
HDP'den medyadaki tekçiliğe ilişkin Meclis Araştırması
- 15:28 28 Mart 2018
- Siyaset
ANKARA - HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, medyadaki tekçiliğin, demokrasi açısından yaratacağı sorunların tüm boyutlarıyla araştırılması ve çoğulcu medya koşullarının yaratılması için Meclis araştırması talep etti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, medyadaki tekçiliğin, demokrasi açısından yaratacağı sorunların tüm boyutlarıyla araştırılması ve çoğulcu medya koşullarının yaratılması için yürütülecek politikaların belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması talep etti.
'Muhalif basın her zaman tehdit ve tehlike altında'
Çoğulcu medya, basın özgürlüğü ve tarafsız yayıncılığın demokratik sistemin korunması ve güçlendirilmesi açısından önemli bir unsur olduğunu belirten Meral, medyanın insan haklarına dayalı, çoğulcu demokratik bir toplumun gerçekleşmesi yolunda önemli yapı taşlarından biri olduğunu kaydetti. Özellikle Türkiye’nin çok kimlikli, çok kültürlü, çok dilli çoğulcu yapısı gözetildiğinde, çok sesliliğin demokratik yaşamın vazgeçilmez bir gerekliliği olduğuna işaret eden Meral, "Türkiye’de çoğulcu medya, çok seslilik, muhalif özgür yayıncılık her zaman tehdit ve tehlike altında olmuştur. İktidara gelen her yönetim ilk icraat olarak ülkedeki medyayı, tüm basın yayın alanını kontrol ve baskı altına alma yoluna gitmiştir. Böylece medya aracılığıyla kendisinden hesap sorulmasını, icraatlarının denetlenmesini engellemeye çalışmıştır" dedi.
'İktidar tüm medyayı kontrol altına aldı'
Özellikle özgür ve muhalif basının saldırıların ilk hedefi olduğunu; gazete, dergi, televizyon, radyo, hatta kitaplara ve mizah dergilerine varıncaya kadar tüm muhalif yayınların sansür, kapatma, toplatma, el koyma, gözaltı ve tutuklama gibi anti demokratik baskı süreçleriyle karşı karşıya bırakıldığına dikkat çeken Meral, "Bunun dışındaki ana akım medya kuruluşlarının yayınları ise sermaye ilişkisi üzerinden iktidarın kontrolü altına alınmıştır. Medya sektörünün sermayeyle ilişkisi iktidarın, sistemin kontrolü altında yayın faaliyetini sürdürme sürecini kolaylaştıran en önemli etken olmuştur." ifadelerini kullandı.
'Yeni bir dizayn sürecine giriliyor'
Türkiye’de bütün alanlarda olduğu gibi medya sektöründe de yeni bir dizayn sürecine girildiğine vurgu yapan Meral, şunları belirtti: "Hızlı bir biçimde ilerlemektedir. Bu dizayn ve tahkimat içerisinde ana akım medya kanallarının tamamı siyasi iktidarın kontrolü altına alındı. Muhalif mecradaki yayınlar ise, 20 Temmuz 2015’te devreye konulan OHAL/KHK rejimiyle bir bir kapatılarak susturuldu. OHAL kapsamında muhalif yayın yapan 33 televizyon kanalı, 37 radyo, onlarca gazete, dergi, haber ajansı kapatıldı. Böylece iktidarın icraatlarını sorgulayan, denetleyen, kamu adına hesap soran yayıncılık faaliyetinde bir dönem sona erdirildi. En son Doğan Grubu’nun satış yoluyla el değiştirmesi Türkiye’deki medya sektörünün tahkimatı sürecinin son aşaması oldu. Böylece Türkiye’de artık özgür, bağımsız, çok sesli medya düzeninden iktidar merkezli “havuz medya” sisteminin tamamen kurumsallaştırılması sürecine geçiş tamamlanmış oldu. “Medyayı kontrol altına alan ülkeyi de toplumu da kontrol altına alır” tezi artık gerçeğe dönüşmüş durumdadır."
'Ülke hızlıca kapalı bir rejime gidecek'
Tekçi medya algısı ile düşünmeyen, sorgulamayan, hesap sormayan bir toplum düzenini oluşturulmak istendiğine dikkat çeken Meral , "Sivil toplumun, demokratik yaşamın kuşatılması, kontrol altına alınması sürecini hızlandıracak, ne olup bittiği öğrenilemeyeceği için sistem ve iktidar denetlenemeyeceğinden ülke hızla kapalı bir rejime doğru ilerleyecektir" dedi.
Meral, medyadaki tekçiliğin demokrasi açısından yaratacağı sorunların tüm boyutlarıyla araştırılması ve çoğulcu medya koşullarının yaratılması için yürütülecek politikaların belirlenmesi amacıyla TBMM'den Meclis Araştırması talep etti.