Havuz medyada program teması: Had bildirme

  • 09:07 17 Ekim 2021
  • Medya Kritik
 
Derya Ceylan
 
HABER MERKEZİ - Toplumun bütününü ilgilendiren konulara duyarlılığın, “had bildirme” temalı magazin programları ile hedef alındığı, milliyetçiliğin, ırkçılığın ve cinsiyetçiliğin sınırları aştığı bir dönemde “havuz medya”nın haline şaşırdık mı? 
 
Her güne yeni bir kadın katliamı ya da kadına yönelik şiddetle başlayan Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi, 20 Mart gecesi Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile feshedildi, sözleşme 1 Temmuz’dan itibaren yürürlükten tamamen kaldırıldı. Sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren kadınlar Diyarbakır’dan Edirne’ye her alanda tepkilerini dile getirdi.  Sözleşme için yapılan eylemleri görmeyen “havuz medya”, sözleşmeyi görmezden gelerek yayınlarına ise kaldığı yerden devam ediyor. 
 
Dünyadan örnek
 
Dünya genelinde sinema ve müzik alanında Oscar, Altın Palmiye, Altın Küre, Altın Ayı, Grammy ve benzeri birçok dalda düzenlenen ödül törenlerinde, kadın olsun erkek olsun, toplumsal olaylara dikkat çeker. Bunu, tecavüze karşı başlatılan “Me Too” eylemine dikkat çekmek için Oscar Ödül Töreni’ne katılan hem kadın hem de erkek sanatçıların siyah giymelerinden biliyoruz. 
 
Magazinsel sorular
 
Bundan dolayı başta kadın ve çocuk olmak üzere toplumun tamamını etkileyen bir sözleşmenin önemine dikkat çekilecek en önemli yerlerden biri de ödül törenleridir. Medyanın ödül törenlerine yaklaşımı ise “kim ne giydi”, “kim kiminle geldi” ve daha birçok magazinsel soru. 
 
Hal böyleyken,  toplumun alıştırılmaya çalışıldığı bu magazinsel algıyı yıkmak da yine medyaya düşüyor. Gel gelelim milliyetçiliğin, ırkçılığın ve cinsiyetçiliğin doruğa ulaştığı programlardan birine.  
 
‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ dedi
 
9 Ekim günü Antalya Altın Portakal Film Festivali ödül töreni düzenlendi. Törende, “Zuhal” adlı filmindeki rolüyle “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü alan Nihal Yalçın, burada kısa bir konuşma yaptı. Nihal konuşmasında, “Filmi seyrettikten sonra bana kadın oyuncu ödülünü vermezler diye düşündüm açıkçası, Festivalin çok az kadın hikayesi var. Güçlü rakiplerim yoktu” dedi. Nihal, “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyelim, İstanbul Sözleşmesi yaşatır” dediği sırada, oyuncu Tamer Karadağlı ise konuşmayı bölerek ödülü uzattı. 
 
Siyasetçiler de hedefte 
 
Tam da bu noktada dijital medya kullanıcılarının tepkisiyle karşılaşan Tamer Karadağlı, TV8’de yayınlanan bir programa katılarak, hem Nihal’i hem de Nihal’e destek ve dayanışma mesajı paylaşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu hedef aldı. 
 
Canan’dan yanıt: ‘Korkak erkek’ sendromu
 
Canan, kendisini hedef alan Tamer Karadağlı’ya şu sözlerle tepki gösterdi: "Ezber cümlelere sığınarak kitle toplamaya çalışan 'korkak erkek'  sendromu.. Duruşunu bilmem ama zeka seviyesini belli etti böylelikle."
 
Pervin Buldan: Şiddetle kınıyorum
 
Pervin ise haftalık Meclis Grup Toplantısı’nda şöyle dedi: “Altın Portakal Film Festivali'nde en iyi kadın oyuncu ödülünü alan Sevgili Nihal Yalçın’ı da kadınlar adına tebrik ediyorum, selam ve sevgilerimi iletiyorum. Bildiğiniz üzere ödül töreninde haddini aşan bir erkek zat, kadınların başarısını hazmedemeyen bulanık bir zihin, Sevgili Yalçın’a saygısızlık yaptı. Yetinmedi, ‘Demirtaş serbest bırakılmalı’  dediği için Sevgili Yalçın’ı hedef göstermeye, ırkçılık yapmaya devam etti. Bu ırkçı, bu kadın düşmanı hadsiz zihniyeti buradan şiddetle kınıyorum.” 
 
Sendikadan destek
 
Nihal’e bir destek de Oyuncular Sendikası’ndan geldi. Sendika, "Nihal Yalçın ile dayanışma içerisinde olduğumuzu ve kendisine her türlü desteği sunacağımızı kamuoyuna bildiririz” dedi. 
 
Dijital medyada destek mesajları paylaşılmaya devam ederken,  “havuz medya” ise Nihal’i hedef almayı sürdürdü. 
 
Hedef alma sırası magazin programlarında 
 
Özellikle son dönemde muhalif sanatçı, siyasetçi ya da aktivistleri hedef alan köşe yazıları, gazete manşetleri ve siyaset programlarına şimdi de magazin programları eklendi. Daha önce TV kanallarında revaçta olan bu tarz programların, “Nerede kiminle görüşmüş”, “O ona nasıl laf atmış”, “Kim kimi kiminle aldatmış” gibi saatlerce sürerdi. Şimdilerde ise bu tarz programları sabahın erken saatlerinde de görmek mümkün. İşte bunlardan biri de Beyaz TV’de yayınlanan “Söylemezsem Olmaz”. 
 
Ana tema ‘had bildirme’
 
Seren Serengil, Deniz Akkaya, Bircan Bali’nin sunduğu programın ana teması ise “had bildirme”. Programın 12 Ekim günü yayınlanan bölümünün konusu ise  Nihal Yalçın’dı. Antalya Film Festivali’nde Nihal’e yönelik cinsiyetçi davranışlar sergileyerek, hedef alan Tamer Karadağlı’nın davranışlarının olumlandığı programda, “Nihal Yalçın’a dersini nasıl verdi” şeklinde uzunca bir jenerik izletildi. Bu da yetmezmiş gibi Pervin ve Canan’ın Nihal’e destek mesajları da tartışma konuları arasında yer aldı. 
 
Irkçılığa ve cinsiyetçiliğe destek 
 
Irkçılığa ve cinsiyetçiliğe güzellemelerin yapıldığı programda tebrik edilen Tamer Karadağlı’nın, “linç edilmesine izin vermeyeceğiz” sözleriyle desteklenmesi de dikkat çekti. Üstelik Nihal ve ona destek olanlar hakkında da suç duyurusunda bulunulan programda, ırkçılığın da ötesinde söylemler “had bildirme”yi de aştı. İçişleri Bakanına da çağrı yapılan programda defalarca Nihal’den ödülün geri alınması istendi. 
 
Ece Ronay’a ‘Beğenmiyorsan yallah’ denildi 
 
Programın devamında ise Nihal’e yönelik “had bildirme”ye ara verilirken, bu kez de başka başka konulara geçildi. “Falan sanatçının estetiği yok”, “Acun’un göz kapaklarını aldırması lazım” ve “Kibariye kuaföre parasını ödemedi” gibi had bildirmelerle süren programın ilerleyen dakikalarında önceki bölümlerde “sosyal medya fenomeni ve şarkıcı” olarak tanıtılan Ece Ronay’a “Beğenmiyorsan yallah” denildi. 
 
Sınırların da ötesinde 
 
Kadınların kazanılmış haklarının bu kadar tehlikede olduğu bir ortamda yine kadınları hedef alarak “had bildirme”, “kapıyı” göstermelerle sınırların da ötesinde laf kalabalığıyla dolup taşan program, cinsiyetçilik, milliyetçilik ve ırkçılık propagandasında sınır tanımıyor.