Davası için yıllardır mücadele ediyor

  • 09:02 25 Mart 2024
  • Yaşam
 
 
Pelşin Çetinkaya
 
ÊLIH - Küçük yaşta kimliğini yok sayanlara ve Kürtlerin varlığını inkar edenlere karşı mücadele vermeye başlayan Muhterem Ekinci, 30 yıldan fazladır bütün saldırı ve engellemelere rağmen geri adım atmıyor.
 
Devletin Kürt halkının diline, kültürüne, tarihine, kimliğine ve varlığına karşı saldırıları ve yok etme politikaları yüzyıllardır sürüyor. Kürtler ise bu asimilasyon politikalarına karşı verdikleri mücadeleden geri adım atmıyor. Kimliğini korumak adına direnenlerden biri de 75 yaşındaki Muhterem Ekinci. Êlih’in (Batman) Kercews (Gercüş) ilçesine bağlı Hizoyê köyünde dünyaya gelen Muhterem, 13 yaşında evlenir. Ardından maddi koşulları nedeniyle ailesiyle Êlih merkezine yerleşen Muhterem, 11 çocuk dünyaya getirir.
 
Varlık mücadelesi
 
Küçük yaşta devletin yanı başındaki Kürtlere saldırısını gören Muhterem, başlarda bu saldırıların nedenini merak edip araştırır. Ardından soru işaretlerine cevap bulup her şeyi kavramaya başlayınca yapılan haksızlıklara ve saldırılara dayanmaz. Buna karşılık yaşının küçük olmasına rağmen kimlik ve varlık mücadelesine başlayan Muhterem, böylelikle siyasetin içerisinde kendini bulur. Dili, kültürü, kimliği ve varlığı için mücadele verdiği alanda devletin ırkçı politikalarının ve bütün saldırılarının farkına varır. Bu durum onda, yürüdüğü yolda daha fazla mücadele etme kararlılığını güçlendirir.
 
Barış sağlansın diye verilen mücadele
 
Muhterem, mücadeleye katıldığı ilk zamanlarda Azadiya Welat gazetesi dağıtımcısı olan kızı Ruken’e dağıtımda yardımcı olduğunu söylerken, bu sırada siyasi tutsakların ziyaretine de gittiğini ve onlara yardımcı olduğunu ekliyor. Aradan bir süre geçtikten sonra Kürt halkının özgürleşmesi ve saldırıların bitmesi için Barış Anneleri’yle Ankara’ya gittiğini paylaşan Muhterem, “Ankara’ya giderken güvenlik güçleri tarafından yolda darbedildik, çokça engellemelere maruz kaldık. Ankara’ya varınca da güvenlik güçlerinin engellemeleri yüzünden kimseyle görüşme sağlayamadık. Öylece geri dönmek zorunda kaldık” sözlerine yer veriyor.
 
‘Davamız hakkımız, dilimiz ve ülkemizdir’
 
“Tek davamız hakkımız, dilimiz ve ülkemizdir” diyen Muhterem,  devletin kendilerini inkar ettiğini söylüyor. Muhterem, ellerinden alınan hakları için mücadele ettiğini belirtirken, “Bir gülü bile kopardığında kendini savunması için dikeni vardır. Çünkü kendini koruyor, savunuyor. Biz kimsenin hakkını yemiyoruz da istemiyoruz da ama devlet tek ülke, tek bayrak ve tek dil olsun diyor. Bu hak değil. Biz daha anne karnındayken Kürt’tük, dünyaya Kürt olarak geldik. Biz Kürtçe ile büyüdük, Kürtçe de konuşacağız” diyor.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan ve tüm Kürt halkı üzerinde uygulanan tecride de değinen Muhterem, uygulanan tecridi asla kabul etmediklerini ve tecride karşı siyasi tutsakların başlattığı açlık grevinin, annelerin Adalet Nöbeti’nin, yapılan yürüyüşlerin ve bütün kampanyaların arkasında olduğunun altını çiziyor.
 
‘Newroz ateşini yakmaktan bir an olsun vazgeçmedik’
 
Muhterem, mücadele ederken Newroz’daki bir anısını da şöyle paylaşıyor: “Eskiden engellemelerin, kısıtlamaların yoğun olduğu zamanlarda Newroz ateşi yakmak çok zor bir işti bizim için, aynı zamanda da çok önemliydi. Mahalle arkadaşlarımla iskambil oynayıp kim yenilirse Newroz ateşini o yakacak diyorduk. Daha sonra oyunda ben ile arkadaşım yenilmiştik ve ateşi yakmak bize düşmüştü. Arkadaşımla Newroz ateşini sloganlar eşliğinde Êlîh’in Bağlar Mahallesi’nde yaktık. Bunun üzerine polisler ateşin yakıldığı yere gelip ateşi söndürdü. Biz de o sırada kaçtık ama polisler birkaç arkadaşımızı yakalayıp darbetti. Tüm bunlara rağmen biz Newroz ateşini yakmaktan bir an olsun vazgeçmedik.”
 
‘Önderliğin bizim aramıza girmesini istiyoruz’
 
Şu ana kadar verdiği mücadeleden hiç pişman olmadığını söyleyen Muhterem, son olarak “Dünyada yaşayan herkesin hakkı var da bir bizim mi yok? Kurdistan büyüktür, zengindir. Eğer Kurdistan özgür olursa kimse aç kalmaz. Biz Önderliğin aramıza gelmesini istiyoruz. Onu canlı görmek istiyoruz, dilimizi serbest konuşmak istiyoruz ve dilimizin resmi dil olmasını istiyoruz” mesajını veriyor.
 
 
 
 

Etiketler:

Okumadan geçme!