HDP'den 'Kürtçe' için Meclis araştırması talebi
- 12:39 21 Şubat 2018
- Siyaset
ANKARA - HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca, 21 Şubat Uluslararası Anadil Günü nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan dillerden biri olan Kürtçe'nin koruma altına alınması ve yeni nesillere aktarılması önündeki engellerin kaldırılmasına ilişkin Meclis araştırması istedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca, 21 Şubat Uluslararası Anadil Günü nedeniyle Türkiye'de 40 farklı dil ve onlarca farklı lehçenin kullanılmasına ilişkin birçok dilin yok olmayla karşı karşıya olmasına ilişkin Meclis Genel Kurulu'na Araştırma Önergesi verdi. Önergede, yok olma tehdidiyle karşı karşıya olan dillerden birinin Kürtçe olduğu belirtilerek, Kürtçe'nin hala kamusal alanda dışlandığını ve Kürtçe'nin korunması için yasal ve pratik herhangi bir tedbir alınmadığına dikkat çekildi.
'Sistematik baskılar devam ediyor'
Her dilin insanlığın ortak mirasının vazgeçilmez bir parçası olduğunun ve anadilini konuşmanın insan doğuştan edindiği doğal haklardan biri olduğuna dikkat çekilen önergede şu sözlere yer verildi: "Ülkemizde Türkçe dışındaki bütün diller üzerinde çok yönlü ve sistematik baskılar devam etmektedir. OHAL'in ilan edildiği Temmuz 2016 tarihinden bugüne kadar, Kürtçe üzerindeki baskı ve inkâr pratiklerinin açığa çıkarılması, Kürtçe yayın yapan basın kuruluşlar ile Kürtçe eğitim yapan kurumların maruz kaldığı sorunların yerinde tespit edilmesi, yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi ve Kürtçenin koruma altına alınarak yeni nesillere güvenle aktarılmasının sağlanması amacıyla Anayasa'nın 98'inci, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırılması açılmasını arz ve talep ederiz."
'Türkçe dışındaki dillere inkar ve asimilasyon politikası'
Mezopotamya'nın geçmişten bugüne kadar çok sayıda farklı dilin bir arada yaşadığı bir coğrafya olduğunun kaydedildiği önergenin devamında şu ifadeler yer aldı: "Türkiye, Kürtçe, Lazca, Çerkesce, Pomakça, Abhazca, Romanca, Tatarca, Hemşince gibi yaklaşık 40 farklı dil ile onlarca farklı lehçenin konuşulduğu bir mekandır. Dilsel çeşitlilik bu toprakların tarihsel ve kültürel zenginliğinin en önemli göstergesi ve ortak yaşam güvencesidir. Ancak, 'tek dil' ve 'tek millet' ideolojisinin hâkim olduğu Türkiye'de, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar, Türkçe tek resmi dil olarak kabul edilmiş ve toplumun bütün alanlarında hegemonyasını sürdüre gelmiştir. Türkçe dışındaki diğer tüm diller tehdit olarak görülmüş, ötekileştirilmiş; inkâr ve asimilasyon politikalarına maruz bırakılmıştır."
'Kürt kurumları ve yayınları kapatıldı'
Türkiye'de Kürtçe'nin sistematik baskı ve asimilasyon politikalarına maruz bırakıldığının kaydedildiği önergede, yapılan son araştırmalara göre, Kürtçenin Türkiye'de bir kuşakta kaybolma hızının yüzde 16 olduğu ifade edildi. OHAL'in ilanıyla beraber Kürtçe'ye yönelik baskıların daha fazla arttığına dikkat çekilen önergenin devamında şöyle denildi: "OHAL ilan edildikten sonra günlük Kürtçe yayın yapan tek gazete olan Azadiya Welat, Kürtçe yayın yapan ya da Kürtçe programlara yayın akışında yer veren İMC TV, Zarok TV, Jiyan TV, Azadi TV, Van Tv ve TV10, Kürtçe haber yayınlayan JINHA, DİHA gibi ajanslar, Kürtçe anadilinde eğitim veren tek okul olan Ferzad Kemanger İlkokulu, Kürtçe eserler veren Kürt Yazarlar Birliği ve Kürt kültürünü araştırma ve geliştirme amacıyla faaliyet yürüten ve Kürt dilini öğrenmesine yönelik halk eğitim programları geliştiren Kürdî-Der, 1990'larda kurulup tüm zorluklara rağmen Kürt dilinin gelişiminde çok önemli katkıları olan ve bu yönlü çalışmalar yürüten İstanbul Kürt Enstitüsü kapatılmıştır."
Kayyım atanan belediyelerin de Kürtçe hizmet veren kreşleri kapattığına yer verilen önergede ayrıca Kürtçe oyun sahneleyen tiyatrolar, Kürtçe kurum, park, sokak ve cadde isimlerinin de Türkçe isimlerle değiştirildiği hatırlatıldı.