9’uncu Yargı Paketi’ne tepki: Ahlaki ve demokratik değil!

  • 09:02 24 Haziran 2024
  • Güncel
 
WAN - İktidarın Meclis’ten geçirme hazırlığı yaptığı 9’uncu Yargı Paketi’ndeki kadının soyadı ve kütüğüne ilişkin düzenlemeye tepki gösteren Rêya Armûşê Belediyesi Kadın Meclisi Sözcüsü Öznur Evin, ahlaki ve demokratik bir yaklaşım olmadığını vurguladı. 
 
İktidarın hazırladığı ve Meclis’ten geçmesi beklenen 9’uncu Yargı Paketi’nde kadın kazanımlarının hedef alınması kadın örgütleri tarafından tepkiye karşılanıyor. Söz konusu pakette kadın örgütlerinin karşı çıktığı “düzenlemelerden” biri soyadı kazanımının hedef alınması. 
 
Wan’ın Rêya Armûşê (İpekyolu) Belediyesi Kadın Meclisi Sözcüsü Öznur Evin, iktidarın yapmak istediği düzenlemeye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Ahlaki ve demokratik bir yaklaşım değil’
 
Öznur, “Mesela soyadı kanunundaki iki soyadı taşıma meselesinin tek soyada indirgenmesi, kadının kendi soyadını taşımaması gündeme geliyor. Kadın yine erkeğin kütüğüne geçiyor. Kadın yine bir erkeğin güdümünde görünüyor. Buradan hareketle diyebiliriz ki aile tamamen kadının bir arada tuttuğu sistematik bir yapı olarak gösteriliyor. Bu bağlamda eğer adaletli ya da hukuksal bir yaklaşım gösteriliyorsa kadının kütüğünün değişmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Aynı zamanda soyadı değişikliğinin de yapılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Şunu söyleyebiliriz kadının aileyi bir arada tutan yapı, erkeğin ise oranın iktidarı olarak nitelendirilmesi ahlaki ve demokratik bir yaklaşım değil” dedi.
 
‘Antidemokratik bir sistem inşa ediliyor’
 
Söz konusu yargı paketinde kayyıma dair maddeler de olduğuna dikkat çeken Öznur, “Birçok alanda kayyum atanması 5 yıllık olarak gösteriliyor. Kayyumların bir sisteme dayandırılması hükümetin, aslında devlet argümanı olan zorla ele geçirme sistemini kendi çıkarları doğrultusunda kullanması anlamına geliyor. Kayyum elde edemediğini zorla alma meselesidir aslında. ‘Ben alamadım ama devlet sistemiyle alabilirim’ mantığıdır. Bu bağlamda birçok şirkete ya da kayyum getirilme meselesi söz konusu olacak. Aynı zamanda cezai işlemlerin yükseltilmesi de söz konusu olacak. Çok demokratik olarak gösterilen aslında antidemokratik bir sistemi inşa ettiklerini söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı. Öznur devamla şöyle dedi: “Yargı paketine baktığımız zaman şunu da söylemek gerekiyor; aslında seçimlerin çok bir önem arz etmediği, gerektiğinde istedikleri yere kayyum atayabilecekleri, çok basit suçlamalarla insanları suçlayıp halkın iradesini gasp etme durumunun çok rahat anayasal bir hak olarak tanımlanabileceği bir sistematik yapıya büründürüldüğünü görebiliriz.”
 
‘Kayyumlar yasallaştırılıyor’
 
Paketin Meclis’ten geçmesi halinde nasıl getirileri olacağından bahseden Öznur, “Şirketlere, belediyelere kayyum atanmasını kolaylaştıracak ve bu sadece Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) kazandığı belediyelere de değil farklı siyasi partilerin kazandığı belediyelerin de kayyumla karşı karşıya kalmasıdır. Böylesi bir durumda aslında ‘benden olmayan benim olacak’ mantığı türeyecek. Bu bağlamda 9’uncu Yargı Paketi’ni değerlendirirken daha farklı alanlarda demokratik bir işleyişinin olup olmadığına bakmak gerekiyor. Kayyum atamalarını yasalmış gibi göstermek ve bunu demokrasiye bağlamak doğru değil. Kazanılmayan yerlerde o kişiye irade verilmeyen yerlerde devlet argümanıyla devletin ‘ele alabilme’ meselesini kendisine hak görerek orayı ele geçiriyor. Aslında kabul görmeyenlerin kendilerini kabul görmüş gibi gösterme meselesidir. Bu yargı paketiyle kayyumlar yasallaştırılıyor” ifadelerini kullandı.
 
‘Çok yönlü’ bir paket
 
Öznur, “Kadınların soyadı değişikliğinin içeren aynı zamanda kayyumları yasallaştıran çok yönlü bir yargı paketi olarak değerlendirebiliyoruz aslında”  dedi.
 
‘Burada bir tekelleştirme söz konusu’
 
Yargı paketinin antidemokratik olduğunu ve tamamen kayyumu yasallaştırmaya yönelik ortaya çıktığının  altını çizen Öznur, “Burada bir tekelleştirme söz konusu. Kendi görüşünden olmayanı kabullenmemektir. Demokrasiden bahsederken farklı görüşlerin, ırkların, inançların bir arada yaşayabileceğini ve bunların demokratik bir yöntemle yapılabileceğinden bahsederken bu yargı paketinin geçmesi durumunda ‘ben olmayanı istemem’ mantığı türeyecek ve sonrasında ki gelişmeler tekelciliğe gidecek” şeklinde konuştu.