Tutsak yakınları: Talebimiz tecridin sonlandırılması

  • 09:01 16 Mayıs 2024
  • Güncel
 
Rabia Önver 
 
COLEMÊRG - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için "mahkeme, aile ziyareti ve telefon görüşü boykotu" kararı alan tutsakların eylemleri devam ederken, Şemzinan ve Gever’de bulunan tutsak yakınları, tecridin sonlandırılması için bir an önce adım atılmasını istedi. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü için 27 Kasım 2023 tarihinde cezaevlerinde dönüşümlü açlık grevine başlayan siyasi tutsaklar, eylemlerini yeni bir aşamaya taşıdı. Açlık grevini sonlandıran tutsaklar, 4 Nisan itibarıyla "telefon-aile görüşmelerine çıkmama ve mahkemeleri boykot etme" ile eylemlerine devam ediyor. Tutsak yakınları 6 Mayıs itibarıyla da "Özgürlüğe ses ver" şiarıyla eylemlerini sürdürüyor.
 
Gever ve Şemzinan’da bulunan tutsak yakınları bir an önce tecridin son bulması yönünde çağrıda bulundu.
 
‘Oğlumu sürgün ettiler, 3 gün haber alamadım’
 
Oğlu Sami Geylan’in 14 yıldır hukuksuz bir şekilde cezaevinde olduğunu söyleyen Gülşen Geylani, bu hukuksuz tutuklanmaların tek sebebinin tecrit olduğunu belirtti. Gülşen, “Tecrit başta İmralı Cezaevi'nden başladı, bugün ise bütün cezaevlerine yansıyor. Tutuklu aileleri olarak tecridin kaldırılmasını istiyoruz. Aileler olarak artık endişeliyiz. Biz aileler olarak bu tecridi kabul etmiyoruz. Oğlumun cezası geçen sene Haziran’da bitti ancak hâlâ bırakılmıyor. Şu an tekli hücrede kalıyor. Cezaevine sorduğumuzda bize ‘Suç işlemiş ondan bırakmıyoruz’ diye cevap veriyorlar. Oğlumun infazının yakılmasının tek sebebi ayakta sayım yapılmasına karşı durması ve İstiklal Marşı'nı okumayı kabul etmemesidir. Oğlumu sürgün ettiler, 3 gün kendisinden haber alamadım; hangi cezaevini aradıysam bilmiyoruz diyorlardı. Bu yapılan zulümdür” sözlerini kullandı.
 
Adalet Bakanlığı’na çağrı
 
Adaletin ve hukukun olmadığı bir yerde yıllardır adalet peşinden koştuklarını dile getiren Gülşen, adaletin askıya alındığı bir dönemde olduklarını vurguladı. Gülşen, “Adalet Bakanı'na, siyasi partilere sesleniyorum; devam eden tecridin son bulması için adım atsınlar. Çocuklarımızın hücrelerde ve tecrit altında cezaevlerinde olmalarını istemiyoruz. Cezaevlerinden cenazeler çıkarsa anneler olarak Adalet Bakanlığı'nın önüne gidip bedenlerimizi yakacağız. Çocuklarımızdan haber alamıyoruz, bu bizi endişelendiriyor, artık kaldıramıyoruz. Herkes elini vicdanına koysun, tecridin kaldırılması için adım atsın” dedi.
 
‘Talebimiz tecridin sonlandırılmasıdır’
 
Yıllardır tecridin kaldırılması noktasında taleplerini dile getirdiklerini söyleyen Emine Atak, konu cezaevleri ve tecrit olunca herkesin kör ve sağır olduğunu belirtti. Emine, “Büyük ve ağır bir tecrit önderlik üzerinde ve cezaevlerinde var. 3 yıldır ne haber alabiliyoruz ne avukatlar gidiyor ne de telefon görüşmeleri oluyor. 4 Nisandan beridir çocuklarımızdan haber alamıyoruz, merak ediyoruz ne durumdalar. Bu tecrit önderlik üzerinden ve çocuklarımız üzerinden kaldırılsın istiyoruz. Tecrit önderliğin üzerinden kalkmadığı sürece ne cezaevlerindeki tecrit son bulur ne de Kürtler üzerindeki son bulur. Talebimiz tecridin sonlandırılmasıdır” ifadelerini kullandı.
 
‘Önderlikten ve çocuklarımızdan haber almak istiyoruz’
 
Herkesin tecridin kaldırılması ve cezaevi koşullarının iyileştirilmesi için ses çıkarmasını isteyen Emine, “Cezaevlerinde hiçbir evladımızın cenazesinin çıkmasını istemiyoruz. Yeter artık, biz de insanız. Annelerin tek istekleri barış ama bunun için devlet bir adım atmıyor. Kürt olduğumuz için görmezden geliyorlar. Benim tek isteğim herkes tecridin kaldırılması için bir olsun ve ne gerekiyorsa herkes yapsın. Bizler artık önderlikten ve çocuklarımızdan haber almak istiyoruz” diye konuştu.