Saldırılar ve gazeteciler Meclis gündeminde: Barış böyle inşa edilmez

  • 20:37 28 Ocak 2025
  • Siyaset
ANKARA - Meclis’te basına ve Tişrîn’e dönük saldırılara değinen DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in resimlerini taşıdıkları için tutuklanan basın emekçisi arkadaşlarımız var. Özgür Basın’ın asla kalemini yere düşürmeyeceğimize olan inancımızla hakikatin susmayacağını ifade ediyorum ve AKP'yi de bu baskı politikalarına derhâl son vermeye davet ediyorum” dedi.
 
Meclis Genel Kurulu’nda konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkan vekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Suriye’deki savaşa ve basına dönük tutuklama, baskılara ilişkin konuştu. 
 
‘Esad rejimi yıkıldı ama kırım sürüyor’
 
Gülistan Kılıç Koçyiğit ilk olarak, Alevi olan insan hakları savunucusu doktor Rasha Al-Ali’ye dönük katliamdan söz ederek, Alevilere yönelik sistematik saldırıların Türkiye’de yaşayan Alevileri de kaygılandırdığını belirtti. Gülistan Kılıç Koçiyiğit, “Suriye'de Esad rejimi yıkıldı ama ne yazık ki orada yaşayan halklara, inançlara yönelik kırım devam ediyor. Son olarak,  Hama'nın El Enze köyünde 1'i çocuk, 5 yurttaş, HTŞ'ye bağlı silahlı gruplar tarafından katledildi. Yine, Suriye'nin Humus kentinde insan hakları savunucusu ve akademisyen olan  Doktor Rasha Al-Ali'nin kaçırıldığı ve katledildiğine dair bilgiler var. Bu bilgi henüz teyit edilmemiş olsa da işkence edildiği kamuoyuna yansıyan bazı bilgiler var. Şimdi, Alevilere yönelik bu sistematik ayırımcılığın Türkiye'de yaşayan Alevileri de kaygılandırdığını ve bu ülkede yaşayan Aleviler olarak aslında güvercin tedirginliğinde yaşamımızı sürdürmeye çalıştığımızın da altını çizmek istiyorum. Özellikle HTŞ'nin Suriye'de yönetimi ele geçirmesiyle beraber Türkiye'de de Alevilere yönelik çokça nefret suçu içeren paylaşımlar yapıldığını, Alevilerin hedef gösterildiğini görüyoruz. Bu konuda hâlihazırda hiçbir yetkili merciin de harekete geçmediği bir açık. Aleviler tarih boyunca susmadılar, asla diz çökmediler; çokça katliam yaşadılar, çokça acı yaşadılar ama ne inançlarını ne yollarını ne de itikatlarını terk etmediler. Ben bu vesileyle Suriye'deki bütün Alevi canların yanında olduğumuzu da ifade etmek istiyorum” dedi.
 
‘Talha bebek 8 aylıktı annesi ve babası Tişrîn'de  SİHA'lar tarafından katledildi’
 
Tişrîn Barajı'na yönelik sivil katliamlarında sürdüğünü ifade eden Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Kobanê'nin hedef gösterilmesi SMO çeteleri eliyle -ki içerisinde birçok ülkeden yabancı savaşçı olduğunu biliyoruz- Kürtlerin topraklarının işgal edilmek istenmesini, Bave Teyar, Cihan Bilgin ve Nazım Daştan gibi gazetecilerin katledilmesini kınadığımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Talha bebek 8 aylıktı, annesi ve babası Tişrîn'de SİHA'lar tarafından katledildi ve Talha hem öksüz kaldı hem yetim kaldı. Şimdi, burada her gün Filistin meselesi üzerinden sivil katliamları kınayanlara da bir çağrı yapmak istiyorum: Gazze'de ölenler, Gazze'de yaşamını yitiren siviller insan da, Tişrin Barajı'nda yaşamını yitiren sivilleri neden görmüyorsunuz, oradaki sivil katliamına neden sessiz kalıyorsunuz, neden İHA'larla, SİHA'larla halklarımızı katlediyorsunuz sorusunu da buradan sormak istiyorum ve Türkiye'yi derhâl bu çeteleri Kürtlerin topraklarına, halkların topraklarına saldırtma girişiminden geri adım atmaya davet ediyorum” diye konuştu. 
 
‘AKP hükümetine soruyoruz ne yapmaya çalışıyorsunuz’
 
“Bakın, az önce bir haber düştü, yine Türkiye'nin SİHA'ları Kobanê'nin Sırrın ilçesinde bir pazar yerini vurmuş ve 6 sivil insan yaşamını yitirmiş. Şimdi, soruyoruz, AKP Hükûmetine buradan sormak istiyoruz: Ne yapmaya çalışıyorsunuz? Kürtlerin yaşam alanlarını bombalayarak, sivil insanları, masum insanları katlederek, yukardan bombalar yağdırarak ne yapmaya çalışıyorsunuz?  Barışı böyle mi inşa edeceksiniz? Kürt-Türk kardeşliğini böyle mi inşa edeceksiniz” diyen Gülistan Kılıç Koçyiğit devamında şöyle konuştu: “Bu, savaş hukukuna göre suçtur. Savaşta bile sivil yerleşim yerleri bombalanamaz, yaşam alanları bombalanamaz, sivil insanlar hedef alınamaz. Nasıl bir pazar yerine bomba atarsınız, nasıl sivil insanların üzerine bomba yağdırırsınız? Günlerdir orada insanlar katlediliyor; burada, bu Meclisten tek bir kişi ses çıkarmıyor. Böyle olabilir mi? Böyle, Kürt'ün başına vura vura, bomba yağdıra yağdıra burada tarihsel Kürt-Türk ittifakını nasıl inşa edeceksiniz ya? Orada yaşamını yitirenler bizim insanlarımız, bu ülkede yaşayan milyonlarca insanın kardeşi;   bombayı bize yağdırıyorsunuz, bize! Ha beni vurmuşsun ha oradaki Elif'i vurmuşsun ya? Ne farkı var? Ama yok, dinleyen yok, anlayan yok. Biz bunu kınıyoruz, bu bir insanlık suçudur, bu savaş suçudur ve ne olursa olsun bunu Türkiye'nin durdurması gerekiyor. Kobanê'deki Kürtler de Suriye'deki Kürtler de düşman değildir, bunu anlayın artık; bir güvenlik tehdidi değildir. Sivilleri bombalamaktan vazgeçin, yaşam alanlarını bombalamaktan vazgeçin.”
 
Gazeteciler hakikatleri ulaştırdıkları için hedef alınıyor
 
Devamında ise özgür basına dönük saldırılara değinen Gülistan Kılıç Koçyiğit “Son günlerde özellikle özgür basına yönelik çok ciddi bir saldırı girişimi var. Her gün gazeteciler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Temel nedeni, yaptıkları haberler ve halka hakikati ulaştırmış olmaları. Dicle Fırat Gazeteciler Derneğinin 2024 Yılı Raporu'na göre 26 gazeteci tutuklanmış, 43 gazeteci cezaevinde, 79 gazeteci tehdit edilmiş ve 5.260 habere erişim engeli gelmiş, gazetecilere  toplam yüz elli yıl ceza verilmiş. Türkiye 2024'te Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke arasında 158'inci sırada; şimdi, 2025'te son sıraya gitmeyi hedefliyor anladığımız kadarıyla. Bu anlamıyla, 17 Ocakta özellikle evleri basılan ve gözaltına alınan gazetecilerin yaptıkları haberler nedeniyle gözaltına alındıklarını, tutuklandıklarını biliyoruz. Yine, Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in resimlerini taşıdıkları için protesto eyleminde gözaltına alınıp tutuklanan basın emekçisi arkadaşlarımız var. Buradan da onları selamladığımızı, onların mücadelesinin yanında olduğumuzu, özgür basının asla kalemini yere düşürmeyeceğimize olan inancımızla hakikatin susmayacağını ifade ediyorum ve AKP'yi de bu baskı politikalarına derhâl son vermeye davet ediyorum” diye konuştu.