
Nilüfer Koç: Ulusal birliğin zeminini kadınlar yaratabilir
- 09:06 28 Aralık 2017
- Siyaset
Devrim Amed-Zeynep Kızılırmak
DERÎK - Kürt ulusal birliğinin sağlanmasını engelleyen en temel zihniyet yapısının iktidarcı, benmerkezci erkek egemen zihniyet tarzı olduğuna işaret eden Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaskanı Nilüfer Koç, “Kadınlar bu iktidar ve egemenlik alanının dışında kaldıkları hatta mağduru oldukları için rekabet yerine dayanışmayı ve birlikteliği daha kolay yaratmaktadır. Dört parçada kadınların birliktelik zemini yaratması bunun için daha gerçekçi ve sağlam bir çalışmadır" dedi.
Üçüncü dünya savaşı olarak adlandırılan Ortadoğu'da dengelerin yeniden kurulduğu dönemde Kürtlerin birlikte mücadelesi geleceklerini belirleyecek. Başûr, Bakur ve Rojava parçalarında son 4 yıldır devam eden ulusal birlik çalışmaları son dönemlerde hız kazandı. "Kürt kadınlarının birliği ulusal birliğin teminatıdır" sloganı ile bu sürecin öncüsü olan kadınlar geçtiğimiz günlerde Kuzey Suriye Federasyonu'nun Derîk kentinde “Rojava Kürt Ulusal Kadın Çalıstayı”nı gerçekleştirdi. Rojava ve Başûr’dan 210 kadının katılımı ile gerçekleştirilen çalıştayda “3. Ulusal Kürt Kadın Birliği Konferansı”nın gerçekleştirilmesi için çalışmalar yürütülmesi başta olmak üzere önemli kararlar alındı. Çalıştaya katılan KNK Eşbaşkanı Nilüfer Koç, Başûrê Kürdistan'daki Son yaşanan gelişmelerle birlikte, kadınların ulusal birlik çalıştayları ve yaratacağı sonuçları JinNews'e değerlendirdi.
'Başûr'daki yanlış adım tüm parçaları etkiledi'
Ortadoğu'daki dış müdahale ve iç despotik yapıları ele alarak söze başlayan Nilüfer, bölgedeki savaş, kriz ile gerginliklerin bölgesel ve küresel güçlerden bağımsız ele alınamayacağını söyledi. Son olarak Başurê Kürdistan'da yaşanan gelişmelerden örnek veren Nilüfer, "En son bu gerçekliği Başûr Kürdistan'ın da gördük. 25 Eylül referandum kararıyla ne ulusal ne bölgesel ne de küresel dengeler dikkate alınmadan dar bir çevre ile karar alınmıştır. Ardından bu karara karşı olanlar harekete geçmiş ve 2003'ten bu yana kazanılan Federatif statü yerine Başûr'un işgal edilmesine götürülmüştür" diye konuştu.
Nilüfer, ortaya çıkan durumu ve Kürt karşıtı ittifakın bu süreçteki rolünü, "Başûr'da atılan yanlış adım kendisiyle birlikte diğer parçalara da zarar vermiştir. AKP referandumun ardından İran, Irak ve Suriye rejimleriyle anti-Kürt politikasıyla ortak bir politika geliştirmeye çalışmış ve bununla Kürt karşıtı cepheyi güçlendirmiştir" şeklinde değerlendirdi.
'Rojava'nın kazanımları Kürt kazanımına dönüşmeli'
Rojava'da elde edilen askeri ve siyasi başarıların tüm taraflar için Kürtlerin kazanımlarına dönüştürülmesi gerektiğine işaret eden Nilüfer, Başûr'da bölgesel hükümetin bu sonuçları değerlendirmek yerine parçacılık yaptığı eleştirisinde bulundu. "Rojava ve Bakur devrimleri tek bu parçalar için değildir" ifadelerini kullanan Nilüfer, Rojava ve Bakur’da yaşanan gelişmelerin otomatik olarak Rojhilat ve Başûr’da etkisini bulduğunun altını çizdi. Başûrê Kürdistan'da özellikle referandum sonrası yaşanan gelişmelere işaret eden Nilüfer, "Başûr'da yaşanan siyasal boşluk Türk ve İran devletlerinin desteği ile Irak'ı işgale yönelik cesaretlendirmiştir. Mevcut durumda 'tartışmalı' bölgeler olarak ifade edilen yerler İran ve Türk devletlerinin oluşturduğu paramiliter güçlerinde desteği ile Kürtlerden arındırılmaya çalışılmaktadır" diye konuştu.
‘Ulusal birlik Kürtler için kaçınılmazdır’
Skyes-Picot'un güncellenmeye çalışıldığı bir dönemde Kürtler için ulusal birliğin kaçınılmaz olduğunu kaydeden Nilüfer, statükoyu korumaya çalışan Türk ve İran devletlerinin savaşı bu nedenle Başûr’a taşımak istediklerini ve Başûr halkının bunu gördüğü için son günlerde eylemselliğe giriştiğini söyledi. Nilüfer, "Ulusal Kongre Kürt halkının özellikle Başûr’daki varlığını savunmak, korumak ve geliştirmek açısından zorunludur. Rakka sonrası basta Rojava ve Kuzey Suriye güçleri olmak üzere küresel güçler savaşın önemli oranda aşıldığı artık siyasal çözüm aşamasına girildiğini belirtiyor. Savaşla ömrünü uzatan ve kriz üzerinden kendini var eden Türk ve İran devletleri savaşı Başûr’a taşıma peşindeler. Bunu gören halkımız eylemsellikler ve uyarı ile hükümeti istifaya çağırmıştır. Başûr yönetimi hala 16 Ekim işgal girişimleri ve ardından başlayan tehlikeli sürecin halka özeleştirisini vermemiştir" diye kaydetti.
'Başûr'da kaos aralığı yaşanıyor'
Başûr'da yaşanan gelişmeleri "Kaos aralığı" olarak niteleyen Nilüfer, "Bu yönetenlerin artık yönetemediği, yönetilenlerin de artık mevcut yönetimi istemediği süreçtir. Yapılması gereken; iktidarın derin ve kapsamlı bir sorgulama ile kendini gözden geçirmesi, halkın ise geri siyasi kültürü bırakması olmalıdır. Halk demokrasi, şeffaflık, özgürlük ve güvenlik istemektedir. Yeni dönem siyaseti buna göre yeniden yapılandırılmalıdır. Süreçte radikal demokratikleşmeyi zorunlu kılıyor" şeklinde konuştu.
'Sayın Öcalan 2013'te işaret etmişti'
Nülüfer, Başûr'daki tehlikeyi gören PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Nisan 2013'te KDP Başkanı Mesut Barzani ve YNK Lideri Celal Talabani'ye mektup göndererek, Kürt Ulusal Kongresi'nin bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiğini belirttiğini hatırlattı. Nilüfer konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sayın Öcalan yazdığı mektupta Ortadoğu'da o dönem başlayan büyük sorun ve büyük imkanlara dikkat çekerek, Kürtlerin gücünü bazı ilkeler temelinde birleştirmesiyle büyük kazanımlar elde edeceğine vurgu yapmıştır. Kürtlerin bazı ilkeler temelinde birleşmesiyle büyük kazanacağını söylemiştir. Kongre tüm hazırlıklara rağmen yapılamadı. Başûr yönetimi Sayın Öcalan'ın Kürt kazanımları için işaret ettiği yoldan gitmek yerine yabancı güçlere kulak verdi.
‘Abdullah Öcalan’a kulak tıkayanlar Kürtlere kaybettiriyor’
Bugün de halk sokaklarda demokrasi ve güvenlik talep ederken Başûr yönetimi Paris, Berlin ve Londra'dan çözüm bekliyor. Halbuki çözüm halkın taleplerini yerine getirmekte. Şüphesiz Hewler-Bağdat arasındaki diyalogun gelişmesi için Avrupa ülkelerinin vereceği katkı önemlidir ancak halkın taleplerini öz gücünle karşılamak zorundasın. Halka bakış açısında köklü bir yanılgı var. Avrupa'dan elde edilecek mali yardımla sorunları çözmek en büyük yanılgıdır. Halk paramiliter çetelere karşı güvenlik ve özgüce dayalı ekonomi istiyor. 2013'te Sayın Öcalan'ın çizdiği Ulusal Kongre'ye kulak tıkayanlar hala aynı tutum içindeler ve bu Kürtlere kaybettiriyor."
Ulusal birliği sağlamak için 2011 yılından bu yana 4 parçada çalışmalar yürütüldüğünü dile getiren Nilüfer, KNK'nin 2013 yılında bu yana fiili olarak içinde yer aldığı birlik çalışmalarında önemli çalıştaylar yaptıklarını söyledi.
'Erkek egemen siyasi kültür birliği zorluyor'
Kadınların ulusal birlik için yaptıkları çalışmaların çok önemli olduğunu kaydeden Nilüfer, iktidarcı eril bakış açısının Kürtlerin birlik zemininde yer almasına zorlayan en temel zihniyet yapılarından biri olduğu tespitini yaptı. "Erkek egemenlikli geleneksel Kürt siyaseti anti demokratiktir" diyen Nilüfer şunları söyledi: "Nasıl erkek kendini egemen görüyorsa, temsil ettiği siyasi parti de ayni karakteri taşır. Katı hiyerarşik, toplumun taleplerini ciddiye almayan, ben merkeziyetçi erkek zihniyeti taşıyan partiler siyasetin gerçeğidir. Kadınlar bu iktidar ve egemenleri alanının dışında kaldıkları hatta mağduru oldukları için rekabet yerine dayanışmayı ve birlikteliği daha kolay yaratmaktadır. Dört parçada kadınların birliktelik zemini yaratması bunun için daha gerçekçi ve sağlam bir çalışmadır."
'Parçalardaki çalıştaylarla birlik sorunu tartışılıyor'
"Hiç şüphesiz erkek egemenlikli felsefeye ikna olmuş kadınlarda var" diye konuşan Nilüfer, bu nedenle öncelikle parçalarda birlik sorununu ele alan çalıştaylar yapılmasını önemli bulduklarını söyledi. Nilüfer, "Ulusal birlik konusunda partilerin erkek egemen bakış açısı kadınlar cephesinden de görülebilmektedir. Bunu aşmak için parçalarda çalıştaylarla kadınları ortak zeminde buluşmasını sağlamak önemli olmaktadır. Her parça öncelikle kendi içinde birlik sorununu ele alıp ilkesel çerçeveyi belirliyor. Bununla birlikte diğer parçaların birliğinin ilkeleri de ortaya çıkıyor. Her parça diğer parçaya yönelik öneriler yaparsa Kürdistani bir bakış açısı ortaya çıkar" diye kaydetti.
'Rojava'nın kadın özgürlüğü tüm ülkeye model olabilir'
Son olarak Rojava'nın Derîk kentinde düzenlenen “Rojava Kürt Ulusal Kadın Çalıştayı”nda kadınların buluşmasının önemli olduğunu kaydeden Nilüfer, Kürtlerin ve kadınların ortak çıkarına esas alacak bir ulusal birlik için ilkeler belgesi hazırlamak için bu tür çalışmaların 4 parçada önemli olduğuna dikkat çekti. Nilüfer son olarak şunları dile getirdi: "Kadın ulusal birlik çalıştayları aynı zamandan genel Kürt Ulusal birliği hakkında da, kadınların özgürlüğünü esas alacak tasarı ve ilkeler belgesini hazırlamalıdır.
Çalıştayın iki önemli hedefi var
Kısacası “”Kadın Ulusal Birlik Çalıştayı”nın iki önemli hedefi olmuştur. Birincisi; kendi parçasını ilgilendiren kadın ulusal birlik ilkelerini belirleme ve ilerde bu ilkeler çerçevesinde kurumsal örgütleme. İkincisi; genel ulusal birlik stratejisine, kadın ulusal birlik belgesi sunabilmek. Yani kadınların bu çalışmalara kendi bakış açılarıyla katılmaları bu çalışmayı stratejik kılar. Karma yapıların parçacı erkek egemen yapısını aşmak için kadınların hazırlıklı katılmalarına sağlayan önemli bir işlev görüyor bu çalıştaylar.
‘Diğer parçalara örnek olacak birikimler oluştu’
Rojava Kürdistan'ında Kongra Star tarafından birikim ve tecrübe ile gerçekleştirilen çalıştayla birlikte, bu parçada kadın eliyle yaratılan özgürlük, diğer parçalara örnek teşkil edebilir. Diğer parçalara örnek olacak bir birikim oluştu burada. Bu bakımdan Rojava özellikle kadın özgürlüğü konusunda ciddi sıkıntılar yaşayan ülkemizin diğer parçalarına büyük katkı sunabilir."