Ardından ‘mücadeleyi bırakmayın’ vasiyeti bıraktı
- 09:02 11 Haziran 2024
- Güncel
Rozerin Gültekin
İSTANBUL - Ömrü mücadele ile geçen Barış Annesi Feride Karsu’nun kızı Aynur Taş, annesinin kimse ölmesin diye Barış Annesi olduğunu belirterek kendilerine “Mücadele bırakmayın” diye vasiyet ettiğini vurguladı.
Devletin Kürt halkına yönelik yürüttüğü savaş politikalarına karşı Barış Anneleri mücadele yürütüyor. Toplumsal barışın sağlanması için mücadele eden Barış Annelerinden birçoğu arkalarında bir mücadele mirası bırakarak yaşama veda etti. Yaşamı mücadele ile geçen annelerden biri de Feride Karsu idi. Feride Karsu, geçtiğimiz ay ardından büyük bir mücadele mirası bırakarak 71 yaşında yaşama veda etti.
Aynur Taş, annesi Feride Karsu’yu anlattı.
Köyünü yaktılar, evini işgal ettiler
Annesinin Amed’in Farqin (Silvan) ilçesine bağlı Fişat (Çaldere) köyünde doğduğunu belirten Aynur, 90’lı yıllarda başta kendisinin ve annesinin evi olmak üzere bütün köyün yakıldığını dile getirdi. Aynur, “Kürt’üz diye köyümüzü yaktılar. Bizim ne suçumuz vardı? İşkence yaptılar, hakaret ettiler. Neden Kürtler dağa çıkıyor diye soruyorlar? Dağlar rahat değil ama çocuklarımız bu zulümden dolayı yönünü dağlara veriyor ve özgür yaşamak istiyor. Köyün yakılmasından dolayı annemler ve ben Amed’e taşındık. Bu sefer kardeşim tutuklandı. Kardeşimi gözaltına aldıklarında annemin ve benim evimde resmen karakol kurdular evden çıkmadılar. Büyük eziyet çektirdiler. Annem yıllarca Amed zindanına gitti. Kardeşim cezaevinden çıktıktan sonra bu sefer Bursa’ya gittik. Biz Kürt olduğumuz için ev vermiyorlardı siz ‘teröristsiniz’ diyorlardı. 7 yıl boyunca Bursa’da çadırda kaldık. 7 yıl Bursa’da kaldıktan sonra İstanbul’a taşındık” dedi.
‘Annemin vasiyeti mücadeleyi bırakmayın oldu’
İstanbul’a taşındıktan sonra kardeşi Serhat’ın PKK’ye katıldığını ve ardından tutuklandığını söyleyen Aynur, annesinin mücadelesini anlattı. Aynur, “Kardeşim Serhat’a başta 136 yıl hapis cezası verdiler ardından dosya temyize gitti cezası 370 yıl oldu. Annem kardeşimin hasretiyle gözünü kapattı. Son nefesine kadar Serhat dedi. Annem hiçbir zaman zulmü kabul etmiyordu her zaman barış istiyordu. Annem kimse ölmesin diye Barış Annesi oldu. Bütün annelerin gözyaşı aynıdır hiçbir anne ağlamasın diyordu. Annem eyleme giderken düğüne gider gibi aşkla gidiyordu. Annem çok zorluk gördü ama mücadelesini sonuna kadar yürüttü. Annem nereye giderse gitsin kendi mücadelesini anlatırdı. Kanının son damlasına kadar mücadelesine bağlıydı. Bize de vasiyeti vardı mücadelenizi bırakmayın sürdürün diye. Ben de şimdi annemin mücadelesini yürütüyorum. Annem yerini bana bıraktı” diyerek mücadeleyi devraldığını ifade etti.
‘Taburcu etmiyorsanız hastanenin önünde ateş yakmalısınız’
Annesinin son ana kadar mücadele ruhu ile hareket ettiğini belirten Aynur, “Annem hastalık sürecinde hastanede yatıyordu. Newroz zamanı doktordan kendisini taburcu etmelerini istedi ama doktorları seni çıkartamayız dedi. Annem de beni taburcu etmiyorsanız hastanenin önünde ateş yakmalısınız beni de oraya götürmelisiniz dedi. Annem Newroz hasretiyle de gitti” ifadelerini kullandı.
Aynur da oğlunun kemiklerini arıyor
“Biz sadece anne kız değildi aynı zamanda arkadaştık her yere beraber gidiyorduk” diyen Aynur, çocuklarının kendilerine “heval” olduğunun altını çizdi. Aynur, son olarak şöyle dedi: “80’li yıllarda eşimle beni de gözaltına aldılar. Gözaltına aldıklarında oğlum Berxwedan 3 aylıktı. Gözaltına işkence yaptılar, çıplak arama yaptılar. Oğlum büyüdükten sonra bana ‘sen işkenceden sonra gelip süt verdiğin zaman zaten beni örgütledin’ dedi. Oğlum Mazlum Taş (Andok Farqin) Afrin’de IŞİD’e karşı mücadele ediyordu 2018 yılında şehit düştü. Türkiye Afrin’e girdikten sonra oğlumu mezarından çıkardı. Oğlum nerede bilmiyoruz. Başvuru yapıyoruz ama cenazelerin kendilerinde olmadıklarını söylüyorlar. Oğlumun kemiklerini nereye götürdülerse versinler oğlumun kemiklerini istiyoruz. Hep oğlumun peşinde olacağım.”