
Pervin Buldan: Efrîn'de halklar demokratik bir yönetim için çabalıyor
- 14:20 20 Şubat 2018
- Siyaset
ANKARA - HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Efrîn'e yönelik saldırılara değinerek, "3 saatte gireriz, temizleriz" sözlerine karşılık "32 gündür girmeye çalışıyorlar. Efrîn, barışın kalesidir. Halklar eşit, özgür demokratik bir yönetim kurmak için çaba sarf ediyorlar" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) 3. Olağan Büyük Kongresi sonrası ilk grup toplantısı yapıldı. Birçok il eşbaşkanının yanı sıra Parti Meclisi üyelerinin katıldığı toplantıda yeni seçilen Eş Genel Başkan Pervin Buldan konuştu. İlk olarak 21 Şubat Dünya Anadil Günü'ne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Pervin, "Bir insanın anadili kendi topraklarında doğduğu, annesinin ak sütü gibi kendisine hak olduğu bir dildir. Bu diller üzerinde hala yasakların devam etmesini kabul etmiyoruz. Anadil üzerindeki tüm baskıların kaldırılması gerektiğini belirtiyoruz. Anadil onurumuzdur. Tüm baskılara rağmen anadil gününü kutluyorum" diye belirtti.
'Tek güç Türkiye halklarıdır'
Pervin devamında eş genel başkan seçildiği ve yaklaşık 40 bin kişinin katıldığı kongrenin Türkiye'nin tarihi açısında önemine işaret etti. Pervin, "Çünkü her türlü zorbalığın ve faşizmin gittikçe arttığı bir dönemde bu kadar büyük bir salonu doldurmak her babayiğidin haddi değildir. Bunu yapacak tek güç Türkiye halklarıdır ve bu da bir kez daha gerçekleşmiştir. HDP üzerindeki zulüm devam ettiği bir zamanda, demokratik siyaset kanalarının tıkatıldığı, siyasilerin rehin alındığı bir süreçte böyle bir kongre yapmak bizlere nasip oldu. Hangi parti olursa olsun, bir milletvekili tutuklu olsa bile o partinin kapısına kilit vurulur. Ancak biz 9 milletvekilimiz, belediye eşbaşkanlarımız, parti yöneticilerimiz, il ve ilçe eşbaşkanlarımızın tutuklu olduğu bir dönemde böylesi görkemli bir kongre gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Halkımız bir kez daha 'tüm baskılara rağmen 10 binlerle kongreye gelmesini biliriz' demiştir" diye konuştu.
'Sayın Öcalan tecridi yerle bir etmiştir'
Halkın kongrede demokratik siyasete olan inancını bir kez daha ortaya koyduğunu söyleyen Pervin, "Halkımız savaşa karşı barışı haykırmıştır. Demokratik çözümden yana iradesini ortaya koymuştur. Halkımız, hükümet tarafından devrilen çözüm masasına geri dönülmesi mesajını vermiştir. 5 Nisan 2015 tarihinden beri kendisinden haber alınamayan Sayın Öcalan üzerindeki tecridi yerle bir etmiştir" diye belirtti.
'HDP halkların özgürlük rüyasıdır'
HDP'ye yönelik gözaltı ve tutuklamalara da tepki gösteren Pervin, şöyle devam etti: "Bu tutuklamaların ve gözaltıların elbette ki barışı savunanlara karşı yapıldığını çok iyi biliyoruz. Özellikle savaşa karşı duranlar barışı savunanlar bu ülkede insanların ölmemesini isteyenlere karşı yapılan bu tutuklamaları, bu gözaltı furyasını kabul etmediğimizi bir kez daha ifade etmek isteriz. Herkes şunu çok iyi bilmeli ki, HDP Türkiye halklarının, demokrasi ve özgürlük rüyasıdır. HDP direnişin kalesidir. HDP barışın kalesidir. HDP birlikte yaşamın kalesidir. Ve HDP bu büyük insanlık yürüyüşünün her türlü zorbalığa karşı devam ettirecektir."
'Kendilerini demokratikleştirmek zorunda kalacaklar'
Efrîn'e yönelik saldırılara da değinen Pervin şu şekilde konuştu: "Türkiye'nin Efrîn'e başlattığı savaş 32. gününde '3 saatte gireriz, temizleriz' dediler; ama 32 gündür girmeye çalışıyorlar. Oysa Efrîn, barışın kalesidir. Efrîn'de halklar eşit, özgür demokratik bir yönetim kurmak için çaba sarf ediyorlar. Efrîn aynı zamanda sığınmacıların savaştan kaçtığı bir huzur yeridir. Ve Efrîn bir istikrar bölgesidir. Türkiye bir istikrar oluşmasını engellemek için orada. 'Terör koridorunu bozmak için gidiyoruz' dediler, ama herkes biliyor ki orada yaşayanlar huzur içinde, barış içinde yaşıyorlar. Ankara'dakiler de pekiyi biliyorlar ki bu bölgede eğer demokratikleşme gerçekleşirse kendilerini demokratikleştirmek zorunda kalacaklar.
'Gündemi savaş ve yıkım üzerinden götürüyorlar'
Efrîn savaşını aynı zamanda, iktidarın kendi iktidarını düştüğü bir savaş gerekçesi olarak da değerlendiriyoruz. Çünkü AKP'liler Efrîn'e girmekle oylarımız arttı diyor. Efrîn üzerinden seçim hesapları yapılmaya çalışılıyor. Türkiye halkları bunu çok iyi görmeli. Çünkü Efrîn'e gidenler ya da Efrîn'de savaş kararı alanlar bugün kendi koltuklarında oturmaya devam ediyorlar. Efrîn'de savaş kararı alanlar nutuk atmaktan başka bir işe yaramıyorlar. Dolayısıyla roketlerin üzerine imza atarak bir savaş kampanyası yürütmek bu ülkeye fayda getirmez. O roketlerin gidip Efrîn'de insanları öldürdüğünü herkesin çok iyi bilmesi gerekiyor. Bunlar gündemi sadece savaş ve yıkım üzerinden götürüyorlar."
Pervin'in konuşmasına devam ettiği sırada yeni gözaltından çıkan HDP'nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, salona geldi. Serpil, alkışlarla karşılandı.
'Bir kez daha halklara ölüm reva görülmüştür'
Ardından konuşmasına devam eden Pervin, Başbakan Binali Yıldırım'ın "çözüm mözüm yok kardeşim" sözlerine tepki göstererek, şöyle dedi: "Bu ülkenin Başbakanı 'çözüm mözüm yok kardeşim' diyerek Türkiye halklarına bir kez daha ölümü reva görmüştür. Çözüm süreci Türkiye halklarının barışa olan inancının bir göstergesiydi. 2011 ve 2014 arasında yaşanan çözüm sürecinde bu ülkeye tek bir tabutun gelmemesinin, annelerin ağlamamasının bizler için büyük bir kazanımı oldu. Çözüm sürecini yönetenlerden bir hesap sorma girişimine girdilerse onlara şunu hatırlatmak isteriz: Bu ülkede insanların ölmesinde, gençlerin toprağın altına girmesinde rol oynamaya kimsenin hakkı ve haddi yoktur.
'Hiçbir anne çocuğunu tabutta görmek istemez'
Çözüm sürecinde hiçbir şekilde eşit koşullarda olmayan, başta Türkiye olmak üzere Ortadoğu'da demokrasinin gelişmesi için çaba sarf eden Sayın Öcalan'ı saygıyla selamlıyorum. Çözüm sürecini mahkum ettiler. Çözüm sürecini mahkum ederek tecrit başlattılar. O tarihten bugüne ne ailesi ne avukatları hiçbir görüşme başlatmadı. Çözümü mahkum ettiler derken, sevgili İdris Baluken'in sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Tek gayesi barışın hakim olması için çaba sarf eden, çözüm sürecinin hayata geçmesi yönünde çaba serf eden İdris Baluken'e 18 yıl ceza verildi. Bu ne demek? Bu barışı mahkum etmek demek. Bu, 'biz çözüm değil, çözümsüzlük istiyoruz' demektir. Oysa iktidarda olan bir partinin gündeminde elbette ki çözüm olmalıdır. Çünkü çözümle birlikte bu ülkenin Hakkari'sine de Edirne'sine de tabutlar gitmeyecektir. Hiçbir anne kendi çocuğunun tabutunu kapısında görmek istemez ve hiçbir anne kendi çocuğunu savaşta ölsün diye büyütmez. Hiçbir çocuk babasının tabutuna sarılmak istemez. Hiçbir anne evlat ölümünden gözyaşı dökmek istemez. İşte bunun için çözüm yolunu gösteriyoruz iktidara, bir kez daha. Çözüm sürecini bitirmemiş olsaydınız, bugün Efrin'de savaşa girmemiş olacaktınız, darbe girişimi gerçekleşmeyecekti."