Dilan Dirayet Taşdemir: Keskin bir mücadele bizi bekliyor

  • 09:05 30 Ocak 2018
  • Siyaset
Habibe Eren 
 
ANKARA -  HDP’nin 3. Olağan Kongresi’nde barış ve demokrasi temasının ön plana çıkacağını belirten Dilan Dirayet Taşdemir, kalıcı bir barış ve demokrasi için PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın misyonunun farkında olmak gerektiğini belirtti. Dilan, ayrıca tüm kadınları kongreye davet ederek, “Keskin bir mücadele bizi bekliyor” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) 11 Şubat tarihinde Ankara Arena Spor Salonu’nda 3.Olağan Kongresi’ni düzenleyecek. Kongre öncesi, “Yeni eşbaşkanlar kim olacak” şeklinde yürütülen tartışmalar ve iki yıllık siyasi sürece ilişkin konuşan HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, “Biz eşbaşkanlık sistemini, eşit temsiliyeti, şahıslar üzerinden değil, mekanizma üzerinden tartıştık. Kişileri nasıl konumlandıracağımızdan ziyade bu mekanizmayı nasıl daha fazla demokratikleştireceğimizin çabasını yürütüyoruz” dedi. 
 
'Kurgulamak istedikleri rejimi netleştirdiler'
 
AKP’nin bir rejim değişikliğine gittiğini bunu yaparken de Anayasa ve hukuku ayaklar aldığını söyleyen Dilan, “Karşısında muhalefet eden bütün dinamiklere saldırı konsepti geliştirerek muhalefeti ortadan kaldırmaya çalışıyor” dedi.
 
İnşa edilmeye çalışılan yeni rejimin, cinsiyetçi, tekçi, milliyetçi ve kadın düşmanı bir rejim olduğunu vurgulayan Dilan, “15 yıllık iktidarı boyunca dönem dönem üstü örtülü, dönem dönem de açıkça bu rejimin mesajını veriyorlardı. Ancak 15 Temmuz’dan sonra OHAL ve KHK’lerle kurgulanmak istedikleri rejimi netleştirdiler” şeklinde konuştu.
 
‘Kadının varlık alanı ve kimliği bastırıldı’
 
Bu anlamda kadınlara ‘makbul’ bir sınır çizildiğini söyleyen Dilan, AKP’nin politikaları ve Meclis'e getirdikleri yasalarla bu anlayışın kalıcılaştırılmaya çalışıldığının altını çizdi. Temel tartışmaların kadın bedeni ve kadın kimliği üzerinden yürütüldüğüne vurgu yapan Dilan, devamında şöyle konuştu:
 
‘Biat etmeyen kadınlar, hedef alındı’
 
“Başörtüsü mevzusundan kadınların kaç çocuk doğurup doğurmayacağı ve kadınların toplumsal yaşama katılım şekillerine kadar müdahalelerde bulundu. Kadınların varlık alanları ve kimlikleri bu anlamda bastırılmaya çalışıldı. Kürt kadın hareketi ve dünya kadın hareketi ile birlikte Türkiye’de gelişen bir kadın hareketi var. Bu deneyimler ciddi özgürlük alanları yarattı. Bu gerici, kadın karşıtı politikaları da zorlamaya başladı. 
 
Çünkü kadınlar her alanda, eşitliği, muhalefeti ve adaleti savundu. Ama bugün baktığımızda ‘AKP tipi bir diktatörlük’ inşa edilmeye çalışılıyor. Bu diktatörlükte yaşam şansının tanınmadığı kesim ise toplumun yarısını oluşturan kadınlardır. Bu yüzden en fazla kadınlar hedef alındı. Bu mücadelede duruşuyla ve anlayışı ile boyun eğmeyen ve biat etmeyen kadınlar hedef alındı. Demokratik siyasetin öncülüğü yapan eşbaşkanların ve kadın siyasetçilerin tutuklanması ve siyaseten tasfiye edilmeye çalışılması bu döneme denk geldi.”
 
‘HDP varlık mücadelesi veriyor’
 
Yaratılan bu saldırı iklimi ile birlikte toplumsal çıkmazların ve krizlerin giderek derinleştiğini ifade eden Dilan, HDP adına bir çıkış yakalamak istediklerini belirterek, “HDP kuruluş felsefesinden bugüne kadar bu toplumdaki temel çelişkilerin ve sorunların bir alternatifi olarak doğdu. 7 Haziran’da bunu toplumsal alarak karşılığını da gördük” İfadelerini kullandı. 
 
‘Sorunlar çözümsüz, duruyor’
 
Toplumun hemen hemen her kesiminin iktidarın ülkeyi yönetememesinden kaynaklı sorunlar yaşadığını söyleyen Dilan, geçen haftalarda Meclis kapısı önünde ekonomik sıkıntılarından dolayı bedenini ateşe veren inşaat işçisi Sıtkı Aydın’ı hatırlatarak şöyle dedi:
 
“Geçinemiyorum feryadı ile bir emekçi bedenini ateşe verdi. Bu aslında ülkede ekonomik sıkıntıların nasıl bir boyuta ulaştığının göstergesidir. Bunun yanında Türkiye’de Kürt sorunu, kadın sorunu ve emekçilerin sorunu çözümsüz bir şekilde olduğu yerde duruyor. HDP’nin dinamizmine aslında en fazla bu dönemde ihtiyaç var”
 
‘Yerelden başlayarak tartışmalar yürüttük’
 
Olağan kongre öncesi birçok yerde kadın konferansları düzenlediklerini belirten Dilan, en yerelden merkeze kadar sorunların tartışıldığını ve çözüm önerilerinin dile getirildiğini söyledi. 
 
Dilan, “Kongre bizim açımızdan çok önemli. Ülke kendi içinde bir kriz yaşıyor. Efrîn’e yönelik saldırı ile savaşta ısrarcı olduklarını dile getiriyorlar. Bu tüm ezilen kesimlerin ve kadınların daha fazla bedel ödeyeceği anlamına geliyor” dedi.
 
‘Kongre bir çıkış olarak tarihsel bir yerde duruyor’
 
Tüm renkliliği ve çeşitliliği ile herkese kongreye destek olmaları yönünde çağrı yapan Dilan, kongreyi çelişkilerin yoğunlaştığı bu dönemde bir çıkış olarak gördüklerini belirterek, kongrenin bu anlamda tarihsel bir yerde durduğunu ifade etti.
 
'Bizim ilkelerimiz var'
 
“Bizim oturmuş teamüllerimiz belli politik ilkelerimiz ve siyasal bir çerçevemiz var” diyen Dilan, son süreçte medyada eşbaşkanlığa yönelik tartışmalara değinerek şöyle konuştu: “ Mevcut düzen partilerine baktığımızda tek bir kişinin hegemonyası etrafında şekillenen, kararların merkezi düzeyde alındığı, ilişkilerin demokratik olmadığı, hiyerarşinin güçlü olduğu bir siyasal şekil var. HDP bunu kolektif akılla yıkmaya çalışarak yerelden bir etki ile yapıyor. Eksikliklerimize rağmen böyle bir iddiaya sahibiz. Dolayısıyla bütün dönemlerde yürüttüğümüz tartışmalardan farklı bir tartışma yok. Kadın meclisi ve kadın yapılarımızla HDP’nin iki yıllık süresini ciddi anlamda tartıştık. Biz eşbaşkanlık sistemini, eşit temsiliyeti, şahıslar üzerinden değil, mekanizma üzerinden tartıştık. Kişileri nasıl konumlandıracağımızdan ziyade bu mekanizmayı nasıl daha fazla demokratikleştireceğimizin çabasını yürütüyoruz. Kişiler şahsında keskin kriterlerimiz yok. Bizim ilkelerimiz var. Bu ilkeler ve anlayışlar doğrultusunda bunun mücadelesini yürüten her arkadaşımız bu pozisyonlarda yer alabilir.”
 
‘Keskin bir mücadele bizi bekliyor’
 
Kongreye giderken kadınlar cephesinden çok güçlü tartışmalar yürütüldüğünü söyleyen Dilan, eleştiri ve özeleştiri mekanizmalarıyla HDP’nin kadın partisi olma iddiasını daha ileriye taşıdığını söyleyerek 2018’de keskin bir mücadelenin kendilerini beklediğini ifade etti.
 
‘Savaşların ve krizlerin deneyimlendiği ilk yer İmralı oldu’
 
HDP’nin ve kadın meclisinin bir diğer gündem maddesinden birinin de PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit olduğunu söyleyen Dilan, “Olağanüstü koşulların savaş ve krizlerin ilk olarak planlandığı ve deneyimlendiği yer İmralı oldu. Bizler biliyoruz ki tecridin ağırlaştırılmaya başlanması ile birlikte savaşın giderek kızıştığını ve savaş politikaların devreye girdiğini biliyoruz. Sayın Öcalan diyalog sürecinin bitmesinden beri değil; 99 yılından beri İmralı Cezaevi’nde tecrit koşullarında bulunuyor” dedi.
 
'Öcalan'ın rolünün farkındayız'
 
Türkiye’de barışın nasıl geleceğinden, Kürt sorununun demokratik çözümüne,  kadın sorunundan çevre sorununa kadar temel siyaset ve yaşamdaki sorunların PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu çözüm önerileri ve paradigmalarıyla aşılabileceğini vurgulayan Dilan, “Kısa sürede olsa çözümün konuşulduğu zamanlarda kadın mücadelesinin nasıl ivme kazandığını ve Türkiye’nin nasıl nefes aldığını ve halkların birlikte mücadele etme zeminin nasıl güçlendiğini hepimiz gözlemledik. O yüzden biz kadınlar gerçek anlamda barışın ve demokrasinin gelmesinde Sayın Öcalan’ın ciddi bir rol ve misyonu olduğunun farkındayız. Sayın Öcalan üzerindeki tecride karşı bir tepkisellik gelişmedikçe ve özgürlüğünün tartışılması gündeme getirilmedikçe bu krizin aşılamayacağının farkındayız “ ifadelerini kullandı.
 
‘Temel mücadele hatlarımızdan biri tecrit’
 
Son iki yıldır kadınlar olarak tecridi kırmak adına kampanyalar düzenlediklerini belirten Dilan, tüm saldırı ve yönelimlere rağmen yaşamın her alanında kadınların tecride dikkat çekerek bu durumu kabul etmediğini ve direniş içinde olduğunu vurguladı. Kadın Meclisi olarak temel mücadele hatlarından birinin tecrit olduğunu ifade eden Dilan, “İmralı’da hayata geçirilen hukuksuzluk aslında bir bütünen topluma dayatılıyor. İmralı rejimi 80 milyonun üzerinde bir denetim mekanizması ve korku konseptine dönüştürülmüş durumda. Bizler bu konseptin başlatıldığı yer de dahil eşitliği, adaleti ve halkların bir arada yaşamasını sağlayabiliriz” şeklinde konuştu.
 
‘Kadınları 11 Şubat’ta akın akın kongreye bekliyoruz’
 
Dilan, son olarak 11 Şubat’ta Ankara’da gerçekleşecek 3. Olağan Kongre’ye tüm kadınları davet ederek, “Kadınların kongreye akın etmelerini ve orada bir kez daha tüm farklılıkları ortaya koymalarını istiyoruz” dedi.