Hatay’dan mesaj verdiler: Kürtlerin statüsü tanınmalı

  • 13:31 4 Ocak 2025
  • Güncel
HATAY - Hatay’da Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılara ilişkin yapılan açıklamada Kürtlerin Rojava’da DAİŞ’e karşı direnerek o topraklarda özgürce yaşadığı belirtilirken yeni gelecek rejimin Rojava’nın, Kürtlerin statüsünü ve halkların farklılıklarını tanımak zorunda olması gerektiği vurgusu yapıldı.  
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, DEM Parti Hatay İl binası önünde düzenlenen halk buluşmasına katıldı. Buluşmaya Barış Anneleri, sivil toplum örgütü temsilcileri ve birçok yurttaş katıldı.
 
‘Mücadele etmek zorundayız’
 
Açıklamada ilk olarak konuşan Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eşbaşkanı Zeynel Kete, tekçi zihniyetin dışında kalan kimliklerin kendi kimlikleri ile yaşama mücadelesi verdiğini belirterek, “Uluslararası güçler tarafından Suriye halkına uluslararası kayyımlar atanıyor. Tekçi zihniyet, hangi kimliğimize vuruyorsa o kimliği büyüterek mücadele etmek zorundayız. Eğer bugün Suriye’de Alevi kimliğimize vuruluyorsa bu kimliği savunmak zorundayız” sözlerine yer verdi.
 
‘Suriye’deki yapı ancak oradaki halklar tarafından belirlenmeli’
 
Ardından konuşan Emek Partisi  (EMEP) MYK üyesi Halil İmrek, Baas Rejimi’nin yıkılmasıyla Suriye’de yeni bir durumun ortaya çıktığını ifade ederek, “Esad yıkıldı, yerine gelen Colani yönetiminin halklara umut olmadığını biliyoruz. Kürtlerin varlıklarına saldırıyorlar, aynı zamanda Arap Alevilerinin olduğu bölgeye saldırıyorlar, katliamlar yapılıyor. Bu bakımdan biz EMEP olarak başından beri, Suriye’deki yapı ancak Suriye’deki halklar tarafından belirlenmeli diyoruz. Herhangi bir ayrım yapmadan demokratik bir yönetimin inşa edilmesi lazım. Kürtler ve azınlıklar hesaba alınmadan demokratik yönetim oluşamaz. Suriye’de bütün halklar demokratik bir yönetimi kendilerine inşa edebilirler, bunu Rojava’da gördük. Suriye’deki halklara selam gönderiyoruz, demokratik mücadelelerinin yanında olduğumuzu belirtiyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Aleviler birlik olarak, mücadele ederek kurtulabilirler’
 
 Daha sonra konuşan Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Deniz Aktaş, Orta Doğu’daki katliam faillerinin hamilerinin AKP-MHP iktidar olduğuna dikkat çekerek, “Biz bunları çok iyi tanıyoruz. Maraş, Çorum, Sivas’tan, Gazi katliamlarından tanıyoruz. Bugün aynı faşist politikaları devreye sokmaya devam ediyorlar. Aleviler, Hristiyanlar ve kadim halklar, bu saldırganlık karşısında çaresiz değildir. Bugün yanı başımızda tüm halkların birlikte özgür ve eşit yaşadığı Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim’i bize yol gösteriyor. Aleviler, Keldaniler, Hristiyanlar bu politikalar karşısında öz savunmalarını örgütlemek zorundadır. Aleviler bir olarak, birlikte olarak, mücadele ederek kurtulabilirler. Bu sesi yükseltmek bir gereklilik değil hayati önemdedir” dedi.  
 
‘Savaşı durduracak olan halkların devrimci iradesidir’
 
Daha sonra konuşan Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) MYK üyesi Oya Nur, yaşanan savaşı engelleyecek olanın halkların devrimci iradesi olduğunu dile getirerek, “Bir yanda cihatçılar Alevileri katlederken diğer yandan emperyalistler Suriye’de hegemonya kurmaya devam ediyorlar. Bu savaştan nemalanmaya çalışan AKP bilsin ki, düşen Esad rejimidir, Suriye halkı değildir. Sanmasınlar ki bizim mücadelemiz buradan ibarettir. Bizim mücadelemiz Türkiye halklarının, Suriye halklarının, Ortadoğu halklarının mücadelesidir, bizim mücadelemiz dünya halklarının ortak mücadelesidir. Bütün Suriye halklarının mücadelesini haykırıyor ve sesleniyoruz, savaşları engelleyecek olan halkların devrimci iradesidir” sözlerine yer verdi.
 
Açıklamanın devamında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise depremin üzerinden yaklaşık 2 yıl geçmesine rağmen depremzedelerin hala konteynırlarda yaşadığını ve iktidarın depremzedelerin yaralarını sarmaya davet ettiğini söyleyerek, “Hatay halkının iradesi olan Can Atalay şahında da cezaevindeki bütün tutsakları selamlıyorum. Hatay’ı hep beraber gördük, Hatay ciddi bir deprem felaketi yaşadı ama hala inşa edilmemiş. Büyük ekonomik rakamlar ortaya koyarak Türkiye’nin geliştiğini söyleyenler buradaki yaraları sarmakla meşgul olsalar daha iyi olacak. İnsanlar hala konteynır kentlerde yaşıyorlar. İktidarı, buradaki yaraları sarmaya davet ediyoruz” şeklinde konuştu. 
 
‘Suriye’de yönetim tekçi olmaması gerekiyor’
 
“100 yıl önce halkları suni sınırlarla ayıran ulus devletler, halkları, inançları bir arada tutamadı” diyen Tuncer Bakırkan, 100 yıl önce Suriye’de kurulmuş olan rejimin tutmadığını da belirterek devamında şunları söyledi: “Yerine gelen yönetimin de bir önceki yönetim gibi tekçi olmaması gerekiyor. Alevilerin canına, malına kastetmemesi gerekiyor. 100 yıl önce de Kürtler Rojava’da kimliksizdi, bugün de onlara kimliksizliği dayatırsanız buna ‘hayır’ deriz. Suriye’de rejim değişti ama o rejim Kürtleri kapsamadan demokratik bir rejim olmaz, Alevileri tehdit ederek, katlederek orada demokratik rejim oluşturamazsınız. Bütün kimliklerin ve inançların beraber, eşit ve demokratik ortamda yaşamaları Suriye’yi huzurlu bir zemine kavuşturabilir. Kürtler Rojava’da DAİŞ barbarlığına karşı direnerek o topraklarda özgürce yaşıyor. Şimdi eğer yeni bir rejim gelecekse Rojava’nın, Kürtlerin statüsünü tanımak zorundandır. Halkların farklılıklarını tanımak zorundandır. Aksi halde 100 yıllık çatışmalar devam edecektir.”