'Efrîn saldırılarına en iyi yanıt ulusal birlik etrafında kenetlenmektir'

  • 09:06 15 Şubat 2018
  • Siyaset
Duygu Ciniviz
 
DİYARBAKIR - Türkiye ve bağlı güçlerin Efrîn saldırısına tepki gösteren DBP'li belediye eş başkanları, "Saldırılara en iyi yanıt ulusal birlik etrafında kenetlenmektir" dedi. 
 
Türkiye ve bağlı grupların 27’nci gününe giren Efrîn saldırısına tepkiler gelmeye devam ediyor. Efrîn saldırılarına tepki gösteren kayyım atanan DBP'li (Demokratik Bölgeler Partisi )Van Gürpınar Belediyesi Eş Başkanı Yıldız Çetin, “Yaklaşık 2 yıldır Rojava’daki başarıya tahammül edemeyen AKP hükümeti sürekli olarak, ‘Bir gece ansızın geleceğiz’ diyerek orada yaşayan halkların başarısına tahammül edemeyecek şekilde söylemlerde bulunuyordu. Nihayetinde 20 Ocak günü Efrîn’e yönelik saldırılar başlatıldı. Bu saldırıların hedefinde ise halkların birlikteliğini yok etme yaklaşımı vardır” şeklinde konuştu.
 
Ulusal birlik vurgusu 
 
TSK ve ÖSO tarafından yürütülen saldırılarda çok sayıda sivilin katledildiğini söyleyen Yıldız, sivilleri hedef alan saldırıların hiçbir kesim tarafından kabul edilmemesi gerektiğinin ifade etti. Efrîn halkının saldırılara karşılık veren YPG/YPJ güçleriyle birlikte büyük bir direniş sergilediğine dikkat çeken Yıldız, uluslararası güçlerin ve Avrupa kamuoyunun Efrîn’e karşı sessiz kalmasının ayrı bir sorun olduğunu söyledi.  Söz konusu Kürtler olduğu zaman iç ve dış güçlerin aynı paydada buluştuğuna vurgu yapan Yıldız, önümüzdeki yüzyılın Kürt kazanımlarının şekillenişi açısından önemli olduğunu söyledi. Yıldız, Ortadoğu’da egemen güçler tarafından gerçekleştirilen saldırıların Demokratik Ulus paradigmasına karşı yapıldığını belirterek, saldırılara en iyi yanıtın ulusal birlik etrafında kenetlenmek olduğunu kaydetti.
 
‘İşgal mantığı devrede’
 
Efrîn’e dönük saldırıların tüm dünyanın gözün önünde yaşanmasına rağmen tepkisiz kalındığını hatırlatan kayyım atanan Bozova Belediyesi Eş Başkanı Fatma Doğan da, “Bugün Efrîn’de yaşananlar tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşiyor ve yaşanılanlara sessiz kalınıyor. İktidar kendi toprakları olmayan yerlere işgal mantığıyla gidip o toprakları, kültürü, sivil insanları katlederek Ortadoğu’ya kendi diktasını kabul ettirmeye çalışıyor” dedi.
 
‘Efrîn mozaiğini sahiplenelim’
 
Kürt halkının yüzyıllardır baskı ve zulme karşı direndiğini hatırlatan Fatma, Rojava, Rojhılat, Başur ve Bakur’da soykırıma karşı direnenlerin emeğiyle Efrîn’de halklar tarafından inşa edilen mozaiğin sahiplenilmesi gerektiğini belirtti. Fatma, “Kürtler, Rojava’da, Rojhilat’ta, Başur ve Bakur’da sürekli olarak soykırım kıskacında. Bu anlamda AKP hükümetinin Efrîn’e yönelik saldırısı tüm dünyanın gözü önünde vuku bulmaktadır. Efrîn temsil ettiği mozaiği ve kültürü ile birçok halkın yaşadığı yerleşim alanıdır. Mültecilerin, Arap yurttaşların da gidip yaşayabildiği ve kendi öz gücüyle yönetime katıldığı bir yerdir” dedi.
 
‘Ortak tepki geliştirilmeli’
 
Efrîn’de gerçekleştirilen saldırılara karşı Türkiye ve Kürdistan halklarının ortak tepki geliştirmesi gerektiğini belirten Fatma, ”Türkiye ve Kürdistan’da yaşayan halklar savaşa karşı ortak tepki geliştirmeli yoksa yaşananlar Ortadoğu’ya barış getirmeyecektir. Savaş durumuna sessiz kalmak ise sivil katliamların önünü açar. Tüm halklar, demokratik kurumlar savaşa karşı ortak hareket etmeli” diye konuştu.
 
‘Kadın varsa zafer var’
 
Batman Belediye Meclis üyesi Sabiha Ekinci ise, Efrîn’e dönük saldırıların aynı zamanda direnen kadınlardan duyulan korku olduğunu söyledi. Sabiha, şöyle devam etti: “Türk devleti neden biz Kürtlere karşı bu kadar zulüm uyguluyor? Bence bu şu anlama geliyor, devlet direnen Kürt kadınlarından ve onların öz güçlerinden korkuyor. Çünkü kadının olduğu hangi direniş alanına bakarsak bakalım direnişin zaferle sonuçlandığını göreceğiz. Her alanda Arin Mîrxan, Awesta, Zilan û Sakineler gibi kadınlar kazandı ve onlar bizim mücadelemize de örnek oldu.
 
‘Efrîn ile birlikteyiz’
 
Erdoğan “Kobanê düştü, düşecek” diyordu ama Kobanê düşmedi tam tersine Kobanê kadınlar sayesinde özgürlüğüne kavuştu. Efrîn’de tıpkı Kobanê ve Şengal gibi özgürlüğüne kavuşacak. Biz Kürt kadınları olarak kanımızın son damlasına kadar Efrîn ile birlikte olacağız.”