Halime Gezer: Kızım Garibe boyun eğmedi, gururluyum

  • 09:05 7 Mart 2022
  • Portre
Sema Çağlak
 
MARDİN -Tüm yaşamını mücadeleyle sürdüren, devlet baskısıyla henüz çocuk yaşlarda tanışan ve 2 çocuğu devlet tarafından katledilen Halime Gezer, çocuklarının mücadelesini sürdüreceğini söyleyerek “Kızım Garibe boyun eğmedi. Gururluyum” diyor.
 
Kadınlar yıllardan beri var olma mücadelesi yürütürken, bölgede yaşayan Kürt kadınları ise bu mücadelenin iki kat büyüğünü yürütüyor. Erkek devlet saldırıları ve baskıları ile karşı karşıya kalan kadınlar, tüm bu baskılara rağmen “barış” demekten ve istemekten vazgeçmiyor. Tüm bu baskılara karşı direnmekten ve sözünü söylemekten vazgeçmeyen kadınlardan biri de, cezaevinde şüpheli şekilde yaşamını yitiren Garibe Gezer’in annesi Halime Gezer. İsmini her ne kadar Garibe’nin maruz bırakıldığı işkenceler ve katledilmesiyle duymuş olsak da, Garibe’nin mücadele ve direniş hırsını, boyun eğmeyişini annesi Halime’den aldığını hikâyesinden görebiliyoruz.
 
Halime, 1966 yılında Mardin'in Dargeçit ilçesine bağlı Xelila (Kılavuz) köyünde dünyaya gelir. Yoksul bir ailenin çocuğu olan Halime, evi geçindirmek için çocuk yaşta çalışmak zorunda kalır ve yine henüz çocuk yaştayken ailesi tarafından evlendirilir.  10 çocuk dünyaya getiren Halime, zor yıllar geçirir. Bir yandan devlet baskısı, bir yandan da toplum baskısıyla mücadele eder. Halime ve ailesi, devlet baskısı nedeniyle köylerini terk etmek ve Dargeçit’e yerleşmek zorunda bırakılır.
 
‘Köyde yaşadığımız zorlukları Dargeçit’e de yaşadık’
 
Hikâyesini kendisinden dinlediğimiz Halime, Dargeçit’e taşındıktan sonra çocuklarının geçimini sağlamak için farklı şehirlere giderek mevsimlik işçi olarak çalıştığını dile getirerek, o süreçte yaşadığı zorlukları şu ifadelerle anlatıyor: “Henüz köydeyken evin geçimini sağlamak adına çocuklarım küçük yaştan itibaren sürekli çalışmak zorunda kaldı. Ardından köyden göç ederek Dargeçit’e gelmek zorunda kaldık. Köyde yaşadıklarımız zorlukların aynısını burada da çektik. Çocuklarım büyüdükten sonra kendi işyerlerini açıp çalışmaya başladılar.”
 
‘Hiçbir zaman yurdumuzu bırakıp gitmeyeceğiz’
 
Ailesiyle beraber çok ağır baskılara maruz bırakıldığının altını çizen Halime, “90’lı yıllarda polis ve askerler sürekli evimize baskın yapıyordu. Bizi sürekli koruyucu olmaya zorluyorlardı. Ama bütün bunlara rağmen biz yurdumuzu bırakmayıp davamınız peşinden gitmeye devam ettik. Hiçbir zamanda yurdumuzu bırakıp gitmeyeceğiz” diyor. 
 
7 Kasım 2014 tarihinde Batman’da çalışan ve ailesini ziyaret etmek amacıyla Dargeçit'e gelen Halime’nin oğlu Bilal Gezer, kimliği belirsiz kişilerce sokak ortasında katledilir. Oğlunun acısını bir an olsun unutmayan Halime, “Çocukları bize geldiğinde oğluma olan özlemim iki kat artıyor. Arkadaşlarını ziyaret etmek için evden çıkmıştı. Ardından ise oğlumun sokak ortasında vurulduğunu duydum. Her ne kadar kimin vurduğunu öğrenmek için çabalasak da kim olduğunu öğrenemedik. Oğlum Mehmet Emin de kardeşinin durumunu sormak için karakola gitti ancak o da orada vuruldu ve felç geçirdi” sözleriyle o günleri anlatıyor.
 
‘Yıllardır adalet mücadelesi veriyorum’
 
Halime, çocuklarının sokak ortasında vurularak katledildiğini belirtirken, yıllar geçmesine rağmen çocuklarının faillerinin yargılanmadığını söylüyor. Yıllardır adalet mücadelesi sürdürdüğünü vurgulayan Halime, “Mehmet Emin’in faili 4 polisti. 4 polis de beraat edildi ve hiçbir ceza verilmedi. Bilal de katledildi Garibe de… Şu anda hem çocuklarımın davasını yürütüyorum hem de cezaevinde tutulan tutsakların. Oğlum Haşim’e de işkence yaptılar. İşkence sırasında oğlumun kaburgalarını kırdılar ve onu ameliyat edeceklerini söylediler ve oğlumu elleri kelepçeli bir şekilde ameliyat ettiler. 4 yıldır oğlum cezaevinde ve tek hücrede tutuluyor. Oğlum ağır tecrit koşulları altında. Oğlumun ailesini görmesine dahi izin vermiyorlar” ifadelerine yer veriyor.
 
‘Garibe’nin izinden gitmeye devam edeceğim’
 
Kocaeli Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan, maruz bırakıldığı baskı ve işkence sonucunda 9 Aralık 2021’de şüpheli şekilde yaşamını yitiren kızı Garibe'nin acısını hala yaşamaya devam ettiğini dile getiren Halime, “Yüreğim Garibe için çok yanıyor. Garibe’ye çok fazla işkence ettiler. Bilal’in çocukları eve geldiği zaman sürekli Bilal’i hatırlıyorum. Haşim çocuklarını da gördüğümde Haşim aklıma geliyor. Ama Garibe’nin acısı çok başka. Onun ardından sadece fotoğrafları ve erbanesi kaldı. Onun için çok üzülüyorum. Garibem tek başına bu dünyadan göçüp gitti. Ne olursa olsun kızımın izinden gitmeye devam edeceğim ve ne olursa olsun bundan asla dönmeyeceğim. Bunun için kızımın katillerinin ortaya çıkıp bir an önce yargılanmasını istiyorum” diyor.
 
‘Kızım Garibe mücadeleci ve direnişçi bir kadındı’
 
Garibe’nin direnişçi ve mücadeleci bir kadın olduğunu dile getiren Halime, “Garibe suçsuzdu… Kızım Garibe henüz yeni evliyken tutuklandı. Garibe tutuklu olduğu sürede birçok cezaevine sürgün edildi. Katledildiği gün biz yemek yiyorduk. Telefon geldi ve Garibe’nin kendisini öldürdüğünü söylediler. Ben inanmadım. Garibe nasıl kendini tek kişilik bir odada öldürür? Garibe kendini öldürecek biri değil. Kızım Garibe mücadeleci ve direnişçi bir kadındı. Hiçbir zaman baskı ve zulüm karşısında başını eğmedi. Dünya yıkılsa da Garibe kendisini öldürmez yine de davasının peşinden gitmeye devam ederdi.  Zulmü kabul etmiyordu ve sürekli başkaldırıyordu. Onu 20 saat boyunca süngerli odada tutmuşlar. Kızımı katlettiler ve cenazesini İstanbul’a kaçırdılar. Cenazeyi bize vermediler ama biz yine de taziye kurup cenazesini aldık” sözlerini kullanıyor.
 
‘Bunca zulüm ve acıya rağmen direnmeye devam edeceğim’
 
Halime, devlet tarafından maruz bırakıldığı zulüm ve baskı karşısında asla yılmayacağını vurgularken, şunları söylüyor: “Var olduğum sürece çocuklarımın izinden gitmeye devam edeceğim. Bu zulme karşı da asla boyun eğmeyeceğim. O kadar acı ve zulme rağmen nasıl ki hiçbir zaman geri adım atmayarak direnmeye devam ettiysem yine aynı şekilde ayakta durup direnmeye devam edeceğim. Garibe birçok zulüm ve baskı gördü. Buna rağmen hiçbir zaman boyun eğmedi ve gururluyum. Çocuklarımı öldüren devlet bizi düşman olarak görüyor. Ben var olduğum sürece çocuklarımın davasının ardından gitmeye devam edeceğim.”