‘Tecridi birlikte kıralım’ çağrısı

  • 09:02 21 Nisan 2024
  • Güncel
 
Rozerin Gültekin
 
İSTANBUL - MATUHAY-DER Eşbaşkanı Dilek Demir, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün ortak bir yaşam için önemli olduğunu bundan dolayı gerçekleştirilen eylemlere ses verilmesi gerektiğini belirterek “Önemli olan o korku duvarını aşmak. Gelin birlikte mücadele edelim çağrısı yaptı. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü için 27 Kasım 2023 tarihinde cezaevlerinde dönüşümlü açlık grevine başlayan siyasi tutsaklar, 4 Nisan’da eylemlerini "mahkeme, aile ziyareti ve telefon görüşü boykotlarıyla" sürdeceklerini açıkladı. Tutsak yakınlarının da birçok kentte aynı taleple başlattığı Adalet Nöbeti eylemleri sonlandırılarak farklı eylem tarzına dönüştürüleceği duyuruldu.  Marmara Tutuklu Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER) Eşbaşkanı Dilek Demir, uygulanan tecride buna karşı gerçekleştirilen eylemlere dair değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Paradigmayı topluma yaymak için mücadelemizi sürdüreceğiz’
 
Abdullah Öcalan üzerinde 25 yılı aşkın süredir tecrit uygulandığını 37 ayı aşkın süredir de kendisinden hiç bir haber alınamamasının kabul edilemez olduğunu belirten Dilek, tecrit altında tutulmaya çalışılan Abdullah Öcalan’ın paradigmasının tüm halkların barış içerisinde yaşaması açısından önemli olduğunun altını çizdi. Dilek, “Barıştan, demokrasiden, insan haklarından yana olmayan sistem tecridi uyguluyor. Bunu kabul etmiyoruz ve bunun mücadelesini vereceğiz. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın paradigmasını topluma yaymak için mücadelemizi sürdüreceğiz. Tecridin amacı toplumu kendine bağımlı hale getirmek, özgürlükten dem vurmamak zaten kapitalist ülkelerin yapmak istediği şey de budur. Eğer özgürlük, demokrasi, insan hakları çerçevesinde bir yaşam olursa bu sistemin yaşamayacağını biliyorlar ondan dolayı tecridi sürdürmenin yolunu arıyorlar” dedi.
 
‘Önümüzdeki süreçlerde eylemsellik kararımız var’
 
“100 yıldır hastalıklı bir sistem ile karşı karşıyayız. Hastalıklı sistem artık kendini götüremez hale geldi. Toplum artık özgürlük ve bir arada yaşamak istiyor. Bunun için eylemsellikler gelişiyor doğal olarak” diyen Dilek, derinleştirilen tecride karşı Avrupa’dan, Kurdistan’dan, Türkiye’den fiziki özgürlük seslerinin yükseldiğini ifade etti. Dilek, “Eylemler ortak yaşam için yapılıyor. Cezaevlerinde de açlık grevi başlatıldı eylemin bir boyutu olarak. Açlık grevi sürecinde cezaevinde tutsaklar tekli hücrelere koyuldu, odaları dağıtıldı, darplar yaşandı. Bunlara karşı cezaevindeki tutsakların iradeleri kırılmadı iradeleri kırılmış olsaydı eylemlerini başka boyuta taşımazlardı. Biz de Adalet Nöbeti başlatmıştık cezaevindeki tutsakların 4 Nisan’da açlık grevini sonlandırıp ‘mahkeme, aile ziyareti ve telefon görüşü boykotu’ kararı almasının ardından biz de nöbeti sonlandırdık. Önümüzdeki süreçlerde eylemsellik kararımız var” dedi.
 
‘Önemli olan o korku duvarını aşmak’
 
“İçerideki iradenin dışarıya yansıması gerekiyor. Dışarıda biz onlara ne kadar destek veriyoruz önemli olan nokta odur” diyen Dilek, şu çağrıda bulundu: “Asıl önemli olan o korku duvarını aşmak. Korku duvarını aştığımız takdirde toplumsallaşacağız. Sosyalist, demokrat ve insanca yaşamdan yana olan halklara çağrımdır gelin birlikte mücadele edelim. Birlik olursak kazanacağımızı hepimiz biliyoruz. Faşist anlayışın korkusu birlikte mücadele etmemiz, insanların bir arada olması bunun için bir arada olmamızı istemiyorlar. Gelin hep beraber bu mücadeleyi birlikte sürdürelim.”