Gazeteciler: Baskılara 90’ların ruhuyla karşı duracağız

  • 13:34 16 Kasım 2024
  • Güncel
İSTANBUL - Özgür basına yönelik baskılara dikkat çekmek için bir araya gelen çok sayıda yazar, siyasetçi, gazeteci ve sanatçı,  90’ların ruhu ve iradesiyle baskılara karşı çıkacaklarının mesajını verdi.
 
Türkiye Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası (DİSK Basın-İş ) Yeni Yaşam gazetesi dağıtımcısının kaçırılma girişimi ve özgür basın çalışanlarına yönelik artan baskıları protesto etmek amacıyla Taksim Tünel’de basın açıklaması gerçekleştirdi. “Gazetecilik suç değildir” pankartının açıldığı açıklamada Yeni Yaşam gazetesinin “Gerçekler karanlıkta kalmayacak” sayfası taşındı. Sık sık “ Özgür basın susturulamaz”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Basın susarsa herkes susar” sloganları atıldı. Açıklamaya, Halkların Demokrasi ve Eşitlik Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, DEM Parti İstanbul milletvekilleri  Kezban Konukçu, Cengiz Çiçek, Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, yazar Yıldırım Türker, Oyuncu Deniz Türkali, Elif Ilgaz, gazeteci Mehveş Evin, gazeteci Tuğrul Eryılmaz, Naci Sönmez, İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve Ceza Hukuku Araştırmaları Derneği kurucu üyesi Şebnem Korur Fincancı, Gazeteci Eyüp Burç, Evrensel gazetesi yazarı Fatih Polat’ın yanı sıra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkan Yardımcısı Adnan Kaymakçı katıldı.
 
‘Baskılara karşı 90’ların ruhuyla karşı duracağız’
 
Açıklama öncesi konuşan Yeni Yaşam Editörü Zana Kaya, özgür basına yönelik baskıların 90'ları yılardan beri devam ettiğine dikkat çekerek, “Özgür basın gazete bombalamaktan, gazetecilerin katledilmesine kadar çok ağır bir süreçten geçti. Özgür basın o ağır süreçlerden yüzünün akıyla çıktı. Bunu da gazeteci arkadaşları, yoldaşları ve halkıyla başardı. 90’lardan beri çok şey değişti fakat Kürt sorunundaki yaklaşım değişmediği için bu sorunu işleyen ve topluma ulaştıran yaklaşım değişmedi. Özellikle son dönemlerde özgür basına yönelik 90’ları hatırlatan bazı uygulamalar ve tehditler alıyoruz. Özellikle dağıtımcılara yönelik JİTEM ve Hizbulkontra yöntemlerini aratmayan kaçırma girişimleri oldu. Bir kez daha bu bunu hatırlatmak istiyoruz. 90’larda o baskı süreçlerinde nasıl yüzümüzün akıyla çıktıysak bu gün de yüzümüzün akıyla aynı iradeyle çıkacağız” diye belirtti.
 
‘Gazetecilik suç değildir’
 
Daha sonra söz alan DİSK Basın İş Genel Başkanı Turgut Dede, medyanın büyük bir tehdit altında olduğunu söyledi. İktidarın dezenformasyonla mücadele adı altında baskıcı ve yasal ünlemler aldığını kaydeden Turgut Dede, “İktidar, çevrimiçi bilgileri kontrol etmek için daha karmaşık yöntemler kullanarak gazetecilere yönelik baskılarını artırıyor. Gazeteciler baskılara maruz kalırken gizli gözetimlerin hedef olmaya devam ediyor. Kolluk görevlileri gazetecilere yönelik şiddet eylemlerinden dolay ceza almadığından dolayı baskılar devam ediyor. Gazetecilerin ifade özgürlüğü kısıtlayıcı tedbir ve cezalandırma yoluyla sınırlandırılması hem basının haber verme özgürlüğüne, hem de toplumun haber alma özgürlüğüne ve demokratik tartışmalarına ortamlarına doğrudan bir müdahaledir. Korkmuyoruz demek için buradayız gazetecilik suç değildir” şeklinde konuştu.
 
‘Devletin görevi temel hak ve özgürlükleri korumaktır’
 
Konuşmaların ardından basın açıklamasını Gazeteci Diren Yurtsever okudu. Demokratik toplumların, temel hak ve özgürlüklere dayanan toplumlar olduğunu belirten Diren Yurtsever,  bu tür toplumlarda devletin görevi, temel hak ve özgürlükleri korumak ve geliştirmek olduğunu söyledi. Temel hak ve özgürlükler arasından düşünce ve kanaat özgürlüğü, özellikle düşünceyi açıklama özgürlüğünün önemli olduğunu vurgulayan Diren Yurtsever, “Düşünce ve kanaati açıklama özgürlüğünün en olağan yollarından birisi basındır. Basının, haber verme ve eleştiri hakkı vardır. Demokratik toplumlarda basının en önemli işlevi, kamu yararını ilgilendiren olay ve konularda açıklamalar yapmak, haber ve bilgi vermek, eleştiri ve değer yargıları sunmak suretiyle kamuoyunu oluşturmak, toplumu aydınlatmaktır” ifadelerini kullandı.
 
‘Gazetecilere baskılar artarak devam ediyor’
 
AKP- MHP iktidarı, yeni yasama yılının açılması ile birlikte “yumuşama” söylemlerinde bulunsa da sahadaki yansımasının tam tersi olduğuna dikkat çeken Diren Yurtsever, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece Ekim ayında, 9 meslektaşımız haber takibi sırasında engellenerek, polisin şiddet ve tehdidi ile yüz yüze kaldı. Adliye koridorlarındaki gazetecilerin mesaileri, Ekim ayında da yoğun bir şekilde sürdü. 39 dosyada 104 gazetecinin yargılandığı bu davalar sonucu, 11 gazeteciye 19 yıl 8 ay 13 gün hapis cezası verildi. 7 gazeteciye soruşturma açılırken, 6 gazeteci hakkında ise dava açıldı. DİSK Basın İş Sendikası üyesi Furkan Karabay haberinde anlattığı adaletsizliği, hukuksuzluğu yaşadı. İktidar, bir taraftan ‘Barış’ söylemlerini dile getirirken, bir taraftan da sahada barış isteyenlere dönük baskılarını ve saldırılarını arttırarak, gazetecileri de hedef aldı. İktidarın bu politikaları temelinde, 9 gazetecinin gözaltına alındığı Ekim ayında, 11 gazeteci kötü muameleye maruz kalırken; 7 gazeteci de tehdit edildi. Gerçekleri halktan saklamayı kendine ilke edinen iktidar, bununla yetinmeyip 119 sanal medya hesabına erişim engeli getirirken, sanal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek çok sayıda yurttaş da gözaltına alındı.”
 
‘Gazete dağımtıcısı Veysi Akören kaçırılmak istendi’
 
Yeni Yaşam gazetesinin 5 sayısı hakkında tam da “barış” söylemleri kullanılırken toplatılma kararı verildiğini hatırlatan Diren Yurtsever, “Bu çağdışı karar yetmezmiş gibi gazetede yayınlanan köşe yazısına da erişim engeli getirildi. Gazetenin dağıtımcıları gözaltına alınarak, tehditlere maruz kaldı. Batman'da bir gazeteci dağıtımcısı hedef alındı. Gazetecilere silah çekip Yeni Yaşam gazetesi çalışanı Veysi Akören’i gözaltına almak isteyen kendini polis diye tanıtan kişiler, çevredeki yurttaşların ve gazetecilerin tepkisi sonrası kaçtı. İstanbul'da, Diyarbakır'da ve Dersim'de de gazete dağıtımcıları benzer tehditlere maruz kaldı, kalıyor. Ne yayın yasakları ne sansür yasaları ne de günümüzdeki kaçınılmaz bir iletişim ağı olan sosyal medyaya kısıtlama getirilmesi Türkiye’nin içine çekilmeye çalışıldığı kaosun çözümü olamaz. Hatta bu kaosu daha da artırmaktan başka bir sonuç doğurmayacaktır. Ve bir kez daha haykırıyoruz gazetecilik suç değildir” Dedi.
 
Yeni Yaşam gazetesi yurttaşlara dağıtıldı
 
Açıklamanın ardından iki koldan yürüyüş gerçekleştiren gazeteciler ve siyasetçiler, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Özgür basın susturulamaz”, “Özgür basın özgür toplum” sloganlarıyla Şişhane Meydanı ve İstiklal Caddesi’nde Yeni Yaşam gazetesini dağıttı. Gazetede dağıtılırken yurttaşlardan biri “Özgür Gündem’i tanıyorum ve hatırlıyorum” sözleriyle Yeni Yaşam gazetesini alıp okudu. Yurttaşlara uzatılan gazeteler ilgile karşılandı.