DİYARBAKIR- Türkiye'nin Efrîn saldırılarının ardından başlatılan gözaltı ve tutuklama operasyonlarına tepki gösteren DBP, savaş karşıtı kesimlerin etkisizleştirilmeye çalışıldığını vurguladı. 

 

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Genel Merkezi, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven’in tutuklanması, Türk Tabipler Birliği  (TTB) Merkez Yöneticilerinin gözaltına alınması ve devam eden sosyal medya operasyonlarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetinin özel savaş politikalarıyla Kürt düşmanlığının sınırları aştığı ve bu süreçte savaş karşıtı bütün kesimleri büyük bir baskı kıskacına aldığına dikkat çekildi. 

 

'En küçük sese tahamülleri yok'

 

Efrîn’e yönelik saldırılara tepki gösterilen açıklamada, “Kürt, Arap, Türkmen, Ermeni ve Asurilerin meclis yönetimleri aracılığıyla temsil edildikleri, barışın hâkim olduğu ve savaşın hiç uğramadığı nadir yerlerden biri olan Efrîn’e yönelik kendi iktidarını korumak, demokrasi alanda kaybettiği zemini savaşla, ülke sınırlarının içerisinde olmayan bir yeri işgal ederek kazanma uğraşında olan AKP hükümeti, buna karşı en küçük bir sese bile tahammül göstermemektedir” denildi.

 

‘AKP yargıyı sopa olarak kullanıyor

 

Gözaltı, tutuklama ve baskılara dikkat çekilen açıklamada, AKP’nin  yargıyı adeta bir sopa olarak kullandığı ifadelerine yer verildi. Açıklamanın devamında, “Türkiye halklarının ortak yaşama umudunu koruyan, insanlığa karşı sorumlu davranan ESP, Devrimci Parti, SYKP, KESK üyelerine ve aydınlara karşı siyasallaşmış yargı eliyle linç operasyonlarının başlatılması bu faşizmin tezahürüdür” diye belirtildi. 

 

'Sesimizi birleştirelim'

 

“AKP hükümeti, Türkiye’de toplum savaşa destek veriyormuş gibi bir görüntüyü ortaya çıkarmak için Efrîn’e yönelik işgal operasyonuna karşı çıkan demokratik çevrelerin sesi bastırılarak, etkisizleştirilmek istenmektedir” denilen açıklamada,  şunlar belirtildi: “Siyasi soykırım, baskı ve zulüm politikaları artık bir kez daha açığa çıkarmıştır ki AKP iktidarının, Erdoğan sultasının kendi iktidarını korumak için başlattığı savaşa karşı sesimizi birleştirmez, güçlü bir duruş sergilemezsek Türkiye bir karanlıklar ülkesi haline gelecektir.

 

‘Barışın sesi olmaktan vazgeçmeyeceğiz’

 

AKP devlet imkanlarını kullanarak, polis-asker ve yargı zoruyla savaş karşıtı çevreleri susturmak isteyebilir, insan yaşamının söz konusu olduğu AKP’nin savaş politikalarına her fırsatta karşı çıkacağımız bilinmelidir. Dostlarımıza, parti temsilcilerimize yönelik gelişen gözaltı ve tutuklamaları kınıyoruz. Bir kez daha ifade ediyoruz, koşullar ne olursa olsun barışın sesi olmaktan, özgürlük, eşitlik, demokrasi yürüyüşünden asla vazgeçmeyeceğiz.”