Abdullah Öcalan çözümü gösteriyor!
- 09:01 28 Ocak 2025
- Güncel
HABER MERKEZİ- PKK Lideri Abdullah Öcalan ile DEM Parti Heyeti’nin görüşmesinin ardından, çözüm için Meclis’i işaret etmesi ancak AKP iktidarının her hangi bir adım atmaması tartışılıyor. Abdullah Öcalan’ın 2013’teki görüşmelerde ortaya koyduğu yasal, anayasal çerçeve, yerel yönetimler ve anadil konuları ise bu gün de çözümün nasıl olacağına işaret ediyor.
PKK Lideri Abdullah Öcalan, İmralı Adası’nda tutulduğu ağır tecrit koşullarında yıllar sonra 23 Ekim 2024 tarihinde yeğeni Ömer Öcalan ile aile görüşü gerçekleştirdi. Ardından 28 Aralık 2024’te Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder ile görüştü.
İlk görüşme
Görüşmede Abdullah Öcalan, Kürt sorununun çözümünün nasıl olabileceğine dair 7 maddeden oluşan bir çerçeve ortaya koydu. “Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi bir sorumluluk olduğu kadar tüm halklar için de kader belirleyici bir önem ve aciliyet kazanmıştır” diyen Abdullah Öcalan kendisinin pozitif katkı sunmaya hazır olduğunu belirterek Meclis başta olmak üzere siyasi partilerin rol alması gerektiğine işaret etti.
İkinci görüşme
DEM Parti Heyeti, ardından Meclis’de temsil edilen tüm siyasi partilerle ve bazı cezaevlerinde görüşmeler yaparak 22 Ocak’ta yeniden İmralı Adası’na giderek Abdullah Öcalan ile ikinci görüşmeyi gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından yapılan açıklamada Abdullah Öcalan’ın çözüm için çalışmalarını kapsamlı bir şekilde sürdürdüğü belirtildi.
Demokratikleşme zemini
Abdullah Öcalan’ın hazırlıklarını yaptığı çözümün de demokratikleşme zeminini oluşturmak olarak yansıyan görüşme içeriğinde “Hem Türkiye’yi hem Suriye’yi hem de Irak’ı hatta İran’ı kurtaracak tek çözüm, tüm halklarla barışarak demokratikleşme zeminini oluşturmak. İran’ı dahi kurtaracak tek çözüm budur” vurgusu yapıldı.
Meclis, yasal-anayasal çerçeve
Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununu çözme çabalarına ilişkin ortaya koyduğu perspektif doğrultusunda başta Meclis’in rol alması, komisyon kurulması ve ardından da yasal ve anayasal çerçevenin oluşması gerektiği öne çıkıyor.
AKP adım atmış değil
Abdullah Öcalan’ın çözüme dair ortaya koyduğu çerçeve, görüşülen siyasi partilerin de Meclis konusunda önemli bir ortaklaşmayı ortaya koymuşken AKP her hangi bir adım atmış değil. AKP adım atmadığı gibi söylemlerini, dilini değiştirmiş değil. Kürt halkı ve demokratik kamuoyu AKP’nin bu yaklaşımına tepkili.
2013-2015 sürecinde de Abdullah Öcalan çözümü gösterdi
İmralı’da yapılan görüşmelerin ardından Kürt sorunu daha yoğun bir şekilde tartışılırken, Abdullah Öcalan’ın 2013-2015 yılları arasında devletle yaptığı görüşmeler de çözümden yana olduğunu, çözüm için de Meclis, yasal-anayasal çerçevelere dikkat çektiği yeniden gündeme geldi.
Abdullah Öcalan 18 Mart 2013 tarihinde İmralı’ya giden heyetle yaptığı görüşmede Meclis’te komisyon kurulmasının yanı sıra yasal ve anayasal çerçeveye ilişkin önemli noktalara işaret etmişti.
Görüşmede 1921 yılında Türkiye’nin ilk kurucu anayasasına dikkat çeken Abdullah Öcalan, uzun bir anayasaya da gerek olmadığını belirtiyor ve dünyadaki örneklere işaret ediyor. Adbullah Öcalan, “Uzun bir anayasaya da gerek yok aslında. Sadece Türkiye gibi ülkelerde var böyle anayasalar. İngilizlerinki yazılı bile değil. Amerikalılarınki 12-18 maddedir. Uzun uzun her şeyi anayasaya yazmak anayasayı yönetmeliğe çevirir” diyor.
Kültürel varlık vurgusu
Anayasanın içeriğine ilişkin de görüşlerini “Devlet üyeliği ile ulus üyeliği ayrıdır. Vatandaşlık devlet üyeliğidir, orada etnisite yoktur, ulus üyeliği etnisiteyle ilgilidir” diyerek kültürel varlığa dikkat çekiyor Abdullah Öcalan. “Türkiye’nin bütünlüğü çerçevesinde tarihten miras kalan milletleri zenginlik olarak kabul ediyoruz” diyen Abdullah Öcalan, “Bölgesel ve toplumsal kültürler (inançları, Aleviliği vb. kastediyorum) kendini ifade etme, örgütleme, dayanışma hakkına sahiptir” sözleri ile çerçevesini belirliyor.
Yerel yönetimler
Anayasa için bir diğer önerisinin de bölgelere ve kültürlerin kendi geleceklerini belirleyebilmelerinin önemli olduğunu belirten Abdullah Öcalan, yerel yönetimlere ilişkin reformlara da dikkat çekiyor. Abdullah Öcalan, şunu diyor konuya ilişkin: “Bunlar anayasada olmalı, bununla birlikte yerel yönetimler reformu da yapılmalı. Bu şekilde yerel meclislerin ekonomi, yerel güvenlik, eğitim, kültür, sağlık vb. konularda söz hakkı olmalı.”
Anadil
Yerel yönetimlere ilişkin dikkat edilmesi gereken hususların aynı zamanda ana dil sorununu da çözeceğinin altını çizen Abdullah Öcalan, “İşte anadilde eğitim de bu şekilde çözülür. Anadilde eğitim işte yerel yönetimin yetkisine bırakıldı mı, onu sen çözersin zaten. Biz Türkçeden vazgeçmeyelim, ama anadilimizden de asla vazgeçmeyeceğiz. Bu konular da böyle anlaşılsın” diyor.