Tarım Mitinginde ‘Ekmek ve Adalet’ kampanyası deklare edildi

  • 20:57 19 Temmuz 2024
  • Emek/Ekonomi
MÊRDÎN - “Ekmek ve Adalet” kampanyasının deklare edildiği Tarım Mitingi’nde “DEDAŞ Dehak olmuş. Dehak bir zamanlar Kürtlerin canına düşmüştü. Kürtlerin kanını canını alıyordu. Şimdi elektriği keserek diyaliz makinasına bağlı insanların canını alıyor. Bu DEDAŞ terörünü bitirmek için her Kürdün Kawa gibi mücadele etmesi, partisine, kampanyasına sahip çıkması gerekiyor” denildi.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesi otogar meydanında “Ekmek ve Adalet” kampanyasını deklare edeceği “Tarım Mitingi” düzenledi. Mitinge DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ile DEM Parti milletvekilleri, Barış Anneleri Meclisi, Tevgera Jinên Azad (TJA), DEM Parti Gençlik Meclisi, sivil toplum örgütlerinin yanı sıra çok sayıda çiftçi ile yurttaş katıldı.
 
‘Kurdistan faşizme mezar olacak’
 
Mitingte, “Sermayedarı değil çiftçiyi koru”, “Sizden elektrik alamadık”, “Tarımsal üretim üreten çiftçi mümkündür”, “Tohumu, toprağı, suyu koru”  yazılı dövizler taşındı. Mitingte sıklıkla “Bîjî Serok Apo”, “Şehit namirin”, “Bîjî berxwedana zindanan”, “Kurdistan faşizme mezar olacak”  sloganları atıldı.  
 
7’den 70’e yüzlerce kişi şarkılar eşliğinde halaylar çekerek mitingin başlamasını bekledi.
 
Miting özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Ardından tertip Komitesi adına söz alan Abidin Unay, kitleyi selamladı.
 
‘Çiftçilerin alın terini yerde bırakmayacağız’
 
Çiftçiler adına konuşan Şükran Aktaş, yaşadıkları sorunları anlatarak, “Çiftçilerin alın terini yerde bırakmayacağız. 13-14 saate varan elektrik kesintileri yapılıyor. Yaklaşık 20 yıldır bu derdi çekiyoruz. Sürekli eşitlikten yana olduğumuzu ifade ediyoruz. Ama bu durumu bölge olarak sadece biz yaşıyoruz. Elektrik kesintilerinden dolayı emeklerimiz heba oluyor” dedi.
 
‘Bize hırsız diyorlar asıl hırsız sizsiniz’
 
Ardından söz alan Qoser Çiftçiler Derneği Başkanı Mikail Erbey, “Gönül isterdi ki bugün burada başka bir sorun konuşuyor olalım. 21’nci yüzyılda hala burada elektrik kesintileri yaşanıyor. Yapılan şey, çiftçiyi ve insanları canından bezdirmektir. Cumhurbaşkanı, siz değil miydiniz ‘Bir karış toprağı boş bırakmayın’ diyen. Biz de bir karış toprağımızı bile boş bırakmadık. Özel şirket DEDAŞ, çiftçiyi canından bezdirdi. Saatlerce elektrik kesintisi ne demek? Kör müsünüz, sağır mısınız? Görmüyor musunuz? Öfkeliyiz, konuşmak istiyoruz. Artık bu sorunun bitmesi lazım. Kendi topraklarımızda üretim yapıp 81 ile göndermek istiyoruz. Kendi paramızla aldığımız trafomuzu söküp alıyorlar. Bize hırsız diyorlar. Asıl hırsız sizsiniz. Bu halkın emeğini çalan sizsiniz. Bu sorun tüm Türkiye’nin sorunudur. Hakkımızı helal etmiyoruz” diye vurguladı.
 
‘Sistemden hesap sormak için buradayız’
 
Sonrasında konuşan Mêrdîn Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Devrim Demir,  yoksulluk politikalarını değerlendirerek, “Biz bu sistemden hesap sormak için, emeğimizin karşılığını almak için buradayız. Bizi yoksullaştıranlardan hesap sormak için buradayız. Emeğimizi yok sayan politika üzerinden var olmaya çalışıyorlar. Önce toprağımızı boşaltmak istiyorlar. Sonra toprağımızı verimsiz kılmaya çalışıyorlar ve göçün yolunu açıyorlar. Bizi göçe zorlayarak sermayelerini katlamak istiyorlar. Ancak bu politikalara izin vermeyeceğimizin sözünü veriyoruz. Emeğimiz üzerinden kendini var kılmaya çalışanlara karşı elimizden geleni yapacağız. Verimli olan Mezopotamya topraklarında bugün verim yüzde 20’ye kadar düştü. Bu politikalara karşı halkımızın yanında olacağız. Burada en büyük sorunlardan biri su biri de elektriktir. Sistem oyunlarını oynayarak aramızda sorun yaratmaya çalışıyorlar. Bu konuda halkın duyarlı olması gerekir. Bu kirli politikalara izin verilmemeli Toprağımızı savunacağız” ifadelerini kullandı.   
 
‘Onlara daha büyük bir cevap vermek için mücadele edeceğiz’
 
Son olarak konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Siz mücadelenin merkezlerinden birindesiniz. Yıllar önce Mardin, Kızıltepe’de aramızda olan onlarca arkadaşla yine mücadele ediyorduk. Kahramanların, yiğitlerin diyarı olan Kızıltepe’den size seslenmekten gurur duyuyoruz. Türkiye’de ciddi bir ekonomi sıkıntısı var. Bir taraftan ciddi bir yoksulluk var. İki kelime konuştuğumuz Kürtçe’ye hala bilinmeyen dil deniyor. Özgürlük desen hiç yok. Selahattin Demirtaşlar, Figen Yüksekdağlar, Ayşe Gökkanlar ve binlerce yoldaşımız cezaevinde. Türkiye’nin kısa özetini yapacak olursak, ekmek yok, adalet yok. Bu tablonun sorumlusu AKP iktidarıdır. Türkiye’yi yönetemeyen ve ülkeyi yoksullaştıranlara halk, sandıkta cevap verdi. Ancak hala zulme, baskıya devam ediyorlar. O zaman biz de onlara daha büyük bir cevap vermek için mücadele edeceğiz. Cezaevindeki arkadaşlarımızı özgürleştirmek, dilimizi özgürce konuşmak için mücadele edeceğiz. Bugün daha çok Ekmek ve Adalet kampanyası üzerinden konuşacağım. Ekmek dedik, neden? Milyonlarca emekçimiz geçinemiyor, çocuklarını okutamıyor. Milyonlarca insanımız işsiz. Göç yollarında ya canlarını yitiriyorlar ya da düşük ücretlere çalışmak zorunda kalıyorlar” dedi.
 
‘Onlarda savaşa, saraya ve sermayeye rant sağlamak var’
 
İktidarın ekmeğin düşmanı olduğunun altını çizen Tuncer, “Bunlar bizim ekmeğimizi çalanlar. Diğer yandan adalet yok. Kürtler on yıllardır adalet arıyor. Aleviler adalet arıyor. Adalet arayanlar cezaevine giriyor. Kadınlar katlediliyor. Her gün cezaevinden arkadaşlarımızın cenazelerini alıyoruz. Bu ülkenin ekmek karnesinden memnun musunuz? İnsanlar bu topraklarda geçinebiliyor mu? Bir gün bizim yaşadığınız gibi siz yaşayın da siz şükrederseniz biz de şükredeceğiz. Tarımda da büyük bir kriz var. Bu krizin en büyük aktörleri AKP ve MHP’dir. Onlarda savaşa, saraya ve sermayeye rant sağlamak var. O zaman hep birlikte bunlara dur demeliyiz. Bu ülkede gelirin büyük oranı savaşa gidiyor. Bu iktidarın tek bir programı var; Kürt’ü yok etmek, yok saymak, aç bırakmaktır” ifadelerini kullandı.
 
Kürt sorununa vurgu
 
Tuncer sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“Kürt meselesi çözülmediği müddetçe tarımın ayağa kalkması çiftçinin ürettiğini hakkını alması güçtür. Dünyanın her yerinde gıda fiyatları düşüyor Türkiye’de gıda fiyatları artıyor. Bir terslik yok mu? Dünyada gıda fiyatları düşerken Türkiye’de hergün her dakika gıda fiyatlarının yükselmesinde bir gariplik yok mu. Bu iktidar bunu bilerek yapıyor, bunu isteyerek yapıyor. Bu iktidar istiyor ki kimse üretmesin ekmesin biçmesin kimse tarım ve çiftçilikle geçimini sağlamasın. AKP iktidarına karşı tarım ve çiftçilikle uğraşanlar artık netleşmelidir Bu iktidar çiftçi dostu bir iktidar çıkmaz, köylü dostu emekçi dostu bir iktidar çıkmaz. Kürt dostu alevi dostu bir iktidar hiç çıkmaz. Türkiye tarımda olduğu gibi yaşadığı çoklu krizlerin tek bir sebebi var. 40 yıldır bu ülkede Kürde karşı yaratılan asimilasyon baskı ve çatışma politikaları bu ülkenin ekonomisini bitirdi batırdı. 40 yıldır Kürt’ün yaylasında köyünde ikamet etmesini engelleyen coğrafyasını yaylasını yasaklayan toprağının ekilmesini engelleyen bu savaşçı zihniyet tarımı batırdı. Çiftçiyi bitirdi. Çağrı yapıyoruz ithal ikameci bir anlayıştan kurtulmak için size çağrı yapıyoruz. Yasakladığınız yaylaları tekrar tarıma açın. Yasakladığınız yok ettiğiniz köylere insanlarımızın yerleşip tarım ve hayvancılıkla uğraşması bir tarım destek politikası sosyal politikalar hayata geçirsin. En öncelikli olarak Kürt meselesini çökün. Kürt melesi çözülmediği müddetçe tarımın çiftçimizin ayağa kalkması ürettiğini hakkını alması güçtür. Onun için hakkımızı almak istiyorsak ekmeğimize sahip çıkacağız bir taraftan da savaş ve çatışmalara da hayır diyeceğiz. Bir taraftan Kürt’ü yok sayan hapseden ölüme terk den bu anlayışa hayır diyeceğiz, mücadele edeceğiz. 
 
DEDAŞ terörünü bitirmek için Kawa gibi mücadele edilmeli 
 
Bir GAP projesinden bahsedip duruyorlar. Kaç yıldır bu projeyi bitireceklerini söylüyorlar? Yıllardır, niye bitmiyor, çünkü Mardin de Kürtler Araplar emekçiler kardeşçe ve bir arada yaşayan halklarımız yaşıyor. Niye GAP projesi bitmiyor Mardinli toprağını ekmesin diye, Kürt toprağında yetiştirdiği ile yaşamını sürdürmesin diye. Kürt göçsün Kürdistan insansızlaşsın, tarihinden Kültüründen kopsun, metropollerde sermaye için ucuz iş gücü haline gelsin diye maalesef böyle davranıyorlar. Hakkımızı ararken barışı savunacağız, ürettiğimizin karşılığını ararken Kürt sorunun demokratik yollarla çözümü için aynı zamanda mücadele etmeliyiz. Bir an önce GAP projesinin Mardin bölümünün bitirilmesini Mardin halkının DEDAŞ teröründen kurtulması için mücadele etmemiz gerekiyor. DEDAŞ Dehak olmuş. Dehak bir zamanlar Kürtlerin canına düşmüştü. Kürtlerin kanını canını alıyordu. Şimdi elektriği keserek diyaliz makinasına bağlı insanların canını alıyor. DEDAŞ elektriği keserek siz değerli halkımızın buğday mısır tütün ekmesini engelliyor. Dehak bizim canımızı alıyordu bunlarda bizim ekmeğimizi alarak bizi yok etmeye çalışıyorlar. Bu DEDAŞ terörünü bitirmek için her Kürt’ün Kawa gibi mücadele etmesi partisine kampanyasına sahip çıkması gerekiyor.
 
'Kürdü yok edecek politikalara değil, savaşı bitiren politikalara ihtiyaç var'
 
Bir ülkede savaş büyüyorsa tarım küçülüyor, savaş büyüyorsa soframızdaki ekmek ve zeytin küçülüyor. Türkiye’yi hem içeride hem dışarıda Kürdü düşman gören onu yok etmeye çalışan onun statüsünü tanımayan statüsünü yok etmek için kimi devletlerle işbirliğine giden bu yaklaşımları reddetmemiz gerekiyor. Bizim için gerekli olan Rojava'daki ve Güney Kürdistan’daki Kürdü yok saymak için Irak’la, Şam’la, Suriye rejimi ile İran rejimi ile anlaşarak Kürdü yok edecek politikalar değil, savaşı bitiren demokrasiyi getiren yaylaları köyleri tekrar yaşama açan destek sunan insanların üretmesi için sosyal politikalar geliştiren yaklaşımlara ihtiyacımız var. Bunu AKP yapar mı vallahi yapamaz. Onun için mücadele edeceğiz. Bunları göndereceğiz demokratik hakkımızı hukukumuzu insanca yaşımızı sağlayacak bir yönetimin iktidarın yönetime gelmesi için tarlamızda alın teri döktüğümüz gibi mücadele sahasında sokakta da mücadele edecek ve direneceğiz, başka şansımız yok.”
 
Miting alkış ve sloganlarla son buldu.