Esra Erol’un programında iktidarın şiddetini gördük
- 09:07 6 Şubat 2022
- Medya Kritik
Kibriye Evren
HABER MERKEZİ - Gündüz kuşağı kadın programlarından biri olan ve iktidara yakınlığıyla bilinen bir TV kanalında yayınlanan "Esra Erol'da" programında kadına yönelik şiddetin yeniden nasıl üretildiğini gördük. Peki, ne uğruna?
Esra Erol’un ailesiyle birlikte eve dönmek isteyen genç kadına yönelik sözleri, ısrarla programda tutmaya çalışması, dakikalarca sadece aileye ve kadına değil tüm Türkiye’ye ahlak ve değerler üzerine öğütler vermesi izleyenlerin adeta kanını dondurdu. Esra Erol’un görüntülerinin dijital medyada dolaşıma girmesinin ardından binlerce dijital medya kullanıcısı, kadınlar ve sanatçılardan tepkiler yükseldi.
Ne uğruna…
“Gündüz kuşağı kadın programı” olarak servis edilen iktidar medyanın tüm kanallarında bu tür programları görmek mümkün. Bu programların ortak özellikleri ise kadınları hedef alarak, suçlayarak, azarlayarak, aşağılayarak… İzleyiciler önünde ifşa etmeleri. Cinsiyetçiliği, ırkçılığı ve kadına yönelik şiddeti her geçen gün daha fazla besleyerek kadın katliam ve soykırımın önünü açmaları. Esra Erol ve benzer program sunucuları özne programa katılımcı kadın veya konukların hepsi nesne.
Ne uğruna reytingi…
Erkek devlet iktidarın kendini daha pekiştirmesi…
Mizansenin daha fazla ses getirmesi…
Bu mizansen de Esra Erol’u bu kadar sinirlendiren neydi?
Stüdyo ve ekran karşısında izleyicilerin yürekleri ağzında nefesler tutulmuş kadının stüdyoya getirilmesini bekliyorlar. Bu sırada anne ve abla iki gözü iki çeşme ağlıyor.
Esra Erol: Şu anda stüdyoya giriş yaptı. Onu Kütahya’dan getirdim.
Dedikten sonra alkışlar kopuyor. Herkes merakla kadını bir an önce görmek için sabırsızlanıyor. Pür dikkat tüm ve gözler stüdyoda beklenen an geldi… Gelecek…
Ve… Kadın yan stüdyoya getiriliyor. Esra Erol kendinden emin adımlarla kadının yanına gidiyor. Kadının adını söyleyerek.
'Hoş geldin'.
Kadın dizlerine kapanmış yüzü görünmeyecek şekilde pozisyon almış.
'Ya ben görünmiycem…' diyerek ağlıyor.
Esra Erol: Tamam sen görünme arkanı dön. Arkanı dön…
'Ya! Bak çekmeyin, bırakın ya!' diyerek bu esnada sinir krizi geçiriyor.
Devamını zaten tüm Türkiye biliyor…
Reddedilmenin dayanılmaz ağırlığı
Esra Erol hazırladığı oyunu anlamlı ve uyumlu bir biçimde sahneye koymaya çalışıyor. Fakat kadın bu oyunda aktör olmak istemiyor. Daha doğrusu aktör olmayı reddediyor. Esra Erol reddedilmenin dayanılmaz ağırlığı altında senaryonun inisiyatifini elden bırakmak istemediği için öfkesine hakim olmayarak dakikalarca kadına, aileye, stüdyo ve ekran başındakilerine ahlak ve değerler üzerine ders vermeye devam etti.
Kadın örgütleri kadına yönelik erkek devlet şiddetinin sistematik ve ana akım medya destekli olduğunu yıllardır bıkmadan usanmadan söylüyorlar. Kadın düşmanlığı üzerinden kurulan bir erkeklik ideolojisi olduğunu, işte bu yüzden toplumsal cinsiyet odaklı haberciliğin yapılması gerektiğini anlatıp durmalarına rağmen maalesef iktidar destekli medya her fırsatta bunu tam tersini yapıyor.
Peki, bakalım erkek-devlet- iktidar medyası ne yapıyor.
Esra Erol’un programında iktidarın şiddetini gördük
Esra Erol’un programından iktidara yakın medyanın kadına yönelik şiddeti yeniden nasıl ürettiğini gördük.
İktidar medyasının kadına yönelik yaptığı ayrımcı, ötekileştirici, cinsiyetçi haber dilinin diğer dezavantajlı gruplara, mültecilere, farklı kimliklere, bütün ‘öteki’lere yönelik haber dilinin temelini oluşturduğuna bir daha tanıklık ettik.
İktidar medyasının kadına yönelik şiddeti sistematik olarak üreterek topluma empoze ettiğini gördük.
İktidar medyasında kadınların kadın oldukları için şiddete maruz kaldıklarını, tek tek kadınlara yönelen şiddetin arkasındaki temel gerekçenin ise erkek devletin kadını bastırma, yok etme, sindirme ve tahakküm talepleri olduğunu izledik.
İktidar medyasının erkek devlet şiddetinde olayın failini değil şiddete maruz bırakılan kadını odağına alarak teşhir ve ifşa ettiğine binlerce kez şahit olduk.
Cinsiyetçi, ayrıştırıcı, rencide edici dille şiddeti yeniden ürettiğini, kadına yönelik şiddeti haberleştirirken yeni hak ihlalleri ve psikolojik travmalar yarattığını öfkeyle izledik.
Kadına yönelik şiddetin “kötü, hasta, sapkın, cahil, yoksul, kıskanç” erkeklerin “şanssız, kandırılmış, saf, fakir, yoldan çıkmış” kadınlara uyguladığı şiddet üzerinden kurgulandığını gördük.
Şiddetin politik nedenlerine asla ve asla değinilmeden makbul kadın oluşturulmaya çalışılıyor.
…Ve hep bir şekilde kadının suçlu olduğu ve itaat etmesi gerektiği öğretiliyor.
Ne yapmalı…
Medya eliyle üretilen erkek devlet ittifakına karşı kadın ittifakını daha fazla geliştirerek ortak mücadele alanları yaratmak. Kadınlar bugün eğer iktidarı ve onun aygıtlarını sarsıyor ve sorgulatıyorsa alanları terk etmemenin getirmiş olduğunu avantajdır. Bu avantajı elden bırakmadan kadına yönelik her türlü özel savaş politikalarına karşı sokağa...