'Ülkenin dört bir yanından denize akan umuda tanıklık ettik'

  • 09:09 15 Şubat 2018
  • Siyaset
Habibe Eren-Duygu Erol 
 
ANKARA - On binlerin katılımıyla gerçekleşen 3'üncü Olağan Kongre'nin HDP'nin baskı ve faşizm karşısındaki politikalarına karşı varlık gerekçesini bir kez daha ispatladığını söyleyen HDP'li kadınlar, "Ülkenin dört bir yanından dereler gibi denize akan bir umuda tanıklık ettik" dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) tüm baskı ve saldırılara rağmen 3’üncü Olağan Büyük Kongresini çoşkuyla gerçekleştirdi.  Kongrenin iktidara en büyük cevap olduğunu belirten HDP’li kadınlar, tüm baskı ve faşizm politikalarına karşı HDP'nin varlık gerekçesini bir kez daha ispatladığını dile getirdi. 
 
HDP Kadın Meclisi üyesi Gülsen Ülker, uzun ve zorlu bir mücadele sonucu kongreyi gerçekleştirdiklerini belirterek, kongre  için özel olarak mücadele ettiklerini vurguladı. Kongreden önce bölgesel ve yerel kadın konferansları gerçekleştirdiklerini hatırlatan Gülsen, “Tabi ki iktidar hem sözü hem de eylemi ile kongre öncesi gözaltı ve tutuklamaları artırdı. Baskı kurma ve sindirmelerle bunu engellemek istedi. Ancak kongremiz çok güzel bir şekilde gerçekleşti” dedi.
 
‘İktidara en iyi cevap kongre salonunda verildi’
 
Saldırı ve baskı politikalarına rağmen Türkiye’nin dört bir yanından gelen kadınların, gençlerin ve tüm kesimlerin iktidara en iyi cevabı verdiğini söyleyen Gülsen, “Aslında özel olarak bir şey söylememize gerek yok. Salonumuz doldu taştı. Bu sadece iktidara bir cevap değil önümüzdeki dönem tüm Ortadoğu siyasetine damga vuran bir gelişme oldu. Bu dönemde HDP gibi barıştan, demokrasiden insan haklarından yana bir partinin bu kadar kabul görüp kendini var etmesi bugün bir kez daha kendini gösterdi” şeklinde konuştu.
 
Kongrede de sık sık dile getirilen tecrit konusuna değinen Gülsen, “Bu önceki kongremizin de mücadelede ilk adımıydı. Biz tüm çalışmalarımızda şunu söyledik;  İmralı’ya uygulanan tecrit tüm halklara uygulanan bir tecrittir. Dolayısıyla Sayın Öcalan’ın şahsında bir mücadelenin önü kesilmek istendi. Kürt halkının bağı kesilmek istendi. Bu kongre hepsine cevap oldu” dedi. İlerleyen dönemlerde tecride ilişkin mücadelenin devam edeceğine dikkat çeken Gülsen konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
‘Tecride ‘hayır’ demek küresel bir mücadeledir’
 
“ Tecrit başladıktan sonra bu ülkede kan akmaya başladı. Tecrit ile birlikte her şey daha kötüye gitmeye başladı. Bu saldırıların son noktası da Efrîn’e saldırmak oldu. Haklar bahçesi olan beş yıllık süreçte çatışmanın olmadığı bir yere bombalar yağdırmaya kadar vardı. Bu anlamda  tecride ‘hayır’ demek küresel bir mücadele olduğunu ortaya koydu. Efrîn’e yönelik saldırının da bir an önce sona ermesi bizim temel mücadele alanımız. Bu acı herkesin acısı orada siviller ölüyor. Bu beş yıllık Suriye deneyimi de bize bunu gösterdi.”
 
‘Kadın Meclisleri'ni daha işlevsel hale getireceğiz’
 
HDP’nin kadın partisi olma iddiasını daha ileriye taşıdığına dikkat çeken Gülsen, “ Eş yaşam ve eşit temsiliyeti önemsiyoruz. Önümüzdeki dönemde kadın meclislerini daha güçlü ve işlevsel hale getireceğiz.  Partinin bütününde plan ve programlarında cinsiyet eşitliği yaklaşımının yerleşmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
 
Kadın Meclisi üyesi Sultan Özcan da, kongrenin halkların baskı altına alındığı ve saldırıların yoğunlaştığı bir dönemde gerçekleştiğini söyledi. Sultan, “Bir kez daha halkların yakarak, yıkarak yerinden yurdundan göç ettirilmeye çalışılarak bitirilemeyeceğini;  aksine ayrık otu gibi kendini yeniden yeniden örgütleyerek büyüyen ülkenin dört bir yanından dereler gibi denize akan bir umuda tanıklık ettik” ifadelerini kullandı.
 
‘Bizi düşmayan belleyenlere kongre dert olsun’
 
Kongrenin arka planında çok büyük emek ve bedeller olduğunu ifade eden Sultan, kongrenin atmosferine ilişkin şunları söyledi: “ Birbirimizden güç aldık ve dostlara güç verdik. Bizi düşman belleyenlere de bu kongremiz dert olsun. Umuda yolculuk katlanarak büyüyerek devam ediyor. Bugün burada umudun kararlığın ama en çok mutluluğun resmi var. Kadın özgürlük yürüyüşümüzün beş yılını gözden geçirdik. Bir dönemi değerlendirdik ve önümüzde yeni kararlar aldık. Kongre salonu aslında Mezopotamya, Trakya ve Anadolu’nun fotoğrafını buraya taşıdı. Çok çeşitli, renkli, çok dilli ve cinsiyet eşitlikçi bir parti olduğumuzu bir kez daha kanıtladık hep birlikte. Ülkenin dört bir yanından gelen insanların coşkuyla  faşizme, tecride  işsizliğe ve  OHAL’e karşı çıktık. Bu coşku unutulmayacak.”  
 
Ne gözaltı ne tutuklama...
 
“Biliyoruz ki kadınlar yaşamanın bütün alanında öncü güç olmuşlardır” diye konuşan Yeliz, Kobanê, Cizre, Sur ve son olarak Efîn’de de kadın öncülüğünde bir direniş gerçekleştiğini söyleyerek, “Görüyoruz ki siyaset alanında da kadınlar bu öncülüğü sağlamışlardır. Kadınlar tüm renkleri ve sözleriyle salonu rengarenk doldurarak iktidara gerekli cevabı vermiştir. Biz kadınlar diyoruz ki HDP kadın partisidir. Ve ortaya attığımız ‘yeni yaşam’ iddiası biz kadınların iddiasıdır. Bizler kongre salonundan dedik ki; Ne gözaltı ne tutuklama bu iradenin karşısında duramaz. Bizler varız eşitlik ve demokrasi var.”