Meral Danış: Efrîn hangi ülkenin sınırları içinde?

  • 17:41 26 Mart 2018
  • Siyaset
ANKARA - HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Efrîn’deki yağma görüntülerine tepki göstererek, “Efrîn, hangi ülkenin sınırları içinde? Suriye’nin. Başka bir ülkenin toprağı, Türkiye’ye ait değil. Bu nedenle oraya giriş BM statüsüne göre kesinlikle bir işgaldir. Ama şimdi işgal aşamasını da geçtik ilhak aşamasında” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısındaki gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Geçtiğimiz hafta gerçekleşen Newroz'a ilişkin gözaltılara tepki gösteren Meral, “Newroz’un kutlanmasını engellemek için bir baskı furyası başlatıldı, helikopterlerle gözaltılar yapıldı. Newroz’un kutlanması engellenmek isteniyordu. Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Mersin birçok yerde gözaltı operasyonları yapıldı. MYK üyemiz Gülsüm Ağaoğlu, konuşması nedeniyle tutuklandı. Amaç neydi? Amaç Newroz’un kutlanmamasıydı, Efrîn ile dayanışmanın üzerinin örtülmesiydi. Ama engellenemedi” dedi.
 
‘Kürt halkı geri adım atmadığını gösterdi’
 
Meral şöyle devam etti:  “Başta Kürtler olmak üzere AKP hükümetinin politikalarına karşı Efrîn’de yaşananlara karşı büyük bir dayanışma gösterildi. Alanlara çıkan tüm halkımıza, herkese teşekkür ediyoruz. Bugün ‘Efrîn düştü’ diyenler Newroz alanlarına baksın, özgürlük tutkusunun devam ettiğini göreceklerdir. Zaman ayarlı gözaltılar yapıyorlar. 1 Mayıs, 8 Mart, 21 Mart gibi günlerin kutlanmaması için bastırmaya çalışıyorlar. Newroz’u sahiplenme siyasi bir içeriğe de sahiptir. Ve Kürt halkı geri adım atmadığını, biatı reddettiğini göstermiştir” diye ifade etti. 
 
'Türkiye işkenceyi de ihraç etti'
 
Meral, Efrîn’deki yağma görüntülerine de değinerek şöyle konuştu:  “Dünya ajanslarında Efrîn’deki yağmayı, baskıyı, şiddeti, işkenceyi çok net bir şekilde görüyoruz. Türkiye işkenceyi de ihraç etmiştir. Türkiye’de çok yaygın bir işkence var, şimdi Efrîn’den de işkence görüntüleri geliyor. Cumhurbaşkanı ısrarla ‘biz işgale gitmedik’ diyor. Bir söylemek var bir de yapmak var. Hocanın ne söylediğine değil ne yaptığına bakın. 'İşgale gitmedik' diyor, sonra 'Afrin’e vali atayacağım' diyor, bayraklar dikiliyor. Peki, Efrîn, hangi ülkenin sınırları içinde? Suriye’nin. Başka bir ülkenin toprağı, Türkiye’ye ait değil. Bu nedenle oraya giriş BM statüsüne göre kesinlikle bir işgaldir. Ama şimdi işgal aşamasını da geçtik ilhak aşamasında. Oraya yerleşildi. Vali atanacak. Türkiye, nasıl vali atayabilir başka bir ülkenin içindeki bir yere? Efrînliler yönetime gelecek diyorlar. Orada Efrînliler yok ki, yağmadan, ölümden çıktılar, Efrîn’den ayrıldılar. Türkiye’nin girdiği gün Efrîn’de halk mı vardı? Efrîn’de boş sokaklara girildi. Efrîn’de boş sokaklar servis ediliyor. Efrînliler Efrîn’den çıkmak zorunda kaldı. Yansıyan görüntüler yağma, baskı görüntüleri. Yağma ve talanın ne boyutta olduğunu kendileri de görmüş olacak ki, Erdoğan, İbrahim Kalın, 'Gerekli önlemler alınacaktır' diyerek bir başka görüntü ikame etmeye çalışıyorlar.” 
 
‘Talan politikası ile güvenlik sağlanabilir mi?’
 
“Efrin’de bir yağma yönetimi mi kuruluyor? diye soran Meral, “ÖSO yağma, talan yaptığında AKP hükümeti sorumluluktan kurtulamaz. ÖSO'yu kendileri gönderdiler, yere göğe sığdıramıyorlar. Bunun sonu da Lahey’dir, Uluslararası Ceza Mahkemesi'dir. Yerleşim biriminde halkın yerinden edilmesi sonrasında yağma ve ölüm görüntüleri olursa, o ÖSO çetesinin yaptıklarından siz de sorumlusunuz. Siz yalan üzerinde yaşıyorsunuz ama dünya gerçekleri görüyor. ÖSO ile güvenlik sağlanacak öyle mi? Yağma yapanlarla güvenlik sağlanabilir mi? Talan politikası ile güvenlik sağlanabilir mi? Efrin’den alınan malların Azez’de pazarlarda satıldığını, bir yağmanın bölüşüm savaşının yaşandığını da dünya izliyor” diye belirtti. 
 
‘Açıkça tehdit ediyor’
 
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini hedef alan sözlerine tepki gösteren Meral, “Erdoğan’ın başka işi kalmamış olacak ki şimdi de öğrencilere sardı. Onları okutmayacakmış. Açıkça tehdit ediyor. Bu bir şiddet yöntemidir. Bu da Efrîn işgali ile bağlantılı. Bir grup öğrenci lokum dağıtıyormuş. Birileri de demiş ki; ‘Savaşın lokumu olmaz, kabul etmiyoruz.’ Karşı düşünceler. Herkes aynı görüşte olamaz ki. Demokrasi böyle bir şeydir. Orada niye susturmak istiyorlar. Çünkü Efrîn konusunda yaraları var. Efrîn konuşulması onların propagandasının aksini ortaya koyuyor. Talimat verdi ve hemen ertesi sabah üniversite basıldı, öğrenciler gözaltına alındı. Boğaziçili öğrencilerin gözaltına alınmasına yargı değil Erdoğan karar verdi. Halen yargı bağımsız diyecek yüze sahipler mi? Yargı bütün bir ülkeyi ateşe attı” ifadelerini kullandı. 
 
‘Teslim olana saygı duyulmaz’
 
Doğan Medya Grubu’nun satılmasından da söz eden Meral,  “Artık kumandayla oynamaya gerek yok, çünkü bütün kanallar aynı görüntüleri verecek. Ev halkına kolaylık. Tek kanal olacak. Türkiye pilden de tasarruf edecek. İnternet ortamında epey mahir olduk sayelerinde. Hiçbir kanal gerçekleri yayınlamayınca mecburen kendimiz yapıyoruz. Doğan Medya biat ediyordu zaten. Demirtaş yıllar önce; 'Biat etmenin sınırı yok. Biat ederek kurtulamazsınız' demişti. Bugün olanlar bu sözleri doğruluyor. Köşe yazarları kalmadı, Türkiye gazeteciler için cezaevine döndü. Basın yayın özgürlüğü yok. Çok taviz verdi Doğan Medya ama o havuza düşmekten kurutulamadı. Tavizin sonu yok, biatın sonu yok. Boyun eğmek, diz çökmek kazandırmaz. Teslim olana saygı duyulmaz" dedi.