Amed'de 13 Ekim ‘Özgürlük’ mitingine çağrı

  • 14:19 11 Ekim 2024
  • Güncel
 
AMED - Amed'de 13 Ekim'de düzenlenecek “Özgürlük” mitingi için siyasetçi ve sivil toplum örgütleri, gerçekleştirdikleri yürüyüşün ardından yaptıkları açıklamada, mitingde barış ve demokratik çözüm taleplerini dile getireceklerini vurguladı ve halkı Pazar günü İstasyon Meydanı’na davet etti.
 
Amed'de 13 Ekim'de düzenlenecek mitinge katılım çağrısı amacıyla yürüyüş ve esnaf ziyareti gerçekleştirildi. Yürüyüşe, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Cahit Kırkazak, siyasetçiler Sebahat Tuncel ve Ayla Akat Ata, DEM Partili milletvekilleri, Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Doğan Hatun, Mêrdîn Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk ve kentteki çeşitli sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinden oluşan bir grup katıldı. Kitle, Yenişehir’in Ofis semtinde toplanarak Sûr ilçesine doğru yürüyüşe geçti. 
 
Yürüyüş sırasında “Biji Serok Apo”, “Bê Serok jiyan nabe”, "Tecride karşı omuz omuza", "Direne direne kazanacağız"  “Faşizme karşı omuz omuza” ve “Jin jiyan azadî” sloganları atıldı. 
 
Polisin çeşitli engellemelerine rağmen direnişini sürdüren kitle, Ofis'ten Sûr ilçesindeki Ulu Cami’ye kadar yürüdü. 
 
Sultan Yaray: Yasakları tanımıyoruz
 
Ulu Camii önünde bir açıklama yapan DBP Amed İl Eşbaşkanı Sultan Yaray, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Sesimizi tüm dünyaya duyurmak istiyoruz. Herkes Kurdistan’dan sesimizi duysun. Artık Kürtlerin zılgıt seslerinden bile korkuyorlar, ama özgürlük sesimizi asla susturamayacaklar. Bu sokaklarda her zaman özgürlük ve barıştan söz ediyoruz. Kürt halkının sesini kısamazlar; Kürt halkı diliyle, kültürüyle, kimliğiyle bu topraklarda var. Bütün dünya bunu duysun; onların hiçbir şeyinden korkmuyoruz. Artık Kürtleri yok edemez, seslerini susturamazsınız. 13 Ekim'de tüm halkımızı İstasyon Meydanı'na bekliyoruz. Yasakları tanımıyoruz."  
 
Ahmet Türk: Geri adım atmayacağız
 
Mêrdîn Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, yıllardır süregelen özgürlük, adalet ve barış mücadelesine vurgu yaptı.  Ahmet, "Gelecek için, demokrasi ve özgürlük için kararlıyız, halkımız da kararlı. Bugün Ortadoğu'da birçok sorun yaşanırken, eğer biz Kürt halkı olarak birleşip güçlü hale gelmezsek, geleceğimiz tehlikeye girecektir. Bu nedenle halkımızın özgür geleceği için bu duruşu sergilememiz gerekiyor" dedi. 13 Ekim'de İstasyon Meydanı'nda düzenlenecek özgürlük, barış ve birlik mitingine herkesi davet eden Ahmet, polisin müdahalelerine tepki göstererek, "Demokrasi mücadelemizden geri adım atmayacağız. 13 Ekim’de İstasyon Meydanı’ndayız" diye ekledi. 
 
Sinan Çiftyürek: Kürtler çözüm istiyor 
 
DEM Parti Milletvekili Sinan Çiftyürek, yaptığı konuşmada, Kürt halkına yönelik baskıları artıranların 30 yıldır sonuç alamadığını vurguladı. Çiftyürek, Kürt siyasetçilere uzatılan elin, aynı zamanda Kürt sorununun çözümüne de uzatılması gerektiğini ifade ederek, "Eğer bu yapılmazsa, bu büyük bir yanlıştır. Kürt halkının yüz yıllık bir tecrübesi var. Kürtler, barışı ve Kürt sorununun çözümünü istiyor" dedi.
 
Beycan Taşkıran: 13 Ekim’de hep birlikteyiz
 
ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran, konuşmasında özgürlük için mücadele edenlerin her an baskılarla karşılaştığını vurguladı. Beycan, "Sokakların abluka altına alınmasına, halkımızın yasaklarla korkutulmaya çalışılmasına karşı sesimizi yükseltiyoruz ve korkmuyoruz. 13 Ekim’de İstasyon Meydanı’nda, Narin için, kadın cinayetlerine ve savaşa karşı, Ortadoğu halklarının onurlu birlikteliği için bir araya geleceğiz. Komplo ve tecride karşı buradayız. 13 Ekim’de hep birlikte olacağız" ifadelerini kullandı.
 
Mehmet Kamaç: Barış ve birlik talebimizi yükselteceğiz
 
İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Başkanı Mehmet Kamaç, yaptığı konuşmada bölge devletlerine seslendi: “Ortadoğu’da birlik ve kardeşlik içinde bir yaşam istiyorsanız, Kürtlerin dilini, kültürünü ve sanatını kabul edin. Devam eden büyük bir tecrit var ve bu tecrit, kültürümüz ve dilimiz üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. 13 Ekim'de barış ve birlik talebimizi güçlü bir şekilde yükselteceğiz.”
 
Tahammülsüzlüğe tepki 
 
Tecride Karşı Adalet Girişimi üyesi Ayla Akat Ata, savaşmanın ve çatışmanın en kolay yol olduğunu, ancak Kürt halkının yıllardır irade gösterdiğini vurguladı. PKK Lideri Abdullah Öcalan lehine atılan slogana polisin tahammülsüzlük göstermesine tepkiyle karşılayan Ayla, “Bu tahammülsüzlük, aslında çoktan mahkeme salonlarında boşa çıkmıştır. Barışa giden yolun İmralı’dan geçtiğini yıllardır herkes ifade ediyor. Orayı adres olarak gösteren sadece biz değiliz; aynı zamanda iktidarda olan siyasi irade de yıllar önce bu adresi kabul etmişti. Bu halk, o iradeye bir kez daha çözümün yolunu göstermek istiyor. Peki, bu tahammülsüzlük neden? Bu, barış ve çözüme olan tahammülsüzlük değil mi?” şeklinde konuştu. 
 
Ayla Akat Ata: Çözüm İmralı’dır
 
Amed’de yapılacak "özgürlük" mitinginin herhangi bir belirli tarih üzerine kurulmadığını vurgulayan Ayla, “13 Ekim sıradan bir tarih değildir. Sorun, barışın illegalize edilmesidir. Demokratik çözüm talebinin kriminalize edilmesidir. Bu durum, gerçek olmayan bir biçimde halka sunulmak isteniyor. Oysa bu, mahkeme salonlarında boşa çıkmış bir iddiadır. Demokratik çözüm istemek suç değildir, barış istemek suç değildir. Ancak çözümsüzlükte ısrar etmenin bu ülkeye ne getirdiğine dikkatle bakmak gerekir. Biz burada mitinge çağrı yaparken, bu talebimizi dile getirdik. Barış ve demokratik çözüm isteyenlerin sesini kesmek, bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür. Bu mitingde yükselecek ses, ülkedeki tüm bileşenlerle birlikte eşit, özgür ve adil bir yaşam talebinin sesidir. Bu sesin ilgili herkese duyurulması için buradayız. Bu ülkede çözüm istemeyenler bu iradeye engel olmak istediler. Ancak biz bu tahammülsüzlüğü kabul etmiyoruz. Mitingde, demokratik çözüm ve barış diyeceğiz. Çözüm İmralı’dadır, tecridi kaldırın” ifadelerini kullandı.
 
Sebahat Tuncel: Sorun muhatabıyla çözülür
 
Kürt siyasetçi Sebahat Tuncel, devletin temel görevinin özgürlükleri güvence altına almak olduğunu hatırlattı. Sebahat, "40 milyon nüfusu olan halkımız hak ve özgürlüklerinden mahrum bırakıldığı, coğrafyasının adı bile yasaklandığı için bugün bu sorunları konuşuyoruz" dedi. Devletin "iç barışı sağlayacağız" söylemine atıfta bulunarak, "Düşünce ve ifade özgürlüğünü engelleyerek mi barış sağlayacaksınız? Önce Kürt halkını, Kürdistan halkını tanıyacaksınız, hak ve özgürlüklerini iade edeceksiniz. Sorun, muhatabıyla çözülür. Muhatabı mutlak izolasyona alarak barış nasıl sağlanacak? Barış ve çözüm İmralı'dan geçer. Eğer çocuklarımız, bebekler, kadınlar katlediliyorsa, bu Kürt sorunundan bağımsız değildir. Savaş politikası bu ülkeyi karanlığa gömdü. Biz, ülkeyi bu karanlıktan çıkarmak istiyoruz. Bu yüzden 13 Ekim'deki miting barış için çok önemlidir. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit, sadece Sayın Öcalan'ı değil, tüm Türkiye'yi etkiliyor" diye konuştu.
 
Yapılan konuşmaların ardından kitle, alkışlar eşliğinde ve "Direne direne kazanacağız" sloganıyla eylemi sonlandırdı. Ardından partililer, miting hazırlık çalışmalarını sürdürmek üzere kentin farklı noktalarına dağıldı.