Garzan Mezarlığı'ndaki yıkım ve cenazeler için araştırma önergesi

  • 14:31 28 Aralık 2017
  • Siyaset
ANKARA - HDP Bitlis Milletvekili Mizgin Irgat, Yukarı Ölek köyündeki Garzan Mezarlığı'nın yıkılarak 267 cenazenin İstanbul'daki Adli Tıp Kurumu'na getirilmesinin nedenlerinin araştırılmasını istedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Bitlis Milletvekili Mizgin Irgat, Bitlis merkeze bağlı Yukarı Ölek köyünde bulunan Garzan Mezarlığındaki mezarların yıkılarak 267 cenazenin İstanbul Adli Tıp Kurumu'na götürülmesini Meclis gündemine taşıdı. Mezarlıkta bulunan cami, cemevi ve taziye evi gibi yapıların da yıkıldığını belirten Mizgin, mezarlık ve cenazelere ilişkin yapılanların araştırılması için Meclis Başkanlığına önerge verdi. 
 
Çözüm süreci döneminde yapılan mezarlığın 2015 yılının sonbaharında yıkılmaya başlandığını belirtilen önergede yer alan gerekçede şöyle denildi: 
 
"Gömülme; öldükten sonra çeşitli yöntemlerle inşa edilmiş bir mezar içerisinde muhafaza edilme, insanlık var oldukça süregelmiş bir uygulamadır. Bugün artık bir hak olarak kabul edilen gömülme, bir mezara sahip olma sadece kitabi dinlerin ileri sürdüğü hükümler değil tarih boyunca ortaya çıkmış tüm inançlar tarafından da buyrulmuştur. Öte yandan insanlık tarihi boyunca gerçekleşmiş savaşlarda dahi savaş meydanlarında kalan cenazelerin alınması için kısa süreli ateşkesler ilan edilmiş, ölülere duyulan saygı savaş anlarında dahi akıllardan çıkmamıştır."
 
Mezarlıkların yıkımı
 
İki yılı aşkın bir zamandır çeşitli illerde bulunan mezarlıkların bombalandığının, kepçe ve dozerlerle yıkıldığının kaydedildiği önergede, ilk önce Muş'un Varto ilçesinde bulunan mezarlığın yıkıldığı hatırlatıldı. Ardından Diyarbakır, Şırnak, Hakkari, Ağrı gibi çeşitli illerde mezar taşlarının kırılması, ve üzerindeki yazıların kapatıldığı, aynı zamanda, mezarlıkların bulunduğu bölgelerin "özel güvenlik bölgesi" olarak ilan edildiğine dikkat çekildi. 
 
Önergenin devamında şu sözlere yer verildi: 
 
"Son olarak Bitlis Merkeze bağlı Yukarı Ölek köyünde bulunan mezarlık yıkılmış, mezarlıkta bulunan 267 mezar açılarak cenaze ve cenazelerden arta kalan kemikler İstanbul Adli Tıp Kurumu'na kimlik tespit işlemleri için gönderilmiştir. Ailelerin beyanlarına göre Adli Tıp Kurumlarınca daha önce kimlik tespit işlemleri yapılmış cenazelerin kemikleri de mezarlarından çıkarılıp gönderilmiştir. Bu işlemler yürütülürken ailelere bilgi verilmemiş, cenazeler ve cenazelerden arta kalan kemiklerin neden çıkarıldığı, nereye gönderildiklerine dair hiçbir açıklama yapılmamıştır. Sonrasında avukatların girişimleri sonucu Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığı'nca mezarların kimlik tespiti için boşaltıldığı açıklaması yapılmıştır. Kimlik tespiti için DNA analizine uygun doku almak yeterli iken 267 mezar tamamen boşaltılmış, cenaze ve kemikler kilometrelerce uzaktaki bir şehre gönderilmiş, mezarlıkta bulunan 267 mezar tamamen yıkılmıştır."
 
'İhlal edilen bir süreç yaşandı'
 
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk'un annesi Hatun Tuğluk'un cenazesine yönelik saldırının hatırlatıldığı önergede, "En doğal insan hakkı olan ailesinin geleneklerine ve örf adetlerine uygun olarak, onurlu bir şekilde gömülme, akrabası olan veya kendisine çok yakın olan bir kişiyi defnetme, matem tutma ve ölüyü anma hakkı ile bütün medeniyetlerde kutsal bir değeri ve hatıra sembolü olan bir mezara sahip olma haklarının açıkça ihlal edildiği bir süreç yaşanmaktadır" sözlerine yer verildi. 
 
'Kardeşlikten söz etmek mümkün olmayacak'
 
Önergede son olarak,  "Karşı karşıya olduğumuz bu tablo, toplumun çoğunluğunun hassasiyetini gerektiren bir tablodur. Bu hassasiyet gösterilmezse toplumsal uzlaşmadan, kardeşlikten, beraber yaşamaktan söz etmek mümkün olmayacaktır. Meclis bu konudaki sorumluluğunu yerine getirmeli, bu kaygıyı gidermek için gerekli tüm tedbirlerin görüşüldüğü bir araştırma komisyonu aracılığıyla meseleyi acilen ele almalıdır" denildi.