‘Kadınlar olmadan barış inşa edilemez’

  • 09:04 21 Ağustos 2025
  • Güncel
AGIRÎ - TJA aktivisti Dilan Başboğa, kadınların “Barış ve Demokratik Toplum”un inşasında öncü ve kurucu aktörler olduğunu vurgulayarak, “Kadınsız barış, kadınsız demokrasi mümkün değildir” dedi.
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta açıkladığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın ardından, 9 Temmuz’da görüntülü bir video ile yayımladığı “Demokratik Toplum Manifestosu” üzerine, 15’i kadın olmak üzere toplam 30 gerilladan oluşan “Barış ve Demokratik Toplum Grubu”, 11 Temmuz’da Silêmanî kırsalında düzenlenen törenle silahlarını yaktı. Tüm kesimleri etkileyen bu çağrı, aynı zamanda dünyanın dört bir yanında büyük yankı uyandırdı. Türkiye’de ise, kadına yönelik baskı ve erkek egemen sistemin yarattığı zorluklar artarken, “Barış ve Demokratik Toplum” inşasında kadınların özgürleşmesi temel bir zorunluluk olarak öne çıkıyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın işaret ettiği “Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez” belirlemesi kadın özgürlüğünün önemini yeniden gözler önüne seriyor. 
 
Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Dilan Başboğa, kadınların süreçteki rolüne dair değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Kadınsız barış ve demokrasi mümkün değil’
 
Kadın özgürlüğünün toplumun özgürleşmesinin temel taşı olduğunu vurgulayan Dilan Başboğa, barış ve demokratik toplum inşasında kadınların rolüne dikkat çekti. Dilan Başboğa, “Abdullah Öcalan’a göre, ilk kölelik kadınla başlamış, bu nedenle en derin devrim de kadınla yapılacaktır. Demokratik ulus modeli kadınların siyasette, öz savunmada ve toplumsal yaşamda aktif yer almasını esas alır. Bu nedenle ‘Barış ve Demokratik Toplum’ inşasında kadının rol ve misyonu çok önemli ve değerlidir. Kadın, barış süreçlerinde edilgen değil, kurucu bir aktördür. Rojava ve tüm Kürdistan’da kadınların öncülüğünde inşa edilen yapılar, bunun somut örnekleridir. PAJK, YPJ, TJA ve Jineoloji gibi örgütlenmeler, özgürlük çizgisinin pratikleşmiş biçimleridir. Sonuç olarak, ‘Barış ve Demokratik Toplum’ inşasında kadınsız bir barış, kadınsız bir demokrasi mümkün değildir. Kadın özgürleşmeden halklar özgürleşemez. ‘Jin jiyan azadî’ bu mücadelenin hem özeti hem yol haritasıdır” şeklinde konuştu.
 
‘Kadınlar sürece öncülük etmeli’
 
Kadınların “Barış ve Demokratik Toplum Süreci”ne sadece katılmakla kalmayıp öncülük etmesi gerektiğini söyleyen Dilan Başboğa, bu öncülüğün çeşitli yollarla mümkün olduğunu belirtti. Dilan Başboğa, “Bu öncülük, özgürlük bilinci geliştirmekle, bağımsız ve örgütlü yapılar kurmakla, yeni bir yaşam ve ahlak tarzı inşa etmekle, barış süreçlerinde aktif, dönüştürücü rol almakla ve erkek egemen zihniyete karşı sürekli mücadele etmekle mümkündür. Kadın, sadece direnişin değil, yeni bir toplumun ve yaşamın mimarıdır. Öncelikle daha çok kadına ulaşmak için mahallelerde ve köylerde ev ziyaretleri yapıyoruz. Bu temelde kadın örgütlülüğünü güçlendirmek için çalışmalarda bulunuyoruz. Jineoloji ve Kadın Kurtuluş İdeolojisi atölyeleri gerçekleştiriyoruz. Mahallelerde ve köylerde daha çok kadına ulaşabilmek için sokaklarda ve evlerde kadın toplantıları yapılıyor. Bu tarz toplantılarda kadınların görüşleri ve önerileri de dikkatle dinlenmektedir. Sonucunda daha örgütlü bir kadın alanı ortaya çıkmaktadır” dedi.