'Sayın Öcalan bir çıkış yolu olduğunu gösteriyor'

  • 09:01 21 Haziran 2025
  • Güncel
 
Melek Avcı
 
ANKARA – “Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyorum” kampanyasına destek veren Franziska Stier, “Kampanyaya katılıyoruz çünkü umut veriyor. Demokratik konfederalizm, insanların barış içinde bir arada yaşaması için siyasi bir yol gösteriyor ve barış çağrısı da tüm risklere rağmen bununla mücadele etmek için çok pratik bir iradeyi ortaya koyuyor” dedi.
 
İsviçre merkezli BastA! Partisi, Avrupa Özgürlük ve Barış Forumu (EFFP) tarafından başlatılan “Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyorum” kampanyasına destek verdiklerini açıklamıştı. Ekolojist, feminist ve sosyalist ilkeler doğrultusunda faaliyet yürüten BastA! Partisi adına kampanyaya katılan Genel Sekreter Franziska Stier, kampanyaya destek mesajları yollamaya devam ediyor.
 
Kampanyayı neden desteklediğini Franziska Stier ajansımıza değerlendirdi.
 
‘Uzlaşma çağrısı yapan tüm sesler önemli’
 
Adalet Bakanı'na bir mektup yazarak Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmek için izin istediklerini söyleyen Franziska Stier, “Böylece onun bakış açısını duyabilir ve barış umudunu güçlendirebiliriz. Şubat ayında yaptığı son çağrıda bir yandan PKK’nin silahsızlandırılması ve tasfiye edilmesi, diğer yandan da çatışmaların eşitlik temelinde çözülmesi ve birlikte özgürlük içinde yaşanması çağrısında bulunuyor. Bu adımı olağanüstü buluyorum. Yeniden silahlanmanın, şiddetin ve insanlıktan çıkmanın neredeyse sıradanlaştığı bir dönemde yaşıyoruz. Bu durum, uzlaşma çağrısı yapan tüm sesleri daha da önemli kılıyor. Bu, sadece Kürtler için değil, hepimiz için geçerli” sözlerini kullandı.
 
‘Dünyanın ve kadınların barışa ihtiyacı var’
 
Abdullah Öcalan ile neden görüşmek istediklerine ilişkin, “Dünyanın barışa ihtiyacı var, kadınların barışa ihtiyacı var” diyerek açıklayan Franziska Stier, “Savaş bizim için en büyük tehdit. Savaş zamanlarında insanlığımızdan koparılıyoruz ve bedenlerimiz de savaşa kurban edilerek bir savaş alanına dönüştürülüyor. Çocuklarımız savaş makinesini çalıştırmak için insan malzemesine dönüştürülüyor ve savaştan uzun süre sonra bile sonuçlarına katlanmaya devam ediyoruz. Daha fiziksel ve zihinsel yaralarımız iyileşmeden, savaşın travmatize ettiği ve yaraladığı insanlara bakıyoruz” dedi.
 
‘İnsanlık dışı dönüşüme karşı net bir mesaj gönderdi’
 
Savaştan çıkış olarak dünyanın yeniden silahlanmaya yöneldiğini hatırlatan Franziska Stier, “Tüm dünyada ‘savaşı önlemenin’ yeni yöntemi yeniden silahlanmadır. Devletin parasına, hastaneler, sosyal güvenlik, iyi çocuk bakımı ve şiddetin önlenmesi için ihtiyacımız varken, bu para savaş bütçesi olarak silahlara harcanıyor. Şiddet sarmalından nasıl çıkılacağını düşünmek, silahsızlanma anlaşmaları yapmak, silah ihracatını yasaklamak ya da nükleer silahları yasaklamak yerine tam tersini yapıyorlar. Sayın Öcalan yaptığı çağrı ile bu insanlık dışı dönüm noktasına karşı net bir mesaj göndermiştir. Bu etkileyicidir ve takdiri hak etmektedir” diye konuştu.
 
‘Bir çıkış yolu olduğunu gösteriyor’
 
Barış ve demokratik toplum inşası için yapılan çağrının bu koşullarda bir umut olduğunu söyleyen Franziska Stier, “Hükümetler her yerde tehditlere ve gerilimi tırmandırmaya bel bağlıyor. Ancak sonuçlarına sonradan katlanacak olanlar hükümetler değil; bizleriz. Kampanyaya katılıyoruz çünkü umut veriyor. Sayın Öcalan bir çıkış yolu olduğunu gösteriyor. Demokratik konfederalizm, insanların barış içinde bir arada yaşaması için siyasi bir yol gösteriyor ve barış çağrısı da tüm risklere rağmen bununla mücadele etmek için çok pratik bir iradeyi ortaya koyuyor. Bu kez mesele hücre hapsi ve siyasi mahkumların haklarından çok daha fazlasıdır. Bu savaş değil, barış tamamen kazanmakla ilgilidir” ifadelerini kullandı.