'Kültürüme sahip çıkıyorum'

  • 09:07 29 Eylül 2023
  • Yaşam
 
Rojda Aydın-Nazlıcan Nujin Yıldız 
 
QERS - Yaşadığı tüm baskılara rağmen kendi işini kurarak kültürüne sahip çıktığını belirten Nuran Yılmaz, kadınlara çağrıda bulunarak şiddete karşı sessiz kalınmaması gerektiğini söyleyerek kadınların ayakları üzerinde durabileceklerini vurguladı.
 
Kadına yönelik fiziksel, psikolojik, cinsel, ekonomik şiddet her alanda, her geçen gün artıyor. Devlet kurumları ve yargı mercileri erkek şiddetine karşı ses çıkaran kadınları korumak yerine, failleri korumaya devam ediyor. Bu sebeple kadınlar şiddete karşı ses çıkarmakta zorlanıyor. Çocuk yaşta evlendirilen, şiddete maruz kalan ve buna karşı ayakları üzerinde durmaya çalışan, mücadele eden kadınlardan biri de Nuran Yılmaz. 
 
‘Ayaklarımın üzerinde duracağım dedim’
 
Qers’in Qaqizman ilçesinde doğup büyüyen Nuran, 30 yaşında ve iki çocuğu var. On yıl önce evlenen Nuran, psikolojik şiddete maruz kaldığını ve bu sebeple dört yıl önce evli olduğu erkekle boşandıklarını paylaştı. Böylelikle çocuklarıyla kendine yeni bir hayat kurduğunu belirten Nuran, evliyken yaşadığı Erzirom’dan Qers’e taşındığını ifade etti. Bu süreçte çok zorlandığını dile getiren Nuran, “Maddi, manevi, psikolojik olarak çok kötü bir durumdaydım. Toparlanma sürecim çok uzun sürmedi. Ailem bana destek oldu ama o dönem desteklerini kestiler. Çocuklarımı yanıma almama izin vermiyorlardı. Ailem, ben maddi olarak destek vermezsem, ayaklarının üzerinde duramaz, çocukları babaya geri verir dediler. Ama ben her türlü işte çalıştım kesinlikle çocuklarımı kimseye muhtaç etmedim. Bu süreçte çok zorlandım, psikolojik olarak çok sorun yaşadım. Dışarıdakiler ben ayrılıp geldim diye bana çok farklı bir gözle baktılar. Ondan sonra baktım ki böyle olmuyor, bu şekilde yaptıkça insanlar daha çok üstüme geliyor, ailem dâhil. Ben de ayaklarımın üzerinde duracağım, kendime iş kuracağım dedim” şeklinde konuştu.
 
Kimseden destek almadan kendi işini kurdu 
 
Kiras û fistan ve şal û şepik gibi yöresel kıyafet kiralayan ve organizasyon işi yapan Nuran, bu işi kültürünü çok sevdiği için seçtiğini kaydetti. Nuran, bu işi yapmasında ailesinden destek alamadığını ve ailesinin izin vermediğini söyleyerek “Yapamazsın, beceremezsin cümleleri kullanıldı. Ben de onlara dedim ki, ben bunu kendim yapıyorum, kendi imkânlarımla açıyorum. Hiç kimsenin bana yardımı dokunmadan açtım. İlk açtığımda benim ailem olsun, arkadaşlarım olsun herkes yapamazsın, iki gün sonra kapatırsın dediler. Kapatmadım, çok mücadele ettim açmak için. Açtıktan sonra bu sefer dışarıdaki halktan ‘Bu kim, kim olarak ne olarak, hangi cesaretle Kağızman’a elbise getiriyor ve rahatlıkla insanlar giyebiliyor’ gibi cümleler geldi kulağıma. Bu süreçte yine sürekli ayakta kaldım” dedi.
 
Sivil polis ‘denetimi’
 
Yapamaz diyenlere inat başardığını ifade eden Nuran, yaşadığı sorunların hala devam ettiğini, işini iyi yaptığını ve severek yaptığını dile getirdi. Nuran, “Ben güçlü durduğum için onların zoruna gitti. Ben ilk açtığımda evraklarımı düzenlememiştim daha. Beni gidip şikâyet ediyorlar. Sonra Maliye’den geldiler. Biz orada konuştuk, açıkladık. Polisler de sivil olarak geldiler. Dükkâna girip bakındılar öyle, o ara zaten yeni açmıştık dükkânı. İki kişi içeri girdi. Buranın sahibi kim dedi, benim dedim. Şal û şepikleri göstererek şu kıyafetlerden sadece bunlar mı var dedi, evet dedim. Başka getirmiyor musunuz dedi, ben de isteğe göre getiriyoruz dedim. Tamam dediler, biraz göz attılar ve çıktılar. Sonradan ben sivil polis olarak geldiklerini duydum. Herhangi biri gelip bana bu soruyu soramaz. Ben zaten fark ettim bir yerden geldiklerini ama emin değildim” diye ifade etti.
 
‘Kültürüme sahip çıkıyorum’
 
Yöresel kıyafetleri kiraladığı insanlara, dışarıda söz söylendiğini paylaşan Nuran, “Elbise kiraladığım insanlar gelip bana, örneğin şuradan geçtik arkamızdan ‘Ya bunlar hala elini kolunu sallayıp gelebiliyorlar. Bunlara neden bir şey yapılmıyor’ gibi şeyler dendiğini söylüyor. Ben de dedim ki ben yasak bir şey yapmıyorum. Sonuçta bu benim işim ve ben işimi çok seviyorum. Herkesin kültürüne sahip çıkması gerekiyor. Ben kültürüme sahip çıkıyorum, kültürümü seven bir insanım. Bunu giymek de beni değiştirmez” ifadelerini kullandı.
 
Çocukluktan beri devam eden baskılar
 
Çocukluğundan beri Kürt kimliğine olan baskıyla yaşadığının altını çizen Nuran, “Biz köyde büyüdük. Çarşıya gittiğimizde Kürtçe konuşmak yasak olurdu, hep içimde kalırdı. Ben yedi yıl Erzurum’da yaşadım. Ben orada Kürtçe konuşamıyordum. Çevremdeki insanlar ben Kürtçe konuştuğumda bana çok farklı bakıyorlardı. Bu hep benim içimde kalmıştı, ben kültürüme sahip çıkmak istiyorum, ben Kürtçe konuşmak istiyorum, ben rahat olmak istiyorum. Kürt halkına sesleniyorum buradan. Erzurum’da da sıkıntılar yaşadık. En basitinden benim komşum kendisi de Kürt olmasına rağmen ben Kürtçe konuştuğumda arkamdan ‘Bu bizim yanımızda nasıl Kürtçe konuşur’ diyordu. Hastaneye gidiyorduk mesela ben annemle Kürtçe konuşuyordum değişik bakıyorlardı. Neden? İnsanlar yurt dışından geliyor, burada her türlü konuşuluyor. Onlara değişik bakılmıyorsa benim Kürtçe konuşmama niye bu şekilde bakıyorlar? Benim çok zoruma giderdi. Benim annem hastaneye gittiğinde Kürtçe konuştuğu için kendini ifade edememişti, anneme güldüler” diye belirtti.
 
‘Şiddette karşı kimse sessiz kalmasın’
 
Son olarak kadınlara, ayakları üzerinde durmaları gerektiğini söyleyerek çağrı yapan Nuran, şu ifadeleri kullandı: “Kesinlikle ben yapamam demeyin. İnsan istediği zaman her şeyi yapar. Aç kaldığım günler olmuştur, evime ekmek alamadığım günler olmuştur. Çok çalıştım, çok didindim. Yaparım, yapmak zorundayım dedim. Yaptım, başardım. Kadınlara sesleniyorum, yapmak istiyorlarsa, herhangi bir şiddete karşı çıksınlar. Yapabilirler. Şiddete karşı hiç kimse sessiz kalmasın, kadınlar olarak ayakta durabiliriz”