Komisyon toplantısı sona erdi
- 23:29 8 Ekim 2025
- Siyaset
ANKARA – Düşünce dernekleri temsilcileri, Kürt sorununun çözümünde siyasi iradenin önemine dikkat çekerek, “Silah bırakma sürecini ancak Öcalan ortaya koyabilir” dedi.
Kürt sorununun demokratik çözümü için Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 14’üncü toplantısı, Kamusal Politika ve Demokrasi Çalışmaları Derneği (PODEM) temsilcisi Oral Çalışlar, Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz ve Toplumsal Mutabakat Derneği Başkanı Mahmut Şimşek’in aktarımlarıyla tamamlandı.
Toplantıda söz alan Oral Çalışlar, yaşadığı geçmiş yılları ve acıları hatırladığını belirterek şunları söyledi: “Kaygıyla, endişeyle ve umutla hepimiz bu komisyonun çalışmalarını izliyoruz. Yeni dönemde elbette her şey bitmiş değil, çünkü bu mesele 100 yıllık bir meseledir. 50 yıllık PKK tarihi ve öncesiyle birlikte düşünüldüğünde, Kürt meselesi Türkiye’nin en köklü sorunudur. Bir dönem ‘Kürt yoktur’ denilerek politika yürütüldü, hatta bu tezler üzerine akademik çalışmalar yapıldı. Ama bütün bu çabalar gösterdi ki, ‘Kürt yoktur’ tezinin hiçbir geçerliliği yoktur; çünkü Kürtler var olduklarını her yerde hissettirdi.”
‘Süreci ortaya koyacak siyasi irade Öcalan’dır’
Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz, sürecin başarısının siyasi iradeyle bağlantılı olduğunu vurguladı: “PKK lideri Abdullah Öcalan’la görüşülmesi konusundaki belirsizlik bu süreci zora sokacak bir tutumdur. Silah bırakma sürecinin nasıl karşılık bulacağını ve bu süreci ortaya koyacak siyasal irade Öcalan’dır. Sayın Devlet Bahçeli’nin açıklamasında bahsettiği çerçevede bir tutum takınmanın doğru olacağını düşünüyorum. Ayrıca Suriye Kürtleri ile ilgili izlenen siyasetin değiştirilmesi gerekir. Çoğulcu bir Suriye için Şam ile Kuzey ve Doğu Suriye yönetimi arasında Türkiye’nin pozitif bir rol oynayabileceğini düşünüyoruz.”
‘Demokratik hakların eksikliği giderilmeden toplumsal barış sağlanamaz’
Toplumsal Mutabakat Derneği Başkanı Mahmut Şimşek, demokratikleşmenin toplumsal barışın temeli olduğunu belirtti: “Toplumsal barışın güçlendirilmesi ancak Kürt demokratik haklarının eksikliğini gidermekle mümkündür. Bu doğrultuda bazı tespit ve önerilerimizi sunmak istiyoruz.”
‘Meclis’ten beklenen demokratik hakların güvencesidir’
Mahmut Şimşek, Türkiye’nin 100 yıldır ulus-devlet inşası sürecinde demokratik açılımları tamamlayamadığına dikkat çekti: “Her adımda Kürt demokratik haklarının tanınmaması nedeniyle ülke ekonomi, siyaset ve kültürel alanlarda travmalar yaşadı. Bu nedenle ulusal demokratik devlet olma niteliği gelişemedi. Yeni süreçte Meclis’ten beklenen, demokratik hakların güvence altına alınmasıdır. Bu, eşitlik ve kardeşliğin tesis edildiği bir dönemin önünü açacaktır. Hukuki düzenlemeler ve yeni anayasa hazırlıkları da bu altyapıyı güçlendirebilir.”
‘Kürt Demokratik Hakları Kanunu çıkarılmalı’
Siyasi parti temsilcilerine de çağrıda bulunan Mahmut Şimşek, “Kürt sorunu” kavramının ötesine geçilmesi gerektiğini belirtti: “100 yıldır ‘Kürt sorunu’ deyip duran tüm siyasilerin artık bu tanım yerine ‘Kürt Demokratik Hakları Kanunu’ ifadesini kullanmalarını öneriyoruz. Bu önerimiz dikkate alınırsa, siyasetçilerimiz demokrasi eksikliklerini daha net görür ve eksik demokrasinin giderilmesi için birlikte çalışabilir. Bu yaklaşım aynı zamanda toplumsal normalleşmeye katkı sunar.”