‘Barışın anahtarı İmralı’da’

  • 09:03 11 Aralık 2023
  • Güncel
Nazlıcan Nujin Yıldız
 
İZMİR - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması için başlatılan kampanya ve cezaevlerinde aynı taleple açlık grevine giren tutsakların eylemine ilişkin konuşan siyasetçiler ve Barış Anneleri, tecridin bir an önce kaldırılmasını isteyerek “Barışın anahtarı İmralı’da” dedi. 
 
İmralı Adası’nda ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan yaklaşık 3 yıldır haber alınamıyor. Abdullah Öcalan son olarak kardeşi Mehmet Öcalan ile 25 Mart 2021 tarihinde kesintili bir telefon görüşmesi yapmıştı. Abdullah Öcalan ile yapılmak istenen görüşmelerin başvuruları ise “disiplin cezaları” gerekçesi ile engelleniyor. Abdullah Öcalan için 10 Ekim’de dünyanın birçok yerinde startı verilen “Abdullah Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa siyasi çözüm” kampanyası yayılarak devam ederken, cezaevlerindeki siyasi tutsaklar da aynı taleple 27 Kasım’da aynı taleple açlık grevi başlattı. 
 
İzmir’deki kadınlar, Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit ve tutsakların eylemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Adalet ve barış istiyoruz’
 
Barış Annesi Nüfuse Ataç ilk olarak açlık grevine giren siyasi tutsakların direnişini kutlayarak PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin üç yılını dolduracağını hatırlattı. Nüfuse, PKK Lideri’nin ailesi ve avukatlarıyla görüşünün engellediğini de ekleyerek “Tutsaklarımız da bu nedenle açlık grevine girdiler. Ben sesimi Adalet Bakanı’na ve hukukçulara, CPT’ye ve Avrupa’ya duyurmak istiyorum. Onların sesine ses olsunlar. Bir an önce bu tecridi kaldırsınlar” dedi. Nüfuse, adaletv e barış istediklerini belirtti.  
 
‘Tecridi kabul etmiyoruz’
 
Tecritle amaçlanan şeyin halk ve Abdullah Öcalan arasındaki bağın koparılması olduğuna dikkat çeken Nüfuse, Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kalkmadıkça barışın gelmeyeceğini belirtti. Nüfuse, “Barışın anahtarı İmralı’dadır. Tecridi kaldırdıklarında barış gelir, demokrasi gelir. Barışın anahtarı onun yanında. Devlet bunu iyi bilsin. ‘Biz bu tecridi devam ettirelim ve halk ile arasındaki bağı koparalım’ diyorlar. Kesinlikle böyle bir şey yok. Dışarıdakiler olarak da içeridekiler olarak da biz bu tecridi kabul etmiyoruz. Bugün tecrit sadece Abdullah Öcalan üzerinde değil. Tüm Kürt halkının üzerinde. Bu tecridi kırmamız, sesimizi yükseltmemiz ve açlık grevine giren tutsaklara yardımcı olmamız gerekiyor. Onları yalnız bırakmamamız gerekiyor. Tüm insanlara ve dört parça Kurdistan’a, vicdanlı olduğunu söyleyen, barış ve demokrasiden yana olan herkese çağrıda bulunuyorum. Bu tecridi parçalamamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
 
‘Tecrit kalksın, artık yeter!’
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Torbalı İlçe Eşbaşkanı Sebahat Ulusan da, tecridin kaldırılmasını istediklerini ve barış istediklerini söyledi. Bu ülkede yeterince kanın döküldüğünü ifade eden Sebahat, “Bu tecridin kalkmasıyla barışın, kardeşliğin gelmesini istiyoruz. Yani tüm halkların da talepleri bunlardır. Tecrit kalksın, artık yeter. Bugün cezaevlerinin şartları çok zor. Kadın arkadaşlarda bayağı bir sıkıntılar çıkıyor. Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve halkın iradesi olduğu için bir haber yok. Tüm cezaevlerini de etkiliyor İmralı’daki tecrit. Kürt halkının üzerinde de bir tecrit var. Çünkü bugün kendimizi gittiğimiz bir yerde ifade edemiyoruz. Bu sebeple de tecrit kalkmalı. Tecrit kalkarsa hepimizin yararı” diye belirtti.
 
‘Dört duvar arasında bedenlerini ortaya koyuyorlar’
 
Kürt sorununun çözülmesi için başta İmralı kapılarının açılması, tecridin kaldırılması gerektiğini vurgulayan HEDEP Menemen İlçe Eşbaşkanı Adile Yağan ise, bu sebeple 27 Kasım’da siyasi tutsakların açlık grevine başladığını kaydederek “Zaten onlar içeride. Dört duvar arasında onlar kendi bedenlerini ortaya koyuyorlar. Dışarıda da bir o kadar halk olarak tek ailelerin sırtında da bırakmamak gerekiyor. Buna destek amaçlı halkların ayaklanması, ses çıkarması, ailelere de yardım etmesi gerekiyor. Bir an önce tecridin kırılması lazım. Bir sürü hasta tutsaklar var, bırakılmıyor. Cezaları tamamlanıyor, bir altı ay, bir sene, kimi yedi yıl, yirmi ay tekrar hepsi erteleniyor. Bu insanlar bırakılmıyor. Bu da ayrı bir tecrittir. Avrupa Parlamentosu’ndan Avrupa Heyetleri, CPT geliyor, görüşüyor gidiyor. CPT bunu açıklayamıyor. Devletler, hükümetler açıklamasını istesinler ki CPT bunu açıklayabilsin” ifadelerini kullandı. 
 
Abdullah Öcalan’ın “Bir haftada çatışma durumunu, ihtimalini ortadan kaldırırım diyorum” sözlerini hatırlatan Adile, son olarak şu ifadelere yer verdi: “Kürt halkı bugüne kadar hep barıştan yana mücadele verdi. Karşı taraf bize bombayla, saldırıyla geldiyse bile biz hep beyaz tülbendimizle gezdik. Biz hep barış dedik, bu ülke hepimizindir. Herkes bu ülkenin sahibidir ve herkesin yaşam hakkı vardır burada”  
 
Cezaevlerinde haklı bir direniş var
 
HEDEP Aliağa İlçe Eşbaşkanı Gül Ekici de, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar’ın, Avrupa Parlamentosu’na yaptığı açıklamayı hatırlattı. Gül, “Bu Orta Doğu coğrafyasında barışı konuşabilmemiz için tecridin kaldırılıp Sayın Öcalan ile diyaloğa geçilmesi gerekmektedir. Cezaevlerinde de bu haklı direniş var. Biz de dışarıda bütün yükü cezaevlerindeki arkadaşlarımıza veriyoruz, bu da eksikliğimizdir. Cezaevi koşulları da hiç iyi değil. Açlık grevinin başladığı günden beri şu an Şakran Cezaevi’nde sıcak suya erişim engelleniyor ve ısınma sorunu yaşamaya başladılar. Arkadaşlarımız bu tecridin kaldırılmasına karşı güçlü bir direniş sergiliyorlar. Biz de dışarıda özgür olan insanlar olarak direnişlerinin bir ucundan tutmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.
 
'Bu barış çok gecikmiş bir barış'
 
Cezaevlerinde süren direnişe ortak olunması gerektiğinin altını çizen Gül, “Kendi bölgelerimizde, tutsak ailelerinin bulunduğu bölgelerde biz de direnişe destek verebiliriz. Çünkü bu barış çok gecikmiş bir barış ve Ortadoğu için çok fazla kan döküldü, çok fazla sivil öldü. Kürt halkının haklı talepleri bugün Avrupa Konseyi’nde bile konuşulmaya başlandı ama hala buradan bir çıkış sağlayamıyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
 
 

Etiketler:

Okumadan geçme!