Ortak mücadele vurgusu: Kurtuluşa giden yolu birlikte öreceğiz!

  • 09:05 20 Eylül 2024
  • Güncel
 
İSTANBUL - Kürt kadın hareketi ve feminist kadınların ortak mücadelesinin önemine dikkat çeken kadınlar, “Kadınların kurtuluşunu konuşuyorsak, kadınların yaşadığı şiddet ve ayrımcılıktan bağımsız değildir. Kurtuluşa giden yolu birlikte öreceğiz” mesajı verdi. 
 
Kürt Kadın Hareketi’nin yıllardır erkek egemen sisteme karşı yaşam duruşu haline gelen “Jin Jiyan Azadî” felsefesi İran’dan Hindistan’a kadar yayıldı, yayılmaya devam ediyor. Direniş ve isyan haline gelen felsefe bugün hem Kurdistan hem de Türkiye’de feminist kadın hareketi ile ortak mücadele haline geldi.  “Jin Jiyan Azadî” felsefesi tüm dünya kadınlar arasındaki köprüyü birleştirme ruhunu korurken, kadınlar bu felsefe etrafından iktidarın saldırılarına da karşı duruş sergiliyor.   
 
Kürt kadın hareketi ve feminist kadın hareketleri bir araya gelerek gerçekleştirdikleri etkinlik ve sürdürdükleri ortak mücadeleye dair değerlendirmelerde bulundu.  
 
‘Kürt kadın hareketi ile yürümeye devam edeceğiz’
 
Kürt kadın hareketinin deneyimi çok yönlü bakış açısını barındırdığını söyleyen Kadın Cinayetlerinin Durduracağız Platformu (KCDP) Kadın Meclisi temsilcilerinden Esin İzel Uysal, Kürt kadınlarının kimliğinden dolayı şiddet ve ayrımcılığa maruz kaldığını belirtti. Şiddet ve ayrımcılığa karşı Kürt kadınlarının biriktirdiği deneyiminin çok önemli olduğuna vurgu yapan Esin, “Hem Kürt kadın hareketi hem de bütün kadın örgütleriyle biz bir arada yol yürümeye devam edeceğiz. Çünkü şunu biliyoruz ki; eğer kadınların kurtuluşunu konuşuyorsak başka ezme ve ezilme biçimlerinden de bağımsız değil. Bize benzemeyen kadınların yaşadığı şiddetten de ayrımcılıktan da bağımsız değil. Dolayısıyla bir araya gelerek bu örgütlü gücü ve dayanışma ilişkilerimizi büyüterek o kurtuluşa giden yolu böyle öreceğiz. Kürt kadın hareketi ile de bir arada yol yürümeye devam edeceğiz bugün de bizi yalnız bırakmadılar seferberliğimizi ilan ettiğimiz bu toplantıda da bizlerle birlikteler. Ve bundan sonra da birlikte yol yürümeye devam edeceğiz” dedi.
 
‘Jin Jiyan Azadî dünyanın öbür ucunda karşımıza çıkıyor’
 
Dünya genelinde kadınların karşı karşıya kaldıkları baskıyı ve şiddeti “tüm kadınlarla yaşadıklarımız ortak” sözleri ile ifade eden Esin, Kürt kadınları öncülüğünde tüm dünyaya yayılan ve evrenselleşen “Jin Jiyan Azadi” felsefesine dikkat çekti. Esin, “Jin Jiyan Azadi” sloganı dünyanın öbür ucunda da karşımıza çıkıyor. Kürt kadın hareketinin deneyiminin ve yaklaşımının bir tür yol açmasının da bir sonucu diye düşünüyorum. Biriktirdiğimiz deneyimler, ileri sürdüğümüz politikalar, yaklaşımlarımız birbirini besliyor” diye belirtti.  
 
‘Bu gidişatı değiştirebiliriz’
 
İktidarın kadınlara ve çocuklara yönelik sürdürdüğü politikalara işaret eden Esin, “İktidar, ‘böyle gelmiş böyle gider, kadınlar şiddete uğrarlar, ikinci sınıf vatandaşları, aile içerisinde çeşitli görevleri vardır’ şeklinde bakıyor. Biz bunu değişebileceğini düşünüyoruz. Bu gidişatı değiştirmek mümkün bu ne fıtrat nede kaderimiz. Değiştirmek için daha fazla bir araya gelmek gerekiyor. Örgütlenmek gerekiyor. Bütün kadınların mücadele etmeleri gerekiyor, böyle kadın cinayetlerini durdurabiliriz ve bizim dışımızdaki kadınlara da asla yalnız yürümeyeceklerini hissettirip cesareti verebiliriz” ifadelerini kullandı.  
 
‘Biz kadınlar geçit vermeyeceğiz’
 
Türkiye’de baskının ve sindirme politikalarının gittikçe derinleştiğini kaydeden Tevgera Jinen Aza(TJA)  aktivisti Xecê Başkalane, iktidarın uyguladığı baskılar sebebiyle kadınların ve çocukların katledildiğini söyledi. İktidarın kadınlar üzerinde yürüttüğü uygulamalara karşı hem Kürt kadın hareketinin hem de Türkiye feminist hareketinin ortak mücadelesiyle kadın kimliğine sahip çıkacaklarının mesajını verdi. Xecê, “Kürt kadın hareketinin bütün çalışmaları direnişleri bütün dünyaya yayılmıştır. Jin Jiyan Azadi sloganı tüm dünyanın felsefesi haline geldi.  Hem Kürt kadın hareketi hem de Türkiye feminist kadın hareketiyle birlikte, birleşme ve kadın birlikteliğini sağlama zamanıdır. Çünkü baskı, zülüm sistemi olan bu düzen kadın özgürlüğü düşmanıdır. Her an ve her yerde kadına saldırıyor. Çünkü kadın güçlü bir direniş gücüdür. Bu gücü yıkmadan ve dağıtmadan kendini güvenceye alamayacağını düşünüyor. Geliştirilen kadın düşmanı politikaların altında bu düşünce vardır. Biz kadınlar bunun farkındayız ve sonuna kadar geçit vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.  
 
‘Özgürlük mücadele gücünü büyütüyoruz’
 
“iktidar kadın kazanımlarına ve kadın haklarına azgınca saldırıyor” ifadelerini kullanan Xecê, “Tam bir kadın soykırımı yaşanıyor. Her gün canlar yitiriyoruz. Kadın cinayetleri ve kadın soykırımı sistematik bir hal aldı ve devlet aklı bunun uygulama merkezidir. Bu sistemli ve bilinçli kadın düşmanı akla karşı direniş ve mücadele büyütülmelidir. Kürt kadın özgürlük hareketi ile Türkiye kadın özgürlükler hareketinin birlikte mücadeleyi büyütmesi her zamankinden daha fazla önem kazanmış ve elzem hale gelmiştir. Onun için biz kadınlar yaşamın ve ülkenin her yerinde birliğimizi kurmak güçlü direniş kanalları oluşturmak zorundayız. Bu temelde buluşuyoruz ve ortak paydalarımızla özgürlük mücadele gücünü büyütüyoruz” sözlerini kullandı. 
 
Dayanışma ve mücadelenin önemi!
 
“Feminist düşüncelerim olduğundan dolayı benimle aynı düşünen aynı düşüncelere sahip bir dayanışma var mı? Varsa nerede? İfadelerini kullanan Öznur, dayanışmanın ve mücadele etmenin önemine vurgu yaptı. Öznur, “ Her genç kadının bütün alanlarda özgür bir şekilde dayanışma yürütmesi, her yerde bu özgürlüğün savunulması gerekiyor. Kürtlerin daha fazla özgürleşmesi kendilerini daha rahat ifade edebilmesi gerekiyor. Bütün kadınların birlikte mücadele etmesi gerekiyor. Ataerkil toplumun üstüne baskı kurabiliriz. Kadını sindirme ve bastırma düşüncelerinin de önüne geçebiliriz. Evrensel bir şekilde nerede olursak olalım hiç önemli değil dünyanın her tarafında olabilir kadınlarla beraber bu baskıyı yok edebiliriz” ifadelerini kullandı.