ANKARA - TMMOB'un 6’ncı Kadın Sempozyumu’nda bir araya gelen kadınlar, "Türkiye’de eğitimde fırsat eşitsizliği yaygın, işgücüne katılım düşük, kayıt dışı istihdam ve ücretsiz aile işçiliği çok yaygın. Dolayısıyla çalışabilen kadınlar da çok kötü koşullarda çalışıyor. Bu da kadınların gelir ve zaman yoksulluğunu arttırıyor” diyerek emek sömürüsü ve hak gaspına karşı örgütlenmenin önemine vurgu yaptı. 

 

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin (TMMOB) 6. Kadın Sempozyumu, “Diren, örgütlen, değiştir” şiarıyla Makine Mühendisleri Odası (MMO) Eğitim ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. 

 

Sempozyumun ilk oturumunda söz alan avukat Ezgi Sürer, kadın katliamlarına değimdi. Ezgi Sürer, "İktidar kadın haklarına saldırdıkça idam ve hadım gibi sesler yükseliyor. Ancak var olan yasal gereklilikler bile uygulanıyor olsa kadın cinayetleri önemli ölçüde azalacak. Koruyucu ve önleyici önlemlerin alınması bile faillerin kadınlara yaklaşmasını önleyebilirken biz televizyonlarda kadın cinayetleri haberlerini almaya devam ettik" dedi. 

 

İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi avukat Yelda Koçak, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde önemli bir yere sahip olan 6284 sayılı kanunun uygulanmasında eksikliklerin olduğunu kaydetti. Yelda Koçak, Nahide Opuz Davası'na işaret ederek, Türkiye’nin yaşam hakkının korumadığı için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) mahkum edildiğini hatırlattı. 

 

Mücadele vurgusu

 

Kadın istihdamının nüfus politikalarıyla ilişkisine dair sunum yapan Doçent Doktor Selin Pelek, kadınların istihdam oranının düşük olduğunu, buna rağmen en alt ücreti aldıklarını söyledi. Selin Pelek, bu duruma karşı bir mücadele hattının oluşturulması gerektiğini kaydetti. 

 

Prof. Dr. Selcen Öztürk, kadınların ev içi işlerini ücretsiz yaptığını, bunu yaptıkları sırada hem maddi yoksulluk hem de zaman yoksulluğuyla karşı karşıya kaldıklarını ifade etti. Selcen Öztürk, "Türkiye’de eğitimde fırsat eşitsizliği yaygın, işgücüne katılım düşük, kayıt dışı istihdam ve ücretsiz aile işçiliği çok yaygın. Dolayısıyla çalışabilen kadınlar da çok kötü koşullarda çalışıyor. Bu da kadınların gelir ve zaman yoksulluğunu arttırıyor” ifadelerini kullandı. 

 

‘Kadın temsiliyeti azalıyor’

 

Sonraki oturumda konuşan Bilgisayar Mühendisleri Odası (BMO) Kadın Komisyonu üyesi Melek Bar Elmas, "google translate" uygulaması ile Apple klavyesinde mesleklere dair cinsiyetçi cevaplar verildiğini örneklerle açıkladı. Melek Bar Elmas, yapay zekanın cinsiyetçi bir dile sahip olanlar tarafından üretildiğini söyledi. 

 

Melek Bar Elmas, şöyle konuştu: "Kadınların, evde yaptıkları işlerin sokaktaki maddi karşılığını anlaması gerekiyor. Sokakta çay ve pilav satış fiyatına bakarak, kadınların ev içi emeğini anlayabiliriz. 40 yaşını aşan kadınlarla erkekler arasındaki maaş farkı yüzde 26. Yaşlandıkça kadınları değersizleştiriyorlar. Unvan yükseldikçe kadın temsiliyeti de azalıyor."  

 

‘Her 5 yöneticiden sadece 1'i kadın’

 

Prof. Dr. Gülay Toksöz, TÜİK verilerine göre ev işlerinin yüzde 80'ni ve çocuk bakımının yüzde 90’ını kadınların üstlendiğini söyledi. Gülay Toksöz, "Her 5 yöneticiden sadece 1'i kadın. Ücretlere ilişkin yapılan çalışmalara göre ise doğum yapan kadınların erkeklere göre ücret bakımından yüzde 29 azalış görülüyor. Doğum sonrası hem kadın hem erkeğin daha değişebilir saatlerde çalışabiliyor olması ve kreş hakkının güvenceye alınması gerekiyor” dedi.

 

'Var olmaktan vaz geçmeyeceğiz'

 

Sempozyumun son oturumunda “TMMOB 70’inci yıl kadın örgütlenmesi” başlığında sunum yapan Hanze Gürkaş, 2009 yılında ilk kez düzenlenen “TMMOB Birinci Kadın Kurultayı” ile birlikte kadınların meslek odaları içinde örgütlenme çalışmalarını kurumsallaştırdıklarını söyledi. Hanze Gürkaş, "2017 Sempozyumu’nda ‘OHAL’de kadınız’ dedik ama günümüzde OHAL koşulları devam ediyor. Aynı sorunları konuşuyoruz. Ama mücadelemiz de devam ediyor. Onlar haklarımıza saldırmak ve eşitsizlikten vazgeçmediler. Biz de var olmaktan vazgeçmeyeceğiz. Örgütleniyoruz, direniyoruz, değiştiriyoruz" dedi. 

 

Oturumların ardından "Kadın ve Demokrasi" başlığında forum düzenlendi.