‘Tutsaklara para göndermek suç değil’

  • 09:01 9 Nisan 2024
  • Güncel
 
Pelşin Çetinkaya
 
SÊRT - Bir tutsağa para yatırması gerekçesiyle 75 yaşındaki Hatice Yıldız’ın tutuklanmasına tepki gösteren kadınlar, yapılan bu hukuksuzluğu kabul etmediklerinin ve Hatice’nin yanında olduklarının altını çizdi.
 
Cezaevlerinde tutsaklara yönelik uygulanan tecrit politikası, tutsak yakınları için de bir işkence yöntemine dönüşüyor. Özellikle tutsakları cezaevlerinde yalnızlaştırmak amacıyla son yıllarda tutsaklara para yatıranların hedef alınarak tutuklanması, tecridi derinleştiren yöntemlerden biri. İstanbul’un Esenyurt ilçesinde 75 yaşındaki tutsak annesi Hatice Yıldız’a, cezaevinde bulunan kızına ve kızının koğuş arkadaşına para gönderdiği gerekçesiyle hakkında “örgüte finansman sağlamak” iddiasıyla açılan davada 3 yılın sonunda 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi. Kararın istinafta onanması sonrası polisler, 22 Mart günü yüksek tansiyon, göz, bel fıtığı ve omurga eğriliği gibi birçok sağlık sorunu bulunan Hatice’nin evine gitti. Fenalaşan Hatice, sedye ile evden zorla çıkarıldı. Ambulansla önce hastaneye daha sonra adliyedeki işlemlerin ardından Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne götürülen Hatice için Sêrt’teki (Siirt) kadınlar çağrıda bulundu.
 
‘Hatice Yıldız’ın tutuklanması zulümdür’
 
Hatice’nin tutuklanmasının hakaret niteliğinde olduğunu söyleyen Tutuklu Aileleri Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) Sêrt Temsilcisi Aslıhan Çeprak, “Biz Hatice Yıldız’a yapılanları asla kabul etmiyoruz, kınıyoruz ve ayıplıyoruz. Bu bir zulümdür. Ayrıca Kürtlere hakaret ediliyor. Kim olsa kızına para gönderir. Buradan yapılan şey kadına büyük bir hakarettir de aslında. Biz bu hakareti kabul etmiyoruz. Kadınlarının önünün kapatılmasını da istemiyorum. Bizim üzerimize yapılan zulme susarsak bu zulüm iki katına çıkar. Bu yüzden yapılan bu zulmü kabul etmiyoruz. Kanımızın son damlasına kadar Hatice annenin yanındayız” sözlerine yer verdi.  
 
‘Tutsağa para göndermek suç değil!’
 
Devletin baskısı altında olduklarını ve Kürt halkına zulmedildiğini söyleyen Halime Güçlü de Hatice’yi tutuklama kararını kabul etmediklerinin altını çizdi. Hatice, “Biz tabi ki de çocuklarımıza para göndereceğiz. Bu suç değildir. Biz bakmazsak çocuklarımıza kim bakacak? Neden o kadın şu an hapiste? Benim çocuğum da 3 yıldır cezaevinde tek başına hücrede. Kürt diye, kendi diliyle konuştu diye onu tutukladılar. Benim çocuğum suç teşkil edecek ne yaptı? Biz de her insan gibi haklarımızı istiyoruz. Benim şu an param olsa cezaevindeki oğluma ben de gönderirim. Bir kişi cezaevindeki kişiye para gönderdi diye suçlu olamaz. Biz bu durumu kabul etmiyoruz” dedi.
 
‘Devlet yalan dolandır!’
 
“Biz yakınlarımıza para gönderdiğimizde bizi cezaevine mi gönderecek” sorusuyla tutuklamaya tepki gösteren Barış Annesi Vetha Kaçar, Hatice’nin arkasında olduklarını vurguladı. Vetha, “O da bizim gibi bir anne. Devlet hakiki değil, yalan dolandır. Devlet hem dışarıdaki hem de cezaevlerindeki halkımıza zulmediyor. Cezaevindeki tutsaklarımız açlık grevine başladı. Genç, çocuk ve yaşlı herkesi cezaevine atıyorlar. Bu yapılan doğru bir iş değil. Buna bir çare bulunması lazım. Biz barışı istiyoruz, ölüm istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘Kürt olduğumuz için suç sayılıyor’
 
Cezaevlerindeki tutsakların aç ve susuz bırakıldığına değinen Barış Annesi Kumru Kaçar da, “Çocuklarımızı cezaevlerine atıyorlar. Kürt olduğumuz için, yakınlarımıza para gönderiyoruz diye suç sayılıyor. Biz çocuklarımıza para göndermeye mecburuz. Biz göndermezsek kim gönderecek? Köylerimizi boşalttılar, bizi kovdular. Bizi cezaevine atıyorlar. Biz toprağımızın, kimliğimizin derdindeyiz. Biz kendi kimliğimizi istiyoruz. Bu durumu da asla kabul etmiyoruz, etmiyoruz” şeklinde konuştu.