İdamlara karşı dayanışma: Werîşe ve Pexşan yalnız değil

  • 09:07 22 Kasım 2024
  • Güncel
 
Elfazi Toral 
 
İSTANBUL - İran hükümetinin siyasi tutsak kadınlara verdiği idam cezasına tepki gösteren kadınlar, “Onların mücadelesi bizim mücadelemizdir” sözleriyle, herkesin Werîşe Muradî ve Pexşan Ezîzî’ye ses olması gerektiği çağrısında bulundu.
 
İran'da özellikle özgürlük mücadelesi veren Kürt kadınlarına yönelik idam uygulamaları hız kesmeden devam ediyor. Mücadelelerini sürdürmekte kararlı olan kadınlar, İran rejiminin baskılarının hedefi haline geliyor. Son olarak, Rojhilat Kürdistan Özgür Kadın Topluluğu (KJAR) üyesi Werîşe Muradî ve gazeteci Pexşan Ezîzî’ye idam cezası verildi. 10 Kasım’da İran hükümetinin siyasi tutsaklar Muradî ve Ezîzî’ye yönelik verdiği bu karara birçok kesimden tepkiler yükselirken, kadınlar ise idamlara karşı mücadeleyi sürdüreceklerini vurguluyor.
 
İran rejiminin Kürt halkına ve Kürt kadınlarına karşı yalnızlaştırıcı ve yok edici bir politika uyguladığını söyleyen Tevgera Jinen Azad (TJA) aktivisti Türkan Kocadağ, İran rejiminin uyguladığı idam cezalarının yıllardır devam ettiğini ancak bir karşılık bulamadığını belirtti. “İran’da bulunan Kürtler, kadınlar bedenlerini ortaya koyarak mücadele ediyor” diyen Türkan Kocadağ, idam cezalarının ve baskı rejiminin ortadan kaldırılması gerektiğini dile getirdi.
 
İran'da ahlak polisleri tarafından Jina Emînî’nin katledilmesinin ardından başlayan “Jin Jiyan Azadî” isyanına dikkat çeken Türkan Kocadağ, “Jin Jiyan Azadî sadece Kürdistan'da değil, dünyanın her yerinde yankılandı ve bir şiar haline geldi” sözleriyle, 2 Kasım günü Tahran İslami Azad Üniversitesi’nde öğrenci olan Ahû Deryayî’nin zorunlu örtünme kurallarına karşı gerçekleştirdiği protesto eylemini hatırlattı. Türkan Kocadağ, Ahû Deryayî’nin üniversite kampüsünde kıyafetlerini çıkararak sistemi protesto ettiğini ifade etti.
 
‘Onların mücadelesi bizim mücadelemizdir’
 
İran hükümetinin siyasi tutsaklar Werîşe Muradî ve Pexşan Ezîzî’ye verdiği idam cezasına işaret eden Türkan Kocadağ, “İdam cezalarının karşısında kadınlar özgürlük mücadelesinden asla vazgeçmiyor, vazgeçmeyecek de. Düşüncelerinden dolayı cezalandırılmamalı. Düşünceler suç sayılmamalı. İktidarlar farklı farklı yöntemlerle katliamlar yapıyor. Ancak kadınlar özgürlük mücadelesinden vazgeçmedi. Bütün kadınların zincirleri birbirine bağlıdır. İran’da kadınların zinciri bana bağlıdır. Onlar özgür olmadıkça ben de özgür olmam. Bizim mücadelemiz birdir. Dayanışma büyütür ve yaşatır. Werîşe Muradî ve Pexşan Ezîzî yalnız değildir, bizler onların yanındayız. Özgürlüğünü isteyen kadınlara idam cezası veriliyor. Verilen bu kararlarla kadınların mücadelesine engel olacaklarını zannediyorlarsa yanılıyorlar. İran rejiminin idam politikalarını kabul etmiyoruz. Düşüncelerinden dolayı hiçbir kadın cezalandırılamaz. Onların mücadelesi bizim mücadelemizdir” şeklinde konuştu. 
 
‘İdam cezaları insanlık dışıdır’
 
Dünyada mücadele yürüten kadınların büyük bir baskı ile karşı karşıya kaldığını ifade eden Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi temsilcisi Arife Çınar, devlet aklının direnen ve mücadele eden kadınlara saldırdığını kaydetti. Erkek egemen zihniyeti sarsacak olan kişilerin kadınlar olduğunu belirten Arife Çınar, “Kadın mücadelesinin olması sistemi korkutuyor. İran’da uzun zamandır Kürtlere yönelik saldırı politikası var. Kadın arkadaşlarımıza idam cezası verilmesi insanlık dışıdır. Hem Türkiye’de hem de İran’da Kürt kadınlara yönelik ayrı bir saldırı söz konusu. Werîşe Muradî ve Pexşan Ezîzî’ye idam cezası verilmesine karşı dünya kadınları ayağa kalkmalı. Dünya genelinde kadınlar şiddet sarmalıyla karşı karşıya, bundan dolayı biz kadınlar bu şiddete, idama ve katliamlara duyarlı olmalıyız. Sözümüzü kurmalıyız. Kadın farkındalığını yaratmak için yola çıkan Werîşe Muradî ve Pexşan Ezîzî için sessiz kalmamalıyız” dedi.
 
‘İdam cezası demokrasi haklarına sığmıyor’
 
“İran rejiminin varlığını kadın inkarı üzerine inşa ediyor” sözlerini kullanan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) 3’üncü Bölge Eş Sözcüsü Gülistan Aydın, İran halkının özgürlüğünü ellerinden alarak rejimi inşa etmeye çalıştığını aktardı. Gülistan Aydın, “Özellikle Kürtlere yönelik İran rejiminin bir politikası var. İran’da Jina Emînî, başörtüsü bahane edilerek gözaltına alındı ve ardından katledildi. Katledilmesinin ardından büyük bir isyan ortaya çıktı. Özellikle bu olaydan sonra Kürt halkına ve Kürt kadınlarına yönelik baskılar ve idam cezaları giderek arttı. Bu idamlardan en sonuncusu da Werîşe Muradî ve Pexşan Ezîzî’ye idam cezası verilmesi oldu. Bu, hiçbir insan haklarına ve hiçbir demokrasi ilkelerine sığmıyor. Özellikle Kürt kadınlarına ve Kürt basınına yönelik çok şiddetli bir baskı uygulanmaya başlandı. Mahsa Emînî’den sonra İran’ın var olan yasakçı, inkarcı ve kadın düşmanlığı politikasına karşı çok ciddi başkaldırılar yapıldı. Bunun öncülüğünü de Kürt kadınları yapmaya başladı. Kimlik mücadelesi veren kadınlara İran rejimi acımasızca davranıyor. İran rejimine dur demek lazım” sözlerini kullandı.
 
‘Kadınlara cevap olmalıyız’
 
Dünya halklarının İran rejiminin uyguladığı politikalara seyirci kalmaması gerektiğini ifade eden Gülistan Aydın, topyekûn bir şekilde erkek devlet rejimine karşı çıkılması gerektiğini vurguladı. Gülistan Aydın, konuşmasını şöyle noktaladı: “İran rejiminin Kürt kadınlarına yönelik uyguladığı şiddeti orada bulunan diğer kadınlara da uyguluyor. Oradaki örgütlenmeyi çok iyi kurmak lazım. İran’da bulunan hem kadınların hem de halkın bu şiddete ve katliama bir itirazı var. Günümüz çağında idamın kaldırılması gerekirken, İran idam uygulayan ülkelerin başında geliyor. İran rejimine uluslararası bir çaba ve baskı olması gerekiyor. Bizler de burada hem Kürdistan hem de Türkiye ayağı olarak sessiz kalmamamız lazım. Orada bulunan kadınlara cevap olmamız gerekiyor. Her kesimden kadınlara yönelik yapılan tüm şiddeti kınıyoruz. İran’da hayata geçirilen idam cezalarını dünya kamuoyuna duyurmamız gerekiyor. Halkın hareketliliğiyle İran’a baskı uygulayarak bu rejimi kırmamız gerekiyor. Biz DEM Parti olarak, İran rejimi tarafından idam cezası verilen Werîşe Muradî ve Pexşan Ezîzî’nin yalnız olmadığını ifade ediyoruz. Onların mücadelesi bizim mücadelemizdir. Bu mücadeleyi Jin Jiyan Azadî sloganıyla ortaklaştırıyoruz.”