Esnaf krizle bir başına: Gelir yok, gider çok
- 09:08 28 Nisan 2024
- Emek/Ekonomi
Pelşin Çetinkaya-Gülistan Gülmüş
AMED - Tüm kesimleri etkileyen ve yaşamın her alanına sirayet eden ekonomik krize dair konuşan kadınlar, ‘Kriz yüzünden hayallerimizi gerçekleştiremiyoruz. Hiçbir sosyal aktivite yapamıyoruz. Gelirden daha fazla giderimiz oluyor” dedi.
Kurdistan ve Türkiye toplumu yükselen enflasyon ve düşen alım gücü karşısında derin yoksulluk yaşıyor. İşsizlik, üst üste gelen zamlar, ucuz ürün kuyruklarının uzamasıyla, halkın ihtiyaçlarını karşılayamamasıyla sonuçlanıyor. Ekonomik kriz alıcıyı etkilerken, esnafı da bir hayli zorluyor.
Amed’in Sûr ilçesinde mikrofon uzattığımız esnaf kadınlar, ekonomik krizin yaşamlarına nasıl etki ettiğine dair sorularımızı yanıtladı.
‘Kuaför lüks oldu’
Sûr’da kuaförlük yaparak geçimini sağlamaya çalışan Ceylan Alpaslan, işlerinin durma noktasında olduğuna işaret etti. Kadınların ekonomik krizden dolayı kuaför ihtiyacının “lüks” olarak görülmeye başlandığını kaydeden Ceylan, “İşyerini açtığım zaman okulların yeni açıldığı zamanlardı. Annelerimiz genellikle kendinden feragat etmek zorunda kalıyor. Okul ilk açıldığı zaman okul masrafları karşılandı. Bir iki hafta boyunca kadınların düzenli kuaföre gittiğini görmedim. Geçtiğimiz bayramda da herkes şeker, tatlı ya da çocuklarını sevindirmek adına kıyafet alabilmek için kuaföre gelemedi. Kuaförde yapılan bazı işlemler özel ihtiyaçtan kaynaklanan ihtiyaçlar ama ona rağmen yapılamıyor” şeklinde konuştu.
‘Çocukların ihtiyaçları bizi zorluyor’
Ceylan sadece kendisinin değil çalışamayan kadınların da geçimini sağlamakta zorluk çektiğine dikkat çekerek, kimi zaman işyeri kirasını dahi çıkaramadığına değindi. 4 çocuğu olan Ceylan, “Çocukların her gün gündelik beslenmesinin ücreti en az 200-300 TL oluyor. Bazen gündelik işim bile bu kadar çıkmıyor. Bu şartlarda ekonomik kriz çok zorluyor. Burada zamlar, enflasyon her şeyi etkiliyor ama kadınlar çocuklarıyla tek başına yaşamak zorunda kalıyor, verilen yardımlarla yaşamak zorunda kalıyor. Kadınların eşleri ya cezaevinde ya da maddeye bulaşmış. Çocuklarını tek başına büyütüyorlar” ifadelerini kullandı.
‘Sömürülmeye alıştık’
Ürünlerin her gün fiyatlarının değiştiğini belirten Terzi Dilan Çerçel, “Ülkenin şu anki durumuna rağmen çalışmak inanılmaz zor. Temel ihtiyaçlarımı almak için her hafta markete gittiğimde fiyatlar her defasında artıyor ve değişiyor. Bir ürünün fiyatı ertesi gün değişiyor ve Türkiye’de ‘Fiyatlar hep artacak, daha çok artacak, stok yapalım’ algısı var. Şu an ne alırsak kar modundayız. Fiyat artışlarıyla başa çıkamıyoruz. Terzi dükkanında çalışıyorum. Ürünleri toplu aldığımda her seferinde artan fiyat konusunda şaşırıyorum. Sömürülmeye alıştık” sözlerine yer verdi.
‘Halkı düşünen politikalar geliştirilmeli’
Dilan, krizlerin, savaşların sona ermesi için halkı düşünen politikaların geliştirilmesi gerektiğini söylerken, şunları ekledi: “Ülkenin 20 senelik politik bir mücadelesi var. Bu politik mücadelede yalnız olmak kötü. Bu bizi hem ekonomimizi hem de bizi etkiliyor. Bu da halkı mutsuzluğu itiyor. Mutsuz bir halk da mutsuz etmeye meyilli olur. Ayrıca mutsuzluk beraberinde iç savaşı getirir. İlk önce insan kendi içinde savaşı verir. Daha sonra dışarıya yansıtır. Suçlar, krizler artar. En başta halkın mutluluğunu önemseyen, bir halk için mücadele eden bir politika geliştirilmeli.”
‘Krizden dolayı hayallerimi gerçekleştiremiyorum’
Krizden dolayı hayallerini gerçekleştiremediğini aktaran Dilan, “25 yaşındayım ve hayallerim var ama gerçekleştiremiyorum. Kendi terzi dükkanımı açtım fakat bununla övünemiyorum. Mesela 30 yaşlarımda bu işe kalkışabilirdim. 30 yaşına kadar dünyayı gezen bir gencin hakkına sahip olabilirdim fakat değilim. Şu an gençliğim gittikten sonra bunun hayalini kurmaya başladım. Yani sıralamayı değiştirdim” ifadelerine yer verdi.
‘Gelirden çok giderimiz oluyor’
Ekonomik olarak çok zorlandığını alım gücünün çok düştüğüne değinen Terzi Kader Gülsün, “Paranın değeri çok düşük. Şu anda darabayı açıyorum, direkt 200 lira gidiyor. Kişisel ihtiyaçlarımız çok fazla oluyor, gelirden daha fazla giderimiz oluyor. Sosyal hayata da vakit ayıramıyoruz. Çünkü sabah gelip akşam gidiyoruz, yorgun ve bitkin oluyoruz. Herhangi bir etkinlik yapamıyoruz, seyahat edemiyoruz. Bu yüzden hep depresyon, bunalım halinde ve gelecek kaygısı içinde oluyoruz, oturup vakit geçiremiyoruz” şeklinde konuştu.
‘İnsanları geriletmeye çalışıyorlar’
Son olarak sistemin, eğitimin ve yönetim şeklinin kötü ilerlediğinin kaydeden Kader, şunları söyledi: “İnsanları geriletmeye çalışıyorlar. Yönetim sistemi kötü. Herkes kendi menfaat, çıkar ilişkisinde kimse halkı düşünmüyor, ‘Aybaşı olsun paramı alayım’ deniyor. Kimse işini dört dörtlük yapmıyor. Ülke şu anda kötü bir durumda.”