AMED - Cezaevlerinde tutsakların kötü muamele ve işkenceye maruz kaldığı, avukat ve ailelerinden uzak yerlere sürgün edilerek tecrit uygulandığı belirtilen açıklamada, insanlık onuruna aykırı bu hukuksuzluklara karşı hukuki mücadeleye devam edileceği vurgulandı. 

 

Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şubesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve Tutuklu Aileleri Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER), cezaevlerinde tutsaklara yönelik işkence, kötü muamele ve istekleri dışında başka cezaevlerine sevk edilmelerine ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklama, İHD Amed Şube binasında gerçekleştirildi ve metni Ali Rıza Demirtaş okudu.

  

20 Aralık 2024 tarihinde Amed 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishane’de koğuş ve üst araması yapılmak istendiği sırada, infaz koruma memurlarının, tutsaklara kötü muamelede bulunduğu ve işkenceye varan uygulamalar gerçekleştirdiği iddia edildi. Konuya ilişkin açıklama yapan Ali Rıza Demirtaş, tutsak ailelerinin Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Amed Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Tutuklu Aileleri Yardımlaşma Derneği’ne (TUAY-DER) başvuruda bulunduğunu belirtti.  

 

‘Tutsaklar kötü muameleye maruz kaldı’

 

Yapılan ziyaretler sonucunda tutsakların, infaz koruma memurlarının koğuşlarda arama yapmak istediğini aktardığını dile getiren Ali Rıza Demirtaş, bu aramanın usulsüz ve kabul edilemez olduğunu kaydetti. Ali Rıza, tutsakların kendilerine yönelik tehdit ve hakaret içeren sözlerini paylaştığını, ayrıca tutsakların yalınayak ve yarı çıplak vaziyette soğuk koridorlarda bekletildiklerini, çıplak aramaya maruz bırakıldıklarını ve darp edildiklerini söylediğini ifade etti. 

 

 Ali Rıza Demirtaş devamında şu açıklamayı yaptı: 

 

“Mahpuslardan alınan başvuru ve beyanlar doğrultusunda kurumlar tarafından savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur. Ancak, 6 Ocak tarihinde mahpus ailelerinin açık görüşe gitmesi üzerine, hapishane yönetimi ve personelleri tarafından işkence ve kötü muameleye maruz kalan mahpusların sürgün edildiği öğrenilmiştir. Söz konusu sürgünlerin hangi tarihte ve nereye yapıldığı bilgisi ailelere ve avukatlara verilmemiştir. Daha sonra öğrenildiğine göre mahpuslar, Kırıkkale, Konya ve Sincan’a sürgün edilmiştir.”

 

İşkence ve kötü muameleye maruz kaldı 

 

Ali Rıza Demirtaş, benzer bir durumun 12 Aralık 2024 tarihinde Patnos L Tipi Cezaevi’nde  yaşandığını belirterek, tutsakların işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını ifade etti. Talepler sonucunda tutsakların kurumlarına başvuruda bulunduğunu açıklayan Demirtaş, şunları söyledi: “Gerçekleşen bu ziyaretten sonra öğrenildiği üzere, işkenceye maruz kalan mahpuslar Erzincan, Diyarbakır ve Kayseri’ye sürgün edilmiştir.”

 

İşkence ve sürgünlere dikkat çekildi 

 

Bu durumun ciddi bir insan hakları ihlali olduğunu vurgulayan Ali Rıza Demirtaş, şu ifadelere yer verdi: “Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 10. Maddesi’nde tutulanların hakları düzenlenmiştir. Bu maddede, özgürlüğünden yoksun bırakılan herkesin insani muamele ve insanın doğuştan sahip olduğu insanlık onuruna saygı görme hakkına sahip olduğu ifade edilmektedir. Yaşanan işkence ve sürgünler, bu maddede tanınan hakları açıkça ihlal etmektedir.

 

Ayrıca, 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un ‘İnfazda Temel İlke’ başlıklı 2. Maddesi’nde, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamayacağı belirtilmiştir.

 

Suç duyurusunda bulunduğumuz işkence iddialarının yanı sıra, mahpusların konumlarından uzak yerlere gönderilmesi, aile bağlarının koparılmaya çalışılması ve söz konusu illerin avukatlarına kolaylıkla ulaşamayacakları mesafelerde olması, zalimane ve gayriinsani bir uygulama teşkil etmektedir.”

 

‘Bu uygulamalara derhal son verilmeli’

 

Tutsakların avukatlarından ve ailelerinden uzak yerlere gönderilerek tecrit altında tutulmak istendiğini belirten Ali Rıza Demirtaş, şöyle dedi: “İşkence suçunu işleyen kamu görevlilerinin yaptırıma tabi tutulması ve ilgili ceza infaz kurumundan uzaklaştırılması gerekirken, bu suçun mağduru olan kişilerin sürgün edilmesi çarpık, antihukuki ve gayrimeşru bir uygulamadır. Bu durum, işkenceye maruz kalan kişileri ceza niteliğinde bir yaptırıma tabi tutmaktadır.

 

Bu uygulamalara derhal son verilmeli ve kişilerin hak arama yönündeki iradelerini engelleyen tüm yöntemler ortadan kaldırılmalıdır. Ayrıca, hapishanelerde gerçekleşen antihukuki, ilkel ve insanlık onuruna aykırı uygulamaların ve ihlallerin takipçisi olacağımızı, bu konuda hukuki mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz.”