92 yaşında insan hakları aktivisti anlatıyor…Ne Platon ne Aristo

  • 09:01 17 Temmuz 2024
  • Dosya
 
 
Melek Avcı
 
ANKARA-Britanya İmparatorluk Nişanı sahibi Margaret Owen, yılları devirdiği insan hakları mücadelesinde ilham kaynağını şöyle açıkladı: “Kendisi gerçekten de zamanımızın en önde gelen seçkin siyaset teorisyenlerinden biridir. Öğretilerinin benim üzerimde derin bir etkisi olmuştur.”
 
Abdullah Öcalan, 25 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulurken, İmralı kapılarını aralayıp oradan dünyaya sızıyor düşünceleri. Bu düşünceler Rojava’da hayat bulurken, demokrasi ve insan hakları savunucuları kapitalist sistemin ağ gibi sardığı ve nefes aldırmadığı ülkelerinde okumak için kitapçılarda onu arıyor; ne Platon ne de Aristo…
 
Tek bir soru yönelttik ve tüm paradigmasını harmanlayıp akıllarında olan “Onu” 21.yüzyılın ve gelecek diğer yüzyılların deneyimiyle anlattılar: PKK Lideri Abdullah Öcalan zamanında ne demişti, neyi anlatmıştı ve şimdi ne oldu, gerçekleşen ne? Britanya İmparatorluk Nişanı Sahibi, insan hakları savuncusu Avukat Margaret Margaret Owen, “Ne Platon, ne Aristo, ne Konfüçyüs, ne Musa, ne İsa, ne Muhammed, ne Gandi, ne de Mandela adil ve demokratik bir toplumun temel yapı taşlarından birini Öcalan gibi anlamış ve konuşmuştur” diye başlıyor anlatmaya. 
 
Gelmiş geçmiş en seçkin düşünür
 
“92 yaşında deneyimli bir İngiliz insan hakları aktivisti, feminist aktivist olan benim için Sayın Abdullah Öcalan'ın yazıları, felsefesi ve vizyonu dünyadaki her siyasi lider için zorunlu ders olmalıdır.  Ve onun parlak “hapishane yazıları" her okul ve üniversitenin müfredatında yer almalı; her bir yazı tarih, ekonomi, hukuk, toplumsal cinsiyet çalışmaları ve siyaset bilimi derslerinde referans gösterilmelidir. Ne zaman ve nerede konuşmam istense -çoğunlukla toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları bağlamında olur bu-  çatışmaların çözümü, barışın inşası ve yeniden inşası konularında dinleyicilere Sayın Abdullah Öcalan'ın kim olduğunu bilip bilmediklerini sormakla başlıyorum.  Bazen bu kadar az elin kalkması beni hayrete düşürüyor.  Çünkü Öcalan benim için dünyanın gelmiş geçmiş en seçkin düşünürlerinden biridir ve eğer gezegenimizi hepimiz için güvenli bir yer olarak görmek istiyorsak onun sesine kulak vermeliyiz.
 
Kadın hareketinin ilham kaynağı
 
Ne Platon, ne Aristo, ne Konfüçyüs, ne Musa, ne İsa, ne Muhammed, ne Gandi, ne de Mandela adil ve demokratik bir toplumun temel yapı taşlarından birini Öcalan gibi anlamış ve konuşmuştur.  Dünya tarihinde, kadınların güçlendirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği kıyıda köşede süslü bir köpük parçası değil de merkezde olmadıkça adil ve özgür bir toplum olamayacağını anlayan ve ilan eden ilk ve tek erkek liderdir.  Kadın bilimini ya da Jineoloji'yi başlatan ve Avrupa merkezli, Avrupa ve Batı feminist geleneklerinden çok farklı olan Kürt Kadın Devrimci hareketinin arkasındaki ilham kaynağı odur. Çok sayıda kitabında insan ırkının tarihini 5 bin yıl geriye, Sümerlere, avcı ve toplayıcı olduğumuz zamanlara kadar izlediği için kitapları beni derinden etkiledi. Yerleşimci ve toprak sahibi olduğumuz andan itibaren kapitalizmin ve ataerkilliğin doğuşunu, ulus devletlerin ve imparatorlukların gelişimini ve bununla birlikte silahlı çatışmaların, ırkçılığın ve kadın düşmanlığının ortaya çıkışını anlatıyor.
 
Tecride susan ülkemden tiksiniyorum
 
Türkiye tarafından 25 yılı aşkın bir süredir İmralı Adası'nda hukuka aykırı bir şekilde hücre hapsinde, işkence koşulları altında tutulan bu son derece sıra dışı adamın özgürlüğü için elimden geldiğince yalvaran ve protesto eden tutkulu bir savunucu olmama şaşmamalı kimse.  Uluslararası toplumun, BM'nin ve özellikle de Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi'nin onun serbest bırakılmasını sağlamadaki başarısızlığından dolayı derin bir utanç duyuyorum. Dahası, kendi Birleşik Krallık hükümetimin ve hatta İşçi Partisi'nin sessiz kalmakla kalmayıp, Erdoğan'ın Kürtlere yönelik soykırımını, ona silah satarak, bu caniyle ticari anlaşmalar yaparak ve onu açıkça bir "dost ve müttefik" olarak görerek aktif bir şekilde desteklemesinden tiksiniyorum.
 
Dünyanın ona daha önce hiç bu kadar ihtiyacı olmamıştı: Savaş tırmanıyor
 
Dünyanın Öcalan'ın sesine kulak vermeye daha önce hiç bu kadar ihtiyacı olmamıştı.  Onun adil, özgür ve demokratik toplum modeli dünyanın her ülkesi için uyarlanabilir ve uyarlanmalıdır, özellikle de gezegenimizin risk altında olduğu ve insan ırkının tüm çatışmaları bir kenara bırakıp gezegeni kurtarmak için bir araya gelmesi gerektiği şu günlerde.  Ekoloji her zaman Öcalan'ın kaygılarının ön saflarında yer almıştır.Ancak Reber Apo'nun tutuklanmasının 25. yıldönümünde yazdığım gibi, soykırım daha da şiddetlenerek devam ediyor. Suriye'nin kuzey doğusundaki Rojava, Irak'ın kuzeyindeki Yezidilerin ata toprakları olan Sincar korkunç saldırılar altında. Erdoğan'ın güçleri, Kürtlerin ve Yezidilerin zalimlerinden kaçarak sığındıkları mülteci kamplarını hedef alarak kimyasal silah kullanıyor. Ve Türkiye'de Kürt siyasetçiler, kadın aktivistler, gazeteciler, hatta öğrenciler aşırı kalabalık hapishaneleri dolduruyor, bağımsız yargı olmadığı için adalet umudu yok ve Öcalan'ın avukatları bile tutuklandı, terörizmi desteklemekten yargılandı ve yıllarca hapis cezasıyla karşı karşıya kaldı.
 
Tüm dünyanın duyduğu ‘Jin, Jinyan, Azadi’ sloganını bulan Öcalan'dı!
 
Barışa sadece Orta Doğu'da değil her yerde şiddetle ihtiyaç duyuluyor. Kadınlar bu korkunç savaşların yükünü taşıyor, ancak çatışmaya karar veren ya da nihayetinde barış yapmayı kabul eden karar alma organlarında neredeyse hiç temsil edilmiyorlar.  Öcalan, demokratik toplum için kadınların rolünün önemini anlamaktadır. Kadınların "birinci sınıf, ulus ve koloni" olduğunu yazar. Sömürgecilik karşıtı mücadele kadınların özgürlüğü ve kurtuluşu ile başlamalıdır.  “Jin, Jinyan, Azadi” sloganını bulan Öcalan'dı! Kadın, yaşam, özgürlük sloganını ortaya atan Öcalan'dı ve bu slogan daha sonra Eylül 2022'de Tahran'da Mahsa Amini'nin ahlak polisi tarafından öldürülmesine karşı yapılan protestolarda tüm dünyada yüksek sesle ve net bir şekilde çınladı.
 
Dünya liderlerine fikirleri bir derstir
 
Kendisi gerçekten de zamanımızın en önde gelen seçkin siyaset teorisyenlerinden biridir. Öğretilerinin benim üzerimde derin bir etkisi olmuştur.  Hapishanede 13'ten fazla kitap yazdı, kapitalizme, devlete yönelik eleştirileri çok parlak.   Uluslararası toplum neden bu kadar sessiz?  Ve hepimiz onun serbest bırakılmasını sağlamak için ne yapabiliriz? Ki bu olmadan barış olamaz ve dünya liderlerinin onun fikirlerinden ders almasını ve her yerdeki insanların onun varlığını ve neyi savunduğunu bilmesini sağlayabiliriz.”
 
Yarın: Fikirlerin yaşama geçmesi için büyük bir iştah yarattı