Zennure Yüce: Sema’ya söz verdim…

  • 09:04 19 Mart 2024
  • Güncel
 
Elfazi Toral
 
MÛŞ - Newroz akşamı “Bedenimi 8 Mart’tan 21 Mart’a köprü yapmak istiyorum” diyerek bedenini ateşe veren Sema Yüce’nin yaşamını yitirişinin üzerinden 26 yıl geçti. “Sema’ya söz verdim davamdan vazgeçmeyeceğim” diyen Zennure Yüce, Kürtlerin özüne geri dönmeleri ve cezaevlerine sahip çıkmaları çağrısında bulundu. 
 
Devletin Kürtlere yönelik imha, inkâr, saldırı ve soykırım politikalarına karşı 21 Mart 1998’de Çanakkale Cezaevi’nde bedenini ateşe veren Sema Yüce, Kürt kadın mücadelesinin sembol isimlerinden biri. Agirî’de doğan İlk, orta ve lise eğitimini Agirî’de sürdüren Sema, 1989 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) sosyoloji bölümünü kazanır. Ankara’ya giderek üniversite öğrenimine devam eden Sema, burada gençlik çalışmalarında yer alır. Sema 1991’de, üniversiteyi bırakıp PKK’ye katılır. Daha sonra 1992 yılında bir grup arkadaşıyla birlikte Agirî’ye gelir ve o bölgede çalışma sürdürür. Bir ihbar üzerine Agirî şehir merkezinde gözaltına alınır. Yargılandığı davada hakkında 22 yıl hapis cezası verilir. Sema, 21 Mart 1998 Newroz akşamı, “Bedenimi 8 Mart’tan 21 Mart’a köprü yapmak istiyorum” diyerek bedenini ateşe verir. Uzun bir süre hastanede tedavi gören Sema, 17 Haziran 1998 tarihinde tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirir. Sema’nın son sözü ise, “Ben Newroz oldum, Mazlum oldum” olur. 
 
‘Özgürlük hepimiz içindir’
 
Sema ardından bir mektup bırakır. Yazdığı mektupta PKK Lideri Abdullah Öcalan’a hitaben şunları söyler: “Nasıl ki gökyüzünde iki güneş yoksa ve olmayacaksa, bir insan için özgürleşmek isteyen bir kadın için iki yaşam seçeneği vardır. İki moral merkezi olamaz. Bu satırları yazdığım an kendimde düşünsel, moral ve yaşamsal açıdan Başkan Apo’yu tek merkez haline getirdiğim, kendimden tüm iç engelleri aştığım andır. Özgürlük, hepimiz içindir ve özgürlüğe adım adım ulaşabiliriz.
 
Özgürlük tutkum çok büyük 
 
Zafer tanrıçamız Zilan yoldaşın vasiyetine bağlılığımla, O’nun görkemli eylemine sadece özüyle değil, biçim itibariyle de cevap olmak isterdim. Fakat zindan koşullarında bu mümkün değil. Bu Newroz’da ayağa kalkan binlerce çocuk yüreğinin masumiyetiyle buluşmak, bu vasiyetin takipçisi olmakla mümkündür. Özgürlük tutkum çok büyük. Bu tutkuyu yaşam gücüne dönüştürebilmek için tek varlığımı, kendimi Başkan APO’ya adıyorum. Kadınlar, küllenen Kürt ateşinin kıvılcımlarıdırlar. Küllerinden yeniden doğmayı başaran bunun kıvılcımı olan her kadın, özgür Kürdistan’ın dokuyucusu olacaktır. Ancak bu bile Başkan APO’ya cevap olmaya yetmez. Cevap olabilmek için karartılan her yüreğin ateşte arınması gerekir. Ben ancak kendi yüreğimi verebilecek güçteyim.”
 
JINNEWS’e konuşan Sema Yüce’nin annesi Zennure Yüce, “Sema’ya söz verdim bu davayı bırakmayacağım” diyerek Kürt halkının cezaevlerinde bulunan tutsaklara ses olması gerektiğini kaydetti. 
 
‘Ne kendime ne kızıma ihanet etmem’
 
“Sema çok güzel bir yoldaştı” diyerek söz başlayan Zennure, Sema’nın kitap okumayı çok sevdiğini ve okuduklarını pratiğe döktüğünü dile getirdi. “Sema çok atik bir kadındı” diyen Zennure,  sözlerini şöyle sürdürdü:“Sema üniversite okurken bir gün PKK’ye katıldığına dair haber geldi. Sema’nın PKK’ye katılmasıyla birlikte neredeyse her gün evimize baskın yapıyorlardı. Bizleri rahatsız ediyorlardı. Bir tane üsteğmen bana dedi ki ‘Sen bize yardım edersen senin kızını geri getiririz’. Ben de dedim ki ben bunu yapmam. Bana ‘neden yardımcı olmuyorsun bize’ demişti. Ben de ona dedim ki, kızımın aklı dengesi yerindeydi. Kendi iradesiyle katılım sağlamış. Ben bu ihaneti ne kendime ne de ona yaparım dedim.”
 
Newroz ateşi!
 
Sema’nın yaklaşık iki yıl PKK’de kaldıktan sonra doğduğu topraklara gelerek Agîrî’ de çalışma sürdürdüğünü anımsatan Zennure, Sema’nın tutuklandığı süreci ise şu sözlerle ifade ediyor: “Bir gece haber geldi ve Sema’nın tutuklandığını öğrendik. Tutuklanıp Çanakkale Cezaevi’ne götürdüklerini öğrendik. Daha sonra yaklaşık 7 yıl cezaevinde kaldı. O dönem cezaevinde sorumlu kişiler vardı. Onlar ihanetçiydiler. Hem cezaevinden sorumlu hem de ihanetçiydi. Onlar Sema’ya 3 ay 18 gün tecrit uyguladılar. Tek hücrede tuttular. Cezaevinde çok fazla haksızlık ve hakarete maruz kalmışlardı. Ondan sonra Sema Newroz gecesinde bedenini ateşe verdi. Newroz ateşi bir kez daha sembolleşti.”
 
İlk sözcükler…
 
Sema bedenini ateşe verdikten sonra hastane de tedavi gördüğü sırada gidip görüştüğünü paylaşan Zennure, “ Ben Sema ile görüştüğümde bana söylediği tek şey ‘Başkan Apo benim eylemime ne dedi, kızmadı mı?’ sözleri oldu” dedi.  Zennure, “Sema’nın sağlık durumu iyiye gidiyordu. Onu köye götürecektik. Fakat daha sonra estetik operasyonu ameliyatı yapma kararı alındı. Doktorlar öyle uygun gördü. Onu ameliyata aldılar. Sema ameliyattan çıktıktan sonra 3 gün yoğun bakımda kaldı. Daha sonra yaşamını yitirdi. Birileri onu kasten öldürmek istedi. İtirafçılar Sema’nın yaşamasını istemedi.  Sema yaşamını yitirdikten sonra doğduğu topraklara getirip toprağa verdik” dedi.
 
‘Kürt halkının birlik olması gerekiyor’
 
Kurdistan ve Türkiye cezaevlerinde “Abdullah Öcalan’a Özgürlük Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” hamlesi kapsamında tutsakların sürdürdüğü açlık grevi eylemine işaret eden Zennure, “ Yıllardır dert, keder ve acı ile yaşayan Kürt halkı bunu asla kabul etmemeliydi. Olması gereken tek şey birlik olmalarıydı. Birbirlerine destek vermeliydiler.  Kürt halkının ayağa kalkması gerekiyordu. Kimi Kürt kendi bedenini yakıyor, kimisi tüm yaşamından vazgeçti. Devlet zaten istiyor ki Kürt halkının çocukları cezaevlerinde yaşamlarını yitirsin. Bu kabul edilir bir şey değil. Artık bizim acımız doldu taştı. Kürt halkının artık kendisine çekidüzen vermesi ve artık bu sisteme bir dur demesi gerekiyor. Herkes elini vicdanına koysun cezaevlerinde bulunan tutsaklara sahip çıksın”  sözlerine yer verdi.
 
‘Sema’ya söz verdim davamdan vazgeçmeyeceğim’
 
Kürt özgürlük mücadelesinin en büyük sürdürücülerinin kadınlar olduğunu kaydeden Zennure, “Dağlar, taşlar bu topraklar her şey Kürt kadınlarının mücadelesiyle bu günlere geldi” diye konuştu. İktidarın sürdürdüğü politikalardan kaynaklı Kürt gençlerinin ülkeyi terk ettiğini vurgulayan Zennure, devletin tüm saldırılarına karşı direnmek ve mücadele etmek gerektiğini söyledi. Zennure devamında,“Ben kanımın son damlasına ve son nefesime kadar Kürt kimliğimden ve mücadelemden geri atmayacağım. Ben Sema’ya söz verdim. Bu davadan asla vazgeçmeyeceğim. Benim gibi binlerce anne var. Kendi topraklarımda kalıp kendi doğamda ve kültürümde yaşayacağıma söz verdim son nefesime kadar da mücadelemi sürdüreceğim” diye aktardı.’
 
‘Özümüze geri dönelim’
 
“Sema bu halkın öncüsü oldu” sözlerine yer veren Zennure sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Sema Kürt halkının öncü isimlerinden oldu. Binlerce gence ilham kaynağı oldu. Ben Sema ile gurur duyuyorum. On tane çocuğum olsa hepsini bu yola kurban ederdim. Tüm Kürt gençlerine çağrım var;  kendilerini tanısınlar. Kürt halkı kendi özüne geri dönsün.  Çalışmalarını güçlü sürdürsünler. Cezaevlerine ses olsunlar. Birbirlerine sahip çıkın. Başarıya gidebilmek için özümüze mutlaka geri dönmeliyiz.”