
Hediye Yusif: 27 Şubat çağrısı komploya bir cevaptır
- 09:05 9 Ekim 2025
- Siyaset
Derya Ren
HABER MERKEZİ - Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik başlatılan uluslararası komploya dair değerlendirmelerde bulunan PYD Eşbaşkanlık Konseyi üyesi Hediye Yusif, 27 Şubat çağrısının komplonun boşa çıkarıldığının bir göstergesi olduğunu söyledi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 9 Ekim uluslararası komplo, 27'nci yılına girerken, bir yandan da Barış ve Demokratik Toplum sürecine dair gelişmeler devam ediyor. Kaleme aldığı birçok kitabındaki değerlendirmelerinde, Abdullah Öcalan, uluslararası güçlerin komplodaki rolüne dikkat çekiyor.
PYD Eşbaşkanlık Konseyi üyesi Hediye Yusif, Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkışı ile başlayan süreç ve uluslararası komploya dair sorularımızı yanıtladı.
“Demokratik ulus paradigması sadece Kürt halkı için değil, Ortadoğu başta olmak tüm insanlık içindi.”

Uluslararası komplo içerisinde yer alan tüm güçleri lanetliyor ve kınıyorum. Bu komplo o süreçte yaşananlara olumsuz etkisi oldu. İnsanlık tarihinde ilk defa bu şekilde ideolojik bir önderliğe karşı böyle bir komplo gerçekleşti. Amacı Ortadoğu’nun geleceğine yönelikti. Buna böyle bakmak gerekiyor. Çünkü Önder Apo, var olan sisteme karşı yeni bir sistemi sundu. Demokratik ulus paradigması sadece Kürt halkı için değil, Ortadoğu başta olmak tüm insanlık içindi. Bu paradigma için büyük adımlar da atılmıştı. Bundan kaynaklı uluslararası komplo Önder Apo şahsında yeni sistemin de engellenmesiydi, yeniden doğuşu ortadan kaldırmaktı. Çok büyük zararları oldu. Bu komplo sonucunda Önderimiz 27 yıldır İmralı zindanında tutsak edilmiş durumda.
*Uluslararası komplonun amacına ulaşamadığını belirtiyorsunuz; bu süreçte Abdullah Öcalan’ın Ortadoğu’daki değişim ve dönüşüm üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Her ne kadar uluslararası bir komplo olmuş olsa da amacına ulaşamadı. Yaşanan 27 yıl içerisinde Önder Apo çok büyük değişim-dönüşüm yarattı. Ortadoğu’ya yeni bir başlangıcı getirdi, yaşanan savaşlara çözüm geliştirdi. Uluslararası komplo sadece Kürdistan’ı değil, tüm dünyayı etkiledi. Önder Apo’nun davası Kürdistan’ın ve Ortadoğu’nun yan sıra dünya genelinde mücadelesini verdiği bir davadır. Bu dava aynı zamanda sosyalist bir davadır. Komplo amacına ulaşamadı, ama bazı durumların gecikmiş olmasına neden oldu. Türkiye ve Kürt halkı için de kayıpları oldu. Suriye’de yaşananlar, Gazze ve diğer başka Arap ülkelerinde yaşananları görüyoruz.
“Önder Apo, zindanı barış, demokrasi tartışmalarının yapıldığı ve dünya siyasetinin baktığı bir yer haline getirdi.”
*Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı, hem Türkiye’nin hem de Ortadoğu halklarının geleceği açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu çağrının yeni sürecin yönünü belirleme potansiyeli nedir?
Şu an yeni bir sürece girmiş bulunuyoruz. 27 Şubat’ta Önder Apo, özgürlük mücadelesini farklı bir aşamaya taşıdı. Bundan kaynaklı gerçekleştirmeye çalışılan komployu daha güncel görmek gerekiyor. Önder Apo, komployu boşa çıkararak Türkiye’nin komplo sürecindeki hataları fark etmesini sağladı. Türk devleti de böylece uluslararası tehlikeyi görmüş oldu. Ortadoğu halkı da Önder Apo’nun vermiş olduğu hakikat mücadelesini ve demokratik toplum davasını iyi tanıyor. Uluslararası alanda enternasyonal güçler, demokratik çevreler, siyasetçiler ve filozoflar Önder Apo’nun hakikatini gördü. Bundan kaynaklı özgürlük ve demokratik bir toplum isteyen herkes bu gerçeği daha yakından tanıdı.
Türkiye çok şey kaybetmesine rağmen Sayın Devlet Bahçeli inisiyatif aldı ve bir konuşma yaptı. Önder Apo da bu konuşmaya karşılık “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı yaptı. 27 Şubat çağrısı aynı zamanda Önder Apo’nun esaretinin yıldönümü olmasına karşı bir adımdı. Önder Apo, komplonun nasıl boşa çıkarıldığının mesajını da bize vermiş oldu. Önder Apo çağrının devamında PKK’yi feshetti, Gerillanın silah yakmasını istedi. Toplumu ikna etti. Kürt-Türk maneviyatını artırdı. Halkların umutlarının yeniden filizlenmesine vesile oldu. Uluslararası komploya verecek en büyük cevap Önderliğimizi doğru temelde anlamaktır. Önder Apo, zindanı barış, demokrasi tartışmalarının yapıldığı ve dünya siyasetinin baktığı bir yer haline getirdi. Bugün tüm dünya bunu görüyor. Önder Apo’nun öncülük ettiği bu hareket, 52 yıl boyunca Kürt halkının tanınmasına ve kimliğini kazanmasına vesile oldu. Halkların, kadınların kendini özgürleştirebileceği bir mücadele gerçekliği yarattı.
Komplo sürecini, çözüm sürecine dönüştürebiliriz
Önder Apo, değişim ve dönüşüm gerçekliğini kadının özgürlüğü ile yürüttü. Kadınların bu mücadele içerisinde kazandığı özgürlük, bunun gerçekliğidir. Önder Apo’nun vermiş olduğu mücadele kendisiyle birlikte kadının özgürlüğünü getirdi. Önder Apo 27 yıldır çok ağır koşullarda yaşamını ve felsefesini yürütmeyi bildi. Tek bir gün kendisini esir olarak görmedi. Komployu kınamakla kalmamak gerekiyor, devam eden özgürlük yürüyüşüne destek olmak gerekiyor. Bu yıl komplonun yıl dönümünü daha farklı ele almak gerekiyor. Türkiye’de kurulan Meclis Komisyonu’nun İmralı’ya gitmesi gerekiyor. Önder Apo ile diyalogları ilerletmeleri gerekiyor. Çünkü sürecin öncüsü Önder Apo’dur.
Çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Komplo sürecini, çözüm sürecine dönüştürebiliriz. Eksik kaldığımız durumları sürece destek vererek giderebiliriz. Halkların kardeşliğine dair çözüm önerileri üretmeliyiz. Hem Türkiye’de hem de Suriye’de mücadele etmeliyiz. Çünkü yaşanan kriz ve kaostan kurtulmanın tek yolu Önder Apo’nun geliştirdiği çözümlerdir. Sürece böyle bakmak gerekiyor.
*Abdullah Öcalan’ın ‘Rojava kırmızı çizgimdir’ vurgusunun bugünkü Suriye ve Rojava halkları üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Suriye’de çok önemli gelişmeler yaşandı. Baas rejimi yıkıldı. Önder Apo, tam da bu süreçte yeni bir yol çizdi. Suriye’ye de büyük etkisi oldu. Önder Apo “Rojava kırmızı çizgimdir” dediği zaman Rojava halkı büyük bir güç ve maneviyat aldı. Çünkü Suriye’de yaşanan gelişmelere karşı direndiler. 12 binden fazla şehidi var. Önder Apo’nun bu zamana kadar başlatmış olduğu hamlelere inancı var. Önder Apo’nun inisiyatifine güveniyorlar. Bunun için de savaş yerine diyalogla sorunu çözmeye çalışıyorlar. Bizlerin de tüm tahriklere karşı duruşumuz nettir, duruş Önder Apo’nun yanında durmaktır. Türkiye’nin tüm tahriklerine karşı bizler mücadele safında duracağız. Önder Apo’nun başlatmış olduğu sürece layık olacağız.
“Suriye’de Kürtler ve demokratik çevreler komplonun Suriye’de amacına ulaşmasına izin vermedi. Halkın ve Önder Apo’nun buna karşı cevabı netti.”
* 19 Temmuz Rojava Devrimi’nin ve Abdullah Öcalan’ın demokratik ulus paradigmasının nasıl bir yanıt oluşturduğunu düşünüyorsunuz? Güncel saldırıların bu süreci hedeflemesi ne anlama geliyor?
Önder Apo’nun, 9 Ekim’de Suriye’den çıkışıyla birlikte Suriye’de de bir komplo süreci başlatılmış oldu. Suriye güçleri de bu komploya ortak oldu. Çözümü ‘Öcalan’ın çıkışı’nda olacağını sandılar. Komplo, Suriye’de demokratik siyasetin önünü de kapattı. Ama Kürt halkının Önderlik’ten öğrendiği bir duruş ve siyaset vardı. Bu temelde duruş sergilediler. Suriye’de Kürtler ve demokratik çevreler komplonun Suriye’de amacına ulaşmasına izin vermedi. Halkın ve Önder Apo’nun buna karşı cevabı netti. 19 Temmuz Rojava Devrimi bu temelde başladı. Önder Apo’nun 2005 yılında yapmış olduğu demokratik ulus paradigmasına sahip çıkmakla başladı. Önder Apo’nun 20 yıl boyunca Rojava’da verdiği emeği yok saymak ve Kürtler üzerinde katliam yapmak istediler. 19 Temmuz devrimi buna bir cevaptı. Önder Apo’nun temelini attığı paradigma, 19 Temmuz’da hayat buldu.
Süreç çok hassas bir süreçtir
Bundan kaynaklı bu süreçte Önder Apo’nun çağrısına karşılık bizler de Kuzey ve Doğu Suriye’de tüm farklılıklar ile cevap olacağız. Suriye Geçiş Hükümeti her ne kadar çözümden yana olmasa da Önder Apo’dan aldığımız güçle duruşumuzu göstereceğiz. Demokratik bir Suriye için hazırız. Suriye Geçiş Hükümeti ile diyalogda ısrar edeceğiz. Her ne kadar ideolojilerimiz bir olmasa da Önderliğimizden aldığımız güçle yeni bir sürece geçeceğiz. Biz de komployu bir kez daha boşa çıkaracağımıza olan inancımız ve 19 Temmuz devrimi mücadelesiyle bu sürece cevap olacağız. Şu anda komplo devam ettirilmek isteniyor. Komplocular, Önder Apo’nun başlatmış olduğu bu süreci sona erdirmek istiyor. Bundan kaynaklı süreç çok hassastır. Geçtiğimiz günlerde Şêxmeksûd ve Eşrefiye mahallelerine saldırı oldu, aynı zamanda Efrîn başta olmak üzere başka birçok yere saldırı oluyor. Bu saldırılarda Türk devletinin parmağı olduğunu biliyoruz. Çünkü Suriye’deki istikrarsızlık onların çıkarına hizmettir.
“Önder Apo’nun aktif bir şekilde barış ve demokrasi çalışmalarına devam edebilmesi için fiziki özgürlüğünün sağlanması gerekir.”
*Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlandığında, Suriye ve bölge genelinde barış ve demokratik çözüm süreci nasıl bir ivme kazanır?
Biz Rojava’da büyük bir mücadele içerisindeyiz. Kuzey ve Doğu Suriye’de kurduğumuz sistemle, Suriye’de oluşturulmaya çalışılan istikrarsızlık ve antidemokratik çıkışlara karşı demokratik ve istikrarlı bir siyaset izliyoruz. Barış ve demokrasi İmralı’da yaşananlarla bağlantılıdır. Önder Apo’nun başlatmış olduğu süreçle bağlantılıdır. Eğer orada sorunlar çözülürse burada da sorunlar çözülecektir. Sorunlar devam ederse çözüm de gelişemez. Önder Apo’nun aktif bir şekilde barış ve demokrasi çalışmalarına devam edebilmesi için fiziki özgürlüğünün sağlanması gerekir. Umuyoruz ki uluslararası komplonun son yıldönümü olur. Bu da ‘Barış ve Demokratik Toplum’ sürecinin başlangıcı olur.