Yaşamı anlamlı kılan 'özgürlük militanı': Zilan
- 09:38 30 Haziran 2022
- Portre
Derya Ren
MALATYA - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “Bir manifestodur, bir yemindir” diye adlandırdığı Zeynep Kınacı (Zilan), Kürt özgürlük mücadelesi ve Kürt kadın mücadelesinin direniş sembolü oldu.
"Yaşam iddiam çok büyük. Anlamlı bir yaşamın ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum. Yaşamı ve insanları çok sevdiğim için bu eylemi gerçekleştirmek istiyorum. Kürt kadınının sembolü olmak istiyorum" sözleriyle Kürt kadınlarına direngen bir mücadeleyi miras bırakan PKK’li Zeynep Kınacı (Zilan) 30 Haziran 1996 yılında Dersim merkezde Kürt özgürlük mücadele tarihinin dönüm noktalarından biri olan eylemini gerçekleştirdi.
Zeynep Kınacı (Zilan) Kimdir?
Malatya merkeze bağlı Elmalı köyünde 10 Ağustos 1972 yılında dünyaya gelen Zilan, ilk, ortaokul ve lise eğitimini Malatya’da tamamlar. Daha sonra Malatya İnönü Üniversitesi'nde Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olan Zilan, PKK'ye katılmadan önce Malatya Devlet Hastanesi'nde röntgen teknisyeni olarak çalışır. Diyarbakır'ın Eğil ilçesine bağlı Xılya köyünden üniversiteden aynı bölümde okuyan arkadaşı Mehmet Ali Atlı ile evlenir. Eşi 1995'de Adana'da gözaltına alınarak tutuklanır.
Zilan, 1994 yılında Adana'da 1 yıl boyunca faaliyet yürütür. Zeynep bu süre içerisinde yaşadıkları hakkında şu değerlendirmede bulunur: "Ciddi bir eğitim sürecinden geçmedim. Ardından yönetim düzeyinde yakalanmaların olmasından dolayı yeterli bir desteğin sağlanmaması, bireyi sivilleştiren, etkisiz hale getiren gibi nedenler, yine kişilik dönüşümü yapamama gibi nedenle aslında çok istekli olmama rağmen fazla bir gelişme ve başarının sahibi olamadım.” Zilan, yaşadığı bu süreçten sonra 1995 yılında Dersim’de PKK’ye katılır.
‘Zilan’ın militanı ve takipçisi olabilirim’
Kürt özgürlük mücadelesi içerisinde yer aldığı süreçte PKK tarafından ateşkes ilan edilmiş ve barış arayışları olmasına rağmen 6 Mayıs 1996’da PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik bir suikast girişiminde bulunulmuştu. Suikast eyleminin boşa çıkarılmasının ardından Zilan, 30 Haziran 1996 yılında Dersim merkezde fedai eylem gerçekleştirir. PKK Lideri Abdullah Öcalan, Zilan’ın eylemi hakkında "Zilan yaptığı eylem ile beni aştı. Bundan sonra ancak Zilan'ın militanı ve takipçisi olabilirim" değerlendirmesinde bulunmuştu.
Öndersiz hiçbir toplum başarıya gitmez
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “bir manifesto niteliği taşıyor” dediği Zilan’ın mektubun bir kısmı şu şekilde: “…Her halkın tarihine bakıldığında özellikle devrim süreçlerinde mücadele veren, başarıya ve kurtuluşa götüren, yaşadıkları döneme damgasını vuran önderleri vardır. Tarih öndersiz hiçbir ulusal ve sınıfsal hareketin gerçek anlamda başarıya gitmediğini doğrulamaktadır. Önder, yaşatılmak istenen yenilik ve gelişmeleri en üst düzeyde temsil eden, yani yeni insan, yeni toplum düşüncesine denk, bütün yaşamını bir halkın yaşamına göre düzenleyen, kendi kaderini halkın kaderinde bulan ve o halkın acılarını, duygu ve taleplerini en derinden yaşayan ve kurtuluş için pratik görevleri en üst düzeyde omuzlayandır.
Hayati gerçekliği olmayan, her alanda bitirilmiş, hiçbir halkla kıyaslanmayacak kadar kendisine yabancılaştırılmış, ulusal, kültürel, sosyal, siyasal değerleri sömürülen bir halk gerçekliği karşısında PKK Önderliği kuşkusuz çok farklı olmak zorundadır. Bu anlamda Parti Önderliği birçok yönüyle daha özgün, daha yeni, daha gelişkin yaşamıyla yaşatan ve kendi yaşamını adeta koskoca bir insanlığın yaşamına adayan bir durumdadır. Belirleyiciliği ve önemi bu noktada kesin ve tartışmasızdır.
Bizlerin bu tarihi mirasa sahip çıkmamız ve sürecin gereklerini yerine getirmemiz gerekiyor. Süreç, intihar eylemlerini gerekli kılıyor. Bu hem bir taktiksel çıkış olacak, hem de bizim açımızdan bu süreçte düşmana verilecek en iyi cevap olacaktır. Bu tür bir eylemlilik moralmen bozguna uğrayan düşmanı çıldırtmak, düşmanı bulunduğu her alanda çepeçevre kuşatmak, ülkeyi ona zinden etmek anlamına geliyor. Bizim açımızdan ise başta halkımıza, bütün savaş güçlerimize moral vermek, cesaret ve direnişi güçlendirmek, dost düşman herkese davamızda ne kadar kararlı olduğumuzu ve bu uğurda özgürlüğün bedelini bombaları kendimizde patlatarak gerçekleştireceğimiz mesajını bir kez daha vermek, halkımızın özgürlük istemini bütün dünyaya duyurmak ve ileriki süreçte halkımızın bu yönlü direnişler geliştirmesinin öncülüğünü yapmak savaşın her yerinde ivme kazandırmak anlamına gelmektedir.
‘Eylemi gerçekleştirmek istiyorum’
…Emperyalizmin kadını köleleştiren politikalarına karşı, bombayı kendimde patlatarak hıncımın ve öfkemin büyüklüğünü göstermek ve Kürt kadınının dirilişinin sembolü olmak istiyorum. Yaşam iddiam çok büyük. Anlamlı bir yaşamın ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum. Başkan APO önderliğinde yürütülen ulusal kurtuluş mücadelemiz çok yakında zafere ulaşacak ve mazlum halkım dünya insanlık ailesi içerisinde hak ettiği yerini alacaktır.Yaşam iddiam çok büyük. Anlamlı bir yaşamın ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum. Yaşamı ve insanları çok sevdiğim için bu eylemi gerçekleştirmek istiyorum.
‘Kaybedecek neyimiz var’
…Yurtsever halkım! Bu eylemle yüreklerinizin dili olmaya çalışacağım. Bizler dağlarda binlerce evladınız sizlerin özgür yarınları için bir kez değil, binlerce kez canımızı feda etmeye hazırız. Savaşımızın bu en kızgın günlerinde sizler de saflarınızı netleştirmelisiniz artık. Savaşımımızın adı halk savaşıdır, öyleyse halk savaşının gereklerini yerine getirelim. Özgürlük ağacı kanla sulanır diye bir deyim vardır. Özgürlüğünüzü ucuz terk etmemelisiniz. Şunu çok iyi bilince çıkarmak gerekiyor ki, ülkemiz çok değerli. Bunun için düşman bu kadar ısrarlı. Biz neden ısrarlı olmayalım ki? Canımızdan başka kaybedecek neyimiz var? Onurluca ölmeyi, onursuzca yaşamaya tercih edelim. Özgürlüğe çok yakınlaştığımız bu süreçte halkımızın şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da PKK'nin başlattığı direniş mirasına sahip çıkacağına, ödediği bunca bedelden sonra bir o kadar da ödeyeceğine ve özgür yarınları kendi elleriyle yaratarak dünya toplumları içerisinde şereflice yerini alacağına olan inancımla selamlıyorum!"
‘Tarih özetlemesi yapıyor’
PKK Lideri Abdullah Öcalan, Zilan’ın ardından şu değerlendirmelerde bulunmuştu: “Zilan’ın eylemi sanıldığı gibi bir intihar eylemi değildir. Tamamen dönemsel, tarihi, planlı, cesur, fedakar ve soğukkanlı bir eylemdir. Bir gerilla bölüğünün veya taburunun yapabileceği saldırıyı tek başına gerçekleştirme gibi bir anlama sahiptir. Belki de sayıları yüzleri aşan gerilla birliklerimiz en elverişli koşullarda bile büyük kayıplar verdiler. Güçlerimizin kendilerini örgütleyip, düşmanın üzerine yürütemediği, sağlıklı ve planlı bir gerilla eylemi gerçekleştiremedikleri gibi, aksine daha fazla kayıplar verdiklerini söylemek gerekiyor. Belki de eylemlerimizin çoğu bu tarzdadır. İster kişilik, ister gelişkin bir birlik tarafından olsun, bu düzeyde planlı bir eylemin pek gerçekleştirilemediği göz önüne getirildiğinde, PKK silahlı savaşım çizgisinde bu eylemin yeri son derece belirgindir, tarihidir. En gelişkin ve PKK’nin hak ettiği gerçek bir eylem...
…Zilan, mükemmel bir tarih özetlemesi yapıyor. Tarihi temellere dayanmayan bir dava adamı köksüzdür. Bu büyük yoldaş, tarihe kök salma gereğine sonuna kadar ulaşıyor. Bunun farkında, bunun bilincinde, bunun sorumluluğunda. Mükemmel bir eylem tarzı.
‘Zilan küçüklüğünden beri mükemmeldi’
Zilan’ı geçtiğimiz yıllarda verdiği röportajda anlatan abisi Hasan Kınacı ise şunları söylüyor: “Çok zekiydi. Hiçbir egosu yoktu. Çevresinde olup biten her şeye duyarlıydı. Ailenin en küçüğü olmasına rağmen en büyüğü gibi davranırdı. Zilan çocukluğundan itibaren mükemmel bir kişiliğe sahipti. Çevresine ve çevresinde gelişen olaylara çok duyarlı ve çok merhametliydi. Ailenin en küçük çocuğuydu fakat bir o kadar da zeki ve büyük gibi hareket ediyordu. Temizliği de çok seviyordu."