Leyla Birlik: Şırnak ve Cizre’ye sessiz kalan Avrupa Efrîn’e de sağır oldu
- 09:03 26 Mart 2018
- Siyaset
Duygu Ciniviz
DİYARBAKIR - HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik, Efrîn konusunda AP, BM ve NATO’nun tutumuna tepki göstererek, özyönetim alanlarında yaşananları hatırlattı. Leyla, şiddet sarmalının giderek büyüdüğüne dikkat çekerek, “Asıl düğüm noktası Efrîn’dir. Efrîn’e Ortadoğu’nun da sessiz kalması bu savaşın diğer kentlere ve ülkelere de taşacağını ve savaşın büyüyeceğini gösteriyor” dedi.
Türkiye ve bağlı grupların Efrîn’e yönelik saldırılarında çoğu çocuk yüzlerce sivil insan katledildi. Saldırılarda çok sayıda yaralının da tedavisinin yapıldığı Avrin Hastanesi de savaş uçakları ile bombalandı. TSK askerleri ve ÖSO’nun yaptığı yağmanın görüntüleri de tüm dünya tarafından izlendi. Tıpkı Şırnak, Sur, Cizre, Nusaybin’de halkın kendi hayatı konusunda söz sahibi olması talebine karşı yapılan katliamlara ve yağmaya sessiz kalındığı gibi Efrîn için de dünya sağır oldu.
‘Savaş hukuku hiçe sayıldı’
Bu süreci en yakından bilenlerden biri olan HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik, aylarca vekili olduğu kentteki yıkımlara, katliamlara şahit oldu. İnsani değerler ve hukukun yok sayıldığını belirten Leyla, “Sur ’da, Cizre’de, Şırnak’ta saldıranlar bugün aynı şeyleri Efrîn’de yapıyor” diye konuştu. İktidarın savaş hukukunu hiçe saydığını vurgulayan Leyla, sivillere ve hastaneye yönelik saldırıların kabul edilemez olduğunu ifade etti.
‘Dün Halepçe bugün Efrîn’
Halepçe katliamının yıldönümünde Efrîn sokaklarında sivillerin katledildiğine dikkat çeken Leyla, “Halepçe’nin yıldönümünde, 30 yıl sonra tekrar Efrîn’de bu sivil katliamların yaşanması hem ahlaki açıdan hem de insani açıdan utanılacak bir durum. Bu görüntüler Kürtler acısından acıdır ve aynı zamanda öfkeye sebep oluyor” dedi.
‘Uluslararası sözleşmeler ve sorumluluklar var’
Savaşın sadece küçük bir ilçe olan Efrîn’in savaşı olmadığını vurgulayan Leyla, bu saldırıların aslında bütün dünya ülkelerinin, emperyalist güçlerin, ulus devletlerinin kendi içindeki savaşın somutlaştığını belirtti. Leyla, Efrîn’in demokratik ulus paradigmasının yaşam bulduğu ve aynı zamanda çetelerden kaçan halkın sığındığı bir ilçe olduğunun altını çizerek, bir milyon insanın sığındığı bir ilçeye, yeni yaşama, demokratik ulusa ve kendi kendini yöneten insanlara karşı büyük bir savaş yürütüldüğünü vurguladı. Leyla, “Bu sessizliğin sebebi herkesin kendi çıkar ilişkilerinden kaynaklıdır. Burada Avrupa Parlamentosunun, BM’nin, NATO’nun Türkiye ile çeşitli uluslararası sözleşmeleri var ve sorumlukları var. Avrupa’nın bu sessizliği ahlaki çürümeyi gösterir” diye konuştu.
‘Savaş çığırtkanlığı yapılıyor’
İktidarın Efrîn saldırılarına meşruluk kazandırmak için ‘beka’ sorunu yaşadığı söyleminin yersiz olduğunu ifade eden Leyla, “Bir başka ülke gelip Türkiye’de beka sorunu yaşanıyor gerekçesiyle bir ili veya ilçeyi işgal edebilir mi? Bir savaş çığırtkanlığı yapıp sivilleri katledebilir mi? Böyle bir şey kabul edilemez” diye vurguladı. Leyla, parçalı bir Kürt sorunu yaratmanın doğru olmadığını belirterek barışçıl, demokratik yöntemlerle sorunun çözülebileceğini, tüm halkların birlikte mücadele etmesi gerektiğini dile getirdi.
‘Katliamlara dur dememek ahlaksızlıktır’
Cizre ve Şırnak’ta yaşanan katliamlar sırasında da AİHM’in benzer tavrı sergilediği hatırlatan Leyla, “O zaman çeşitli kuruluşlara harekete geçmesi için çağrılarda bulunduk. Bodrumlarda mahsur kalan yurttaşlara ait görüntüler vardı, bütün dünyanın gözleri önünde katledildiler. Şimdi de aynı şekilde Efrîn’e yaklaşılıyor. Sırf kendi ticari çıkarları ve kendi ulus menfaatleri için diğer halklara yapılan katliamlara dur dememek ahlaksızlıktır ve bu ahlaksızlık kabul edilemez. Sivil halkın daha fazla zarar görmemesi için Efrîn’den bir geri çekilme yaşanmış olabilir ancak bu topraklara yine Efrînliler geri dönecektir” dedi.
‘Efrîn insanlığın geleceğidir’
Şırnak’ta, Sur’da yaşanılanlara yönelik sessizliğin tüm Türkiye’ye sirayet edildiğini ifade eden Leyla şunları ekledi: “Kürdistan’da yaşanan şiddet önce Türkiye’nin tamamına ardından Efrîn’e yayıldı. Bu topraklarda yaşanan olaylar Ortadoğu’nun tamamını ilgilendiren durumlardır. Asıl düğüm noktası Efrîn’dir. Efrîn’e Ortadoğu’nun da sessiz kalması bu savaşın diğer kentlere ve ülkelere de taşacağını ve savaşın büyüyeceğini gösteriyor. Bu anlamda savaşa karşı sessiz kalınmaması gerekiyor. Ahlakı ve vicdanı olan herkesin bu savaşın karşısında durması gerekiyor. Çünkü insanlığın geleceği Efrîn’dir. Bu anlamda oradaki halklarla beraber bu direnişi büyütmek ve güçlendirmek gerekiyor.”