Kadın Özgürlük Partisi

  • 09:05 3 Kasım 2023
  • Jıneolojî Tartışmaları
 
 
“Kürdistan Kadın Konfederalizmi, kadının toplumsal örgütlenmesi olarak ortak program ve ilkeler doğrultusunda hareket eden kadın örgütlülüğünün çatısıdır. Kadın sistemini konfederal birlikler biçiminde tanımlayan bu örgütlenme modelinde kadın partisi, ideolojik parti olarak kendini tanımlanmıştır.”
 
Nagihan Akarsel
 
Anlamsal ve yapısal olarak yüzyılın öncü kadın partilerinden Kadın Özgürlük Partisi Kürt Özgürlük Hareketinin içinde doğmuş bir partidir ve “devrim içinde devrim” niteliği taşıyan bir diyalektiğe sahiptir. Kürt Özgürlük Hareketi, kadının devrime katılımını ideolojik ve siyasi bir ilke olarak ele almış, kurucuları arasında kadınlar da yer almıştır. İdeolojik ilkelerini ve programını ilk sömürge olarak tanımladığı kadın özgürlüğüne bağlamıştır. 21. yüzyılın sosyalizm anlayışı, paradigmasal dönüşüm tartışmalarının ana eksenini de kadın özgürlüğü oluşturmuştur. Bu açıdan Kadın Özgürlük Hareketi içinde gelişen kadın partileşmesi sadece kadınların örgütlenmesi değil; bir bütün partinin yapısı, ideolojisi ve örgütlenmesini etkileyen boyutta rol oynamıştır. 
 
Yöntem olarak özgün ve özerk kadın örgütlenmeleri sistemin dışında, geliştirilmiştir. Bu sürecin hazırlığı ise kadınların ideolojik, siyasi açıdan yetkinleşmesini sağlayacak pratiklere ve bunların yarattığı düşünsel birikime dayanmıştır. Bu açıdan bakıldığında kadın partileşmesi kadınların savunma alanı ile toplumsal ve ideolojik alanlarda oluşturdukları birikimin üzerine inşa edilmiştir. Bu birikimin büyük bölümü ise zorlu savaş koşullarında gerçekleşmiştir. 
 
Kadın örgütlenme çalışmaları
 
Sistemin birey üzerindeki etkileri çözümlemeler ile analiz edilmiş, cins çelişkisi, cins bilinci cins sevgisi ve cins mücadelesi pratik deneyimden süzülen kuramları olmuştur. Kadının kapitalist moderniteden “sonsuz boşanma” ekseninde eskiyi yıkma, yeniyi oluşturma arayışı, yol ve yöntemleri geliştirilmiştir. Başından itibaren kadınlar örgütlenme çalışmaları içinde yer almıştır. 1987’nin 8 Mart’ında iki bin kadının katılımıyla, “Kadın sorunu tüm ezilenlerin sorunudur ve kadın kurtuluşu toplumun kurtuluşu sorunudur, kadının özgürlük düzeyi toplumun özgürlük düzeyini belirler” tespiti yapılmıştır. Bu tespitle kurulan Yurtsever Kadınlar Birliği, Kürt Kadın Özgürlük Hareketinin ilk özgün özerk örgütlenmesi olmuştur. Kopuş teorisi ile başlayan eşitlik ve özgürlük komitelerinin kurulması ile devam eden ve büyük bir güce dayanan ve şimdi dört parça Kürdistan’da farklı yapılara kavuşan bir diğer önemli tarihsel duraktır. Toplumsal sözleşme, “Özgür Eşyaşam Kuramı” ve “Eşbaşkanlık Sistemi” ile toplumsal boyutunu konfederasyonlaşma ile sağlayan şimdi farklı örgütlenmelerle toplumun kılcal damarlarına nüfuz etmektedir. Tüm bunlar kadın devrimi hedefini dayandırdığı sosyal bilim anlayışı olan jineolojî ile yürümektedir. Kadın kurtuluşunun ideolojik, bilimsel ve örgütsel dayanaklarını, kırk yılı aşkın bir mücadele dinamiğinin içinden geçtiği bu tarihsel duraklar ile oluşturmuştur. Bugün dünya “Kadın Konfederalizmi” ile de bu iddiasının evrensel boyutunu ortaya koymaktadır. 
 
Kadın özgürleşmesi 
 
Sistem içinde değil; sistem dışına çıkarak ve alternatif kadın sistemi ile cins mücadelesini vermek Kürdistan Kadın Hareketi’nin özgünlüğü olarak belirginleşmiştir. 21. yüzyıl kadın hareketi ve feminizme dair yürütülen tartışmaların ortaya koyduğu gibi sistem dışı olabilmek ve alternatifi oluşturabilmede ciddi handikaplar söz konusudur. Neoliberalizmin inceltilmiş politikaları birçok radikal mücadele ve örgütlenmeyi liberalize etmekte ne yazık ki oldukça başarılıdır. Kadın Özgürlük Hareketi açısından kadın partileşmesi buna tedbir oluşturan bir mekanizmadır. Kadın özgürlüğünün büyük bedeller göze alınmadan yürütülmeyeceğinin ispatı olacak pratikler parti örgütlenmesi ile gerçekleştirilmiştir. Sadece Şengal’deki kadın kırımında ortaya çıkan tablo bunu somutlaştıran karakterdedir. Bir kadının satışa çıkarıldığı şehre, o şehri özgürleştiren kahraman olarak girişi bu gerçekliği ifade eder. Sistem içi çözümde bu kadınlar için adalet arayışı, rehabilitasyon imkanları, zararlarının tazmini için hukuki mücadele öngörülebilirdi. Ki zaten bunun kahramanı yapılmaya çalışanlar da var. Ancak sistem dışı çözüm, hesap sorabilmek, bir daha böylesi bir durumun gerçekleşmesinin önünü alacak mekanizmaları oluşturabilmektir. Bunu ancak bedel ödemeyi göze almış kadın direnişçiliği ile gerçekleştirebiliriz. Bu anlamda kadının özgür kadın kimliği idealiyle sistem dışında örgütlenmesinin, Kürt toplumunda ve kadınlarda yarattığı etki hareketin kitleselleşmesinde önemli olmuştur. Kadının kendi kaderini kendisinin tayin etme ve kendini yönetme yeteneği, toplumun her alanında gelişen özgün özerk kadın örgütlenmeleri adeta birer okul olmuştur. Yine bu örgütlenmelerle erkekten, aileden başka gidecek yeri olmadığını düşünen kadınların özsavunma gücü kazandıkları, özneleştikleri alanlar oluşmuştur.
 
Konfederal sistem ihtiyacı
 
Özgür kadın mücadelesinin radikalleştirilmesinde kadro kişiliği ve öncülüğü etkili olmuştur. Bu anlamda kadrolara toplumda duyulan yüksek güvenin avantajları ve dezavantajları da olmuştur. Kadroların partide biriken değerleri topluma taşırma düzeyi, kadrolara ve partiye duyulan güvenin temeli olmuştur. Bir kadronun bu düzeyi karşılayamaması durumunda sorgulanması ve etkisini yitirmesi partinin örgütlenme düzeyini etkileyebilmiştir. Bununla birlikte, ideolojik öncülüğün yetkinleştirilmesine duyulan ihtiyaç ile kurulan kadın partisi bünyesinde oluşturduğu değerler topluma taşırıldıkça güçlenmiş, kitleselleşmiştir. Konfederal sistemleşme ihtiyacı böylece açığa çıkmıştır. Kürdistan Kadın Konfederalizmi, kadının toplumsal örgütlenmesi olarak ortak program ve ilkeler doğrultusunda hareket eden kadın örgütlülüğünün çatısıdır. Kadın sistemini konfederal birlikler biçiminde tanımlayan bu örgütlenme modelinde kadın partisi, ideolojik parti olarak kendini tanımlanmıştır.
 
Rojava Devrimi ile kadın partileşmesi 
 
Kadınların savunma alanları, kadın kurtuluş ideolojisi ve partileşmesi, toplumsal sözleşme, konfederasyonlaşma ve kadın devrimi gündemleri özgür yaşam arayışında hayatını ortaya koyan kadın kadrolar düzeyiyle gündeme gelmiştir. Egemen erkek ideolojilere karşılık kadın eksenli ideolojiyi geliştirerek ve erkek egemen kurumlaşmaları kadın kurtuluşuna dayalı sistemler ile aşmak sürecin ana karakteridir. Kadın ve erkek ilişkilerini özne nesne ikileminden çıkaran, kadının karar gücünü oluşturan, kadına dayalı bir sistem anlayışı açığa çıkmıştır. Kadının kendi kaderini tayin hakkı ekseninde gelişen devrim, sosyal devrim özelliği kazanmış ve bu en son Rojava Devrimi ile somutluk kazanmıştır. Yani Rojava Kadın Devrimi kadın partileşmesinin somut bir kazanımı olmuştur. Özgün örgütlenmelerle birlikte siyaset alanında eşbaşkanlık sistemi, özsavunma alanında, basın alanında, ekonomi alanında, eğitim alanında kadın akademileri, kültür alanında farklı kurumlar örnek verilebilir. Partileşme ile ideolojik ve siyasi öz iradesini oluşturan kadın Kürdistan Özgürlük Mücadelesinde de değişim ve dönüşüm yaratmıştır ve yaratmaya devam etmektedir. 
 
Bu temelde kadın partisi dinamik ve eğitimli bir yapıya sahip ideolojik kadroları toplum ile sürekli etkileşim halinde olan, aynı zamanda akademi görevini yerine getiren canlı ve dinamik bir partidir. Toplumsal ilişkileri kadın kurtuluş ideolojisi ve jineolojî ile analiz eden bir programa dayanan, yerel ve küresel düzeyde dayandığı ittifaklar ağı ile devrim stratejisini oluşturan demokratik bir yapılanmadır. Kadın şahsında toplumun sorunlarına çözüm üreten ideolojik, bilimsel bir organdır. 
 
*Yazının devamı “Gabriela Kadın Partisi ” başlığıyla haftaya yayınlanacaktır. 
 
*Bu yazı, Jineolojî dergisinin “21. Yüzyıl: Kadın Yüzyılı” dosya konulu 17. sayısından kısaltılarak alınmıştır.