Dünya üç maymunken halklar adım adım İmralı’ya yürüdü

  • 09:01 24 Aralık 2023
  • Güncel
Melek Avcı 
 
HABER MERKEZİ - Kürt sorununun demokratik çözümünde ana aktör olan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan bu yıl da haber alınamazken, “tecridi kaldırın” talebi halklar ve uluslararası boyutta aşılıp “fiziki özgürlüğü derhal sağlayın” talebine dönüştü.
 
Yıl biterken PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 33 aydır hala haber alınamıyor. İmralı mutlak tecridi tüm halklar üzerinde ve bir cezaevi sistemi olarak uygulanırken tecridin kırılması ve PKK Lideri’nin fiziki özgürlüğü için bu yıl dünya birçok eylem ve etkinliğe tanıklık etti. Türkiye ve Kurdistan ayağının yanı sıra Avrupa’nın çeşitli ülke ve bölgelerinde “Kürt sorununa barışçıl çözüm için Öcalan’a özgürlük”, “Ortadoğu barışı için fiziki özgürlük” sesleri duyuldu.
 
Avrupa ayağında gerçekleşen eylem ve etkinliklere baktığımızda 2023 yılında insan haklarına aykırı olan tecrit işkencesine karşı dünya uyanıktı ve harekete geçiyordu, hala da geçiyor. Yürütülen tüm bu politikalara rağmen PKK Lideri’nin fiziki özgürlüğü bu yıl ve yeni yılda da en temel gündemlerden biri olarak halkların ve siyasetin gündeminde yer alıyor. Tecrit kırılana ve fiziki özgürlük sağlanana kadar kampanyalar ve eylemler süreceği de vurgulanıyor. Bu yılın başından itibaren başlatılan eylemsellik kitleselleşerek tüm halklara ve dünyanın birçok merkezine yayıldı.
 
Bir uçtan diğer uca tecrit eylemleri
 
Yıla baktığımızda, ilk olarak 23 Ocak’ta Strasburg kentinde Avrupa Konseyi (AK) önünde nöbet çadırları kuruldu. Tecride karşı tutulan ve iki gün süren nöbet binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşmiş ve sanatçılar bu eylemlere şarkılarıyla destek vermişti.  Yine 25 Ocak’ta tecride karşı sivil toplum ve siyasi kurumlarla temaslarda bulunmak için 7 ülkeden akademisyen, gazeteci, siyasetçi ve hukukçuların olduğu 36 kişiden oluşan Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon heyeti Türkiye’ye geldi. Ardından bulguların konuşulması için İstanbul’da bir panel düzenledi.
 
Kadınlar tecride karşı eylemsellikte ön sıralarda
 
Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı eylemsellikte hep ön sıralarda yer alan kadınlar dünyada da bu öncülüğü sürdürdü zira 1 Şubat’ta Uluslararası Kadın Delegasyonu mutlak tecride karşı Avrupa Konseyi’ni ziyaret ederek, “ Türkiye’ye Abdullah Öcalan’ın yasal hakları için baskı yapılması’ gerektiğini dile getirdi. Avrupa Parlamentosu’nda (AP) 16 Şubat’ta gerçekleşen toplantı da ise gençler tecridi protesto etmek ve uluslararası sessizliğe dikkat çekmek için AP Başkanı’na bir dosya sunarak, “Sabrımız kalmadı, Önder APO’ya özgürlük’ dedi.
 
Uluslararası kurumlar ve CPT çıkmazı
 
Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) 30 Mart’ta 1 Ocak-31 Aralık 2022 yılı raporunu açıklarken İmralı’ya dair tek bir bilgiyi ise paylaşmadı. CPT raporunun Ad Hoc ziyaretler başlığı altında Eylül 2022’de İmralı Cezaevi’ne ziyaret düzenlendiği belirtilirken, İmralı Cezaevindeki ağırlaştırılmış tecride ilişkin halkı bilgilendirecek bir cümle dahi sarf etmedi. Bu ziyarete yapılan gözlemlere dair bilgi sunmayan CPT, raporunu Türk makamlarına teslim ettiğini ise 12 Nisan’da açıkladı. CPT’nin bir bilgilendirme açıklaması yapmamasının nedeni ise “Raporun ne zaman açıklanıp açıklanmayacağına ise yetkililer karar verecek” şeklindeki sözleri oldu. CPT ve uluslararası kurumların sessizliği her fırsatta kınandı. Bu kapsamda 16 Temmuz’da Dest-Dan Kadın Meclisi ve Nav-Berlin‘in ( Özgür Kurdistanlılar Meclisi) çağrısıyla Almanya ve Avusturya’da protestolar yapılarak, “Uluslararası kamuoyunun sessizliğini kabul etmiyoruz” denildi.  
 
Milyonlarca imza ile CPT’ye başvuru
 
Kınama eylemlerinin yanı sıra Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için CPT’ye 8 Ağustos’ta Kuzey ve Doğu Suriye’den 2 milyon 646 bin 211 imza teslim edildi. Kuzey ve Doğu Suriye Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi, imzaları teslim ederken bir görüşme de gerçekleştirdi. Bu görüşmede CPT yetkililerinin “kaygılarınızı paylaşıyoruz” sözleri gündeme gelmiş ve yetkililer “Sayın Öcalan ve yanındaki üç tutsakla görüştük” iddiasında bulunmuşlardı.
 
Eylül’de tecrit ateşi dalga dalga yayıldı
 
Eylül ayına girerken ve uluslararası komplonun başlangıç yıldönümü yaklaşırken tecride karşı yakılan ateş dalga dalga yayıldı. İlk olarak 2 Eylül’de Abdullah Öcalan’a yönelik ağır tecridin kırılması için Avrupa’nın birçok kentinde  “Öcalan’a Özgürlük, Kurdistan’a statü” sloganıyla yürüyüş ve mitingler düzenlendi. Eylülde başlatılan yürüyüşü şu an hala yürütülen ve fiziki özgürlük sağlanana dek sürecek olan 74 ülke merkezli kitlesel eylem takip etti. Çağrısı 28 Eylül’de yapılan ve 10 Ekim’de başlatılan eylemin ilk ayağı Avrupa Konseyi (AK) önünde tutulan eylemle başlatıldı.
 
74 ülke hala ayakta
 
Komploya karşı 10 Ekim’de 74 ülkede başlatılan eylem bugün Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için hala sürdürülüyor. Açıklamalar için 74 merkezin seçilmesi ise Abdullah Öcalan’ın yaşını sembolize ediyor. Özellikle uluslararası sessizliğe karşı ve fiziki özgürlüğe ilişkin olan bu hamle “tecride karşı bu saatten sonra yerimiz alanlar” denilerek sokaklarda ve her yerde eylemler yapıldı. Bu kampanyaya her gün yeni ülkeler ve kişiler katılarak, kampanya daha geniş alanlara yayılıyor. Avrupa’yı da aşan desteklere baktığımızda 16 Ekim’de Hindistan’da Tamil örgütleri destek sunarak, “Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve Kürt sorununun demokratik siyasi çözümündeki kilit rolünü oynaması için özgürlüğünün sağlanması gerek” dedi. Bunlarla birlikte, Avusturalya ve Kuzey ve Doğu Suriye halkları da hamleye katıldı. Yani dalga 74 merkezle sınırlı kalmayıp dünyanın en uç noktasına kadar ulaştı.
 
Sorun ve çözüm uluslararasıdır
 
Kampanyanın başlatıldığı 10 Ekim’de 74 merkezde Avrupa ülkelerinin yanı sıra Bangladeş, Pakistan, Tokyo, Hindistan, Kenya, Güney Afrika, Latin Amerika ve diğer onlarca merkezde eş zamanlı açıklamalar yapıldı. Açıklamada, “Abdullah Öcalan, dünya çapında milyonlarca Kürt tarafından siyasi temsilcileri olarak görülen bir Kürt siyasi liderdir. Öcalan'ın inşa ettiği hareket ve ondan ilham alan insanlar, Kürtlerin kendi kaderlerini tayin etme mücadelelerinin ve Orta Doğu'daki çok etnikli, çok dinli demokrasi hareketlerinin ön saflarında yer almaktadır. Onun teorileri, kendi kaderini tayin hakkı, kadınların özgürleşmesi ve dünya genelinde her türlü eşitsizlik ve sömürüye son verilmesi için mücadele edenlere ilham veriyor. Kampanya kısmen uluslararasıdır çünkü Kürt sorunu uluslararası bir sorundur. Uluslararasıdır çünkü Abdullah Öcalan'ın çözümleri uluslararasıdır. Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununa getirdiği siyasi çözüm çerçevesi Türkiye ve komşu ülkelerdeki yüzyıllık savaş ve zulmü sona erdirebilir. Abdullah Öcalan, Kürt sorununun çözümü için siyasi bir sürece katılma ve fikirlerini geliştirmeye devam etme özgürlüğüne sahip olduğunda, sonuç hepimiz için daha fazla özgürlük ve daha fazla barış olacaktır” ifadeleri yer aldı. 
 
Dön dolaş CPT tıkanıklığı
 
Komplonun uluslararasılığı ve sessizlik noktasındaki gizli işbirliği halkları dönüp dolaşıp uluslararası kurumlara götürüyor. Yetkileri dahilinde Türkiye’ye yaptırımlar uygulayabilecek ve tecride müdahil olabilecek kurumların görevini yerine getirmemesi halkların tepkisini alırken demokratik çözüm için diploması trafiği sürdürülüyor. Zira CPT’nin raporuna ilişkin DEM Parti Dış İlişkiler heyeti CPT ile 11 Ekim’de görüşmüş ve “Türkiye tarafından raporun açıklanmasına dair olumlu bir yanıt alamıyoruz” yanıtını almıştı.
 
Yürüyüş hareketleri Kasım’da da sürdü
 
Bununla birlikte eş zamanlı yürütülen farklı eylem ve etkinlikler Kasım ayında da gözlemlendi, 19 Kasım’da Fransa’nın Bordeaux kentinde Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için yürüyüş gerçekleştirildi. Place de la Bourse meydanında bir araya gelen yüzlerce Kürt ve Kürt halkının dostları, 24 yıllık tecride dair Fransızca bildiri okuyup dağıttı. Bordeaux Demokratik Kürt Toplum Meclisi ve Tevgera Ciwanên Şoreşger (TCŞ) adına açıklamalar yapıldı. TCŞ’li temsilci konuşmasında, Kürt gençliğinin “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyasına öncülük edeceğini söyledi. Yine 23 Kasım’da Fransa Demokratik Kürt Konseyi (CDK-F) ve Fransa Kürt Kadın Hareketi (TJK-F) öncülüğünde yapılan eylemde AK, CPT, AİHM’e temsil eden “Görmedim, Duymadım, Bilmiyorum” yazılı pankart asıldı. Ayrıca “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” pankartı, iki metrelik PKK lideri Abdullah Öcalan büstü ve 23 dilde “Öcalan’a Özgürlük” yazılı pankartlar asıldı. Yürüyüşlerin yanı sıra Cenevre kentinde 25 Ocak 2021’den beri süren, Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle yapılan oturma eylemi de sürdü.
 
Dünya onu okuyor
 
Tecride karşı ve özellikle Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanana dek dünyanın dört bir yanında başlatılan hamlelerin süreceği mesajı açıklıkla verilmiştir. İmralı Adası’ndaki mutlak tecridin fiziki tecritten ibaret olduğu 9 Aralık’ta yapılan “Önderliğin kitaplarını okuma eylemi” ile de ortaya çıkmıştır. Zira İsviçre’nin Cenevre kentinde “Zindanları yıkan düşünceler-fikirler hapsedilemez” şiarıyla PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın kitaplarını okuma günleri başlatıldı. Kitap tanıtımlarında ayrıca söyleşi gerçekleştirildi. Serhildan Ağı aktivisti Daniel Traub, bu etkinlikte konuşarak, “Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü istiyoruz” dedi. Bu mesajıyla bu yıl yürütülen tüm kampanyaların amacına dikkat çekmiş oldu.
 
 Yarın: ‘2023 direniş, yeniden yaratma, coşku ve heyecan ruhuyla geçti’