neresinden baksanız Türkiye, Suriye iflasının meyvelerini İdlib bataklığı olarak topluyor. Ama İdlib’e girmeden önce söylenen ve hala söylenmeye devam eden 'hedefimiz Afrin' nutuklarının hiçbir karşılığı olmadı, olamaz da. Çünkü dış politikada derin iflas yaşayan AKP bugünlerde Rusya’ya mahkum…"
'ABD'nin Suriye'deki varlığına Rusya'dan hamle'
Geçen günlerde Beşar Esad'ın, “ABD ile işbirliği yapanlar vatan hainidir” söylemine de değinen Hamide, "Beşar Esad’ın bu söyleminin hedefinde doğrudan ABD işbirlikçiliği var. Ben YPG’yi kastettiğini düşünmedim. ABD Suriye’deki varlığını kalıcı hale getirmek istiyor. Öte yandan bu tür keskin bir söylem aslında ilk kez dile getirildi” dedi. Beşar Esad’ın söylemini yorumlayan Hamide, “Rusya’nın sahada stratejik üstünlüğü var ve çözüm süreci Rusya üzerinden yürüyecek gibi görünüyor. Tam da bu zamanda ABD’nin Suriye’deki varlığına karşı bir hamle söz konusu. Mesaj açık bana göre: ABD’nin Suriye topraklarındaki varlığının hukuku-meşruluğu masaya yatırılacaktır. Derhal çekilmesi istenecek” diye konuştu.
'Türkiye'nin Kürt listesi ile Suriye'nin ki başka'
Astana’da devam eden Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'ne “Cenevre sürecindeki tüm taraflar davetlidir” söylemini hatırlatan Hamide, bu açıklamanın formalite bir açıklama olduğunu kaydederek şöyle konuştu: "Çünkü bu taraflarla yürütülen Cenevre toplantılarının hiçbirinden bir sonuç çıkmadı. 2016 Cenevre toplantısına PYD’nin de katılmasını Rusya istedi ama ABD reddetti ve bunun yerine Suud destekli Riyad heyeti apar topar Cenevre’ye yollandı. Kürtlerin olmadığı görüşmelerin sonuçsuz kalacağı açıktır.”
'Afrin'e saldırı söylem sadece AKP'ye yarıyor'
Rusya'nın Suriye'de askerlerini geri çekme kararına da değinen Hamide, bunun ABD’ye bir mesaj olduğunu belirterek, Rusya’nın Suriye sahasında fazla askeri gücü olmadığını ve çekilme açıklamasının ABD’ye dönük bir mesaj olduğunu vurguladı. ABD'nin DAİŞ bitene kadar Suriye’de kalacağı yönündeki açıklamalarını hatırlatan Hamide, "Rusya da 'sahada IŞİD ve diğer cihatçı büyük oranda bitti, biz de çekiliyoruz' diyerek, ABD’ye 'senin de çekilme zamanın geldi, yoksa işgalci olursun' mesajını veriyor. Zaten Esad’ın 'ABD emrinde savaşan haindir' açıklaması bundan hemen sonra geldi. Öte yandan Rusya Afrin’den çekilmiyor. Hatta sınır köylerde askeri varlığını güçlendiriyor. Sürekli 'Afrin’e saldırı olacak' söylemi döndürülüyor. Aslında bu söylem bir yandan sadece AKP’ye yarıyor, diğer yandan Kürtlerin ABD’nin kanatları altına itilmek istendiği hissini uyandırıyor. Bunu kimler istiyorsa, sürekli gündeme taşıyan ve servis eden de onlardır” dedi.
'Türkiye, Rusya’ya mahkum’
Suriye’de artık vekalet savaşının sonuna gelindiğini söyleyen Hamide, bundan sonra sürecin çözüme doğru evirileceğini ve çözümün sahadaki gerçek öznelerinin Suriye’deki halklar olacağını ifade etti. Kürtler'in ise Suriye’nin öznesi olarak çözümün kritik bileşenlerinden olduğunu söyleyen Hamide, "Bunu herkes kabul etmek zorunda kaldı. Türkiye de Soçi zirvesinde bu zorundalığı gördü ve kabul etti. Siyasi çözümün asıl bileşenleri Suriye hükümeti ve Kürt temsiliyetidir. Türkiye ise hem kolaylaştırıcı hem de tıkayıcı olabilir. Kolaylaştırıcılığı, Rusya’ya mahkum oluşundan kaynaklanıyor. Tıkayıcılığı ise, kendi Kürt’ünü dayatmak istemesinden kaynaklı" şeklinde konuştu.