Feleknas Uca: Efrîn halkı zulme boyun eğmeyecektir

  • 12:56 6 Şubat 2018
  • Siyaset
DİYARBAKIR -  DBP Yerel Yönetimler 2. Genel Konferansı’nda konuşan HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca, Efrîn saldırılarına değinerek, 18 gündür süren saldırıların bir işgal olduğunun altını çizdi. Kürt halkının hiçbir koşulda boyun eğmediğini dile getiren Feleknas, Efrîn’e sahip çıkacaklarını vurguladı.
 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Yerel Yönetimler 2. Genel Konferansı HDP Diyarbakır İl Binası Örgütü Binası Vedat Aydın Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Konferansa DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, DBP MYK ve PM üyeleri, HDK Eş Başkanı Gülistan Kılıç Koçyiğit, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca, görevlerine kayyım atanan DBP Belediye eşbaşkanları ve İl Meclis üyeleri katılım sağladı. Açılış konuşmasının ardından konuşan HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca, “Böyle bir süreçte böyle bir konferansın gerçekleşmesi çok anlamlıdır. Bir yandan Kürtlere olan yoğun baskılar bir yandan da verilen özgürlük mücadelesi bu konferansı anlamlı kılıyor” dedi.
 
‘Kürtlere karşı tahammülleri yok’
 
Feleknas, tarihe bakıldığında ne olursa olsun eksiklik olabileceğini ve sürecin zor olabileceğini söyleyerek, Kürt halkına yönelik gelişen bir tahammülsüzlüğün olduğunu belirtti. Feleknas, “Görüyoruz ki bize karşı bir tahammülleri yok. Ülkede ‘merkezi yönetim’ anlayışı var. Valiyi bile kendisi atıyor. Avrupa’ya baktığımızda Almanya’nın 16 eyaleti var, farklı farklı bayrakları var, meclisleri var. Tüm kararlar belediyelerden çıkıyor. Belediye başkanları ve encümenler kararları kendileri veriyor ama buraya baktığımızda Ankara’ya bağlanıyor. Bu halkın iradesine karşı siyaset yürütülüyor kayyım atanıyor. Amaç, yönetimi halkın elinden çıkarmaktır. Tekçilik siyasetine yoğunlaşılıyor. Eğer hepimiz AKP gibi düşünseydik bunlar olmazdı ama biz diyoruz ki kusura bakmayın asla sizin gibi olmayacağız” diye konuştu.
 
‘Kürt halkının iradesi üzerinde kirli politikalar yürütülüyor’
 
Kayyım atandığında ilk icraatının kadın düşmanlığı olduğunu söyleyen Feleknas, amacın ise kadın kazanımlarının ortadan kaldırılmak olduğuna vurgu yaptı. Feleknas, “Bir toplumda kadın özgür değilse ve siyaset sadece erkeklere kalacaksa mücadelemizi daha da büyüteceğiz. Kayyımdan bahsediyorsak gerçeklerden de bahsetmeliyiz. Kürt halkının iradesi önünde kirli siyasetler yürütülüyor” ifadelerine yer verdi. 
 
Türkiye’nin Efrîn’e yönelik saldırılarına değinen Feleknas, 18 gündür süren saldırıların bir işgal olduğunun altını çizdi. Kürt halkının hiçbir koşulda boyun eğmediğini dile getiren Feleknas, Efrîn’de bu durumun değişmeyeceğini ve Efrîn’e sahip çıkacaklarını vurguladı.
 
Feleknas son olarak, “Efrîn Kürt halkının kalbidir. Efrîn zulme karşı çıkıyor ve mücadele veriyor. Kimse demesin Kürt halkı tecride, zulme sessiz kalıyor asla böyle bir şey yoktur. Bizi, vekilleri, belediyeyi alabilirsiniz ama Kürt halkının aklından zihninden, kalbinden silemezseniz bu mücadeleyi. Özgürlük yakındır. 21’inci y.y Kürt halkının olacaktır. Bu zulme karşı tek ses olacağız. Cezaevlerinin kapısını açacağız ve Sayın Öcalan’ı özgürleştireceğiz” diyerek konuşmasını sonlandırdı. 
 
Feleknas’ın konuşmasının ardından DBP Yerel Yönetimler Konferansına mesaj gönderen DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in mektubu okundu. Sebahat, Ortadoğu’da, Türkiye’de yaşanan toplumsal, siyasal, ekonomik sorunların güncel sorunlar olmadığını aksine yapısal bir kriz yaşandığına dikkat çekti. AKP-MHP’nin kendi iktidarını korumak için savaş, şiddet, topluma korku salarak içeride, dışarıda savaşı derinleştirerek mevcut krizi yönetmeye çalıştığına dikkat çeken Sebahat, bu durumun sorunu çözmek yerine Türkiye’yi felaketin eşiğine getirdiğini vurguladı.
 
Sebahat mektubunun devamında şunları kaydetti:
 
“Bugün coğrafyamızda yaşanan sistem krizine toplumsal, siyasal, ekonomik, ekolojik sorunlara çözüm üreten ve insanlık için yeni bir umut yaratan demokratik, ekolojik kadın özgürlükçü paradigmamızdır. Demokrasinin yerelden inşa edilmesi, halkın öz örgütlüğünü, öz yönetimini esas alır. Demokratik özerk yönetim modeli Ortadoğu’da ulus devlet krizine, kapitalizme ve ekolojik krizlere karşı somut, gerçekçi tek seçenektir. Konferansımızda tartışılması gereken en temel konu bu özgürlükçü sistem ve modelimizin toplumla buluşmasının, toplumsallaşması ve halkın örgütlülüğünü geliştirecek olanakların, araç ve yöntemlerin neler olduğu ve bunları nasıl hayata geçireceğimiz olmalıdır.
 
‘Eksik ve yetmezliklerimiz güçlü ele alınmalıdır’
 
Bildiğiniz gibi konferanslar, eskinin güçlü bir şekilde değerlendirilmesi, eleştirisinin yapılması, öz eleştirisinin verilmesi ve bu çerçevede yeni bir başlangıç yapmanın zeminidir aynı zamanda. Bugüne kadar yerel yönetim pratiğimizi, eksik ve yetmezliklerimizi güçlü ele alıp yeni bir tarz, tempo ile önümüzdeki dönemi karşılamaya hazırlanmalıyız. Önümüzdeki sürecin seçim süreci olduğunu düşündüğümüzde bu konferansımız daha büyük bir önem kazanmaktadır. Konferansımızın, yeni dönemi karşılayacak, halkımızın örgütlülüğünü açığa çıkaracak ulusal birliğin sağlanması ve birlikte yaşadığımız halklarla dayanışmanın yükseltilmesi açısından kıymetli tartışmalar yapacağına inanıyorum.
 
‘Efrîn saldırısı insanlığa yöneliktir’
 
Efrîn’e yönelik işgal operasyonu 18. gününde. Bugün 18 gündür savaş uçaklarıyla, ağır silahlarla Efrîn halkına yönelik saldırı düzenleniyor. Sivil halk, kadın ve çocuklar hedef alınmaktadır. Hepimiz biliyoruz ki bu saldırılar sadece Efrîn halkına değil, bütün Kürdistan halklarına, insanlığa yöneliktir. ‘Güvenlik tehdidi’ işgalin bahanesi yapılmaktadır. Bütün dünya biliyor ki Efrîn, hiç bir ülkeye tehdit değil aksine insanlar için en güvenilir yerdir. Suriye’de yaşanan iş savaşta kaçan yüz binlerce sivil Efrîn’e sığınmıştır. Asıl insanların güvenliğini tehdit eden AKP-MHP faşist iktidarının, Efrîn’e yönelik işgal harekatıdır. Efrîn halkının ortaya koyduğu direnişi selamlıyor, Efrînn halkıyla dayanışma içinde olduğumuzu her fırsatta ifade ediyoruz. Efrîn’e yönelik saldırıların derhal durdurulması için bulunduğumuz her alanda ses çıkarmamız, savaşa, işgale dur dememiz bizim açımızdan insani bir görev ve sorumluluktur.
 
Kobanê’de DAİŞ çetelerine karşı görkemli direniş gösteren Kürdistan halkı bütün dünya halklarının umudu olmuş, yeni bir enternasyonal ruh açığa çıkarmıştır. Kobanê’de yanan özgürlük meşalesi Efrîn’e taşınmıştır. Şimdi bu özgürlük meşalesinin güçlenmesi için hepimize görev düşmektedir. Efrîn sadece Efrîn değildir.
 
‘Tecrit ve tek tipleştirmeye karşı dayanışma büyütülmelidir’
 
Bitirirken konferansımızın ele alması gereken önemli bir konunun da Sayın Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit politikalarına karşı daha etkili ve güçlü ses çıkarmak olduğunu düşünüyorum. İmralı’da Sayın Öcalan şahsında, Kürdistan halklarının ve Türkiye halklarının geleceği tecrit edilmektedir. Tecrit bir insanlık suçudur. Bu nedenle İmralı’da başlayarak, cezaevlerine yönelik uygulanan baskı politikalarına karşı, insan hakları örgütleri, tutsak aileleri ile dayanışma kurumları ile birlikte yapılacak dayanışma önemlidir. Dışarıda insanları tek tipleştirenler, içeride de tek tip uygulaması ile irade kırmayı, onursuzluğu dayatmaktadır. Buna karşı içerideki direnişe paraleli dışarıda da direnişin gelişmesi önemlidir.”
 
Konferans konuşmalarla devam ediyor.