DEM Parti milletvekilleri ‘şantaj çetesi’ni Meclis’e taşıdı
- 13:06 31 Ekim 2024
- Siyaset
ANKARA - DEM Parti Wan milletvekilleri, muhabirimiz Öznur Değer’in gündeme getirdiği “şantaj çetesi” ile ilgili Meclis’e araştırma önergesi verdi.
JINNEWS muhabiri Öznur Değer, yaptığı “Wan’da şantaj çetesi: Özcan Polat kim?” başlıklı haber üzerine, çeteye ilişkin Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan milletvekilleri Gülderen Varlı, Pervin Buldan, Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Sinan Çiftyürek, Zülküf Uçar ve Mahmut Dindar, ortak önerge vererek Meclis’e araştırma talep etti.
Özel savaş vurgusu
Önergenin gerekçesinde, özel savaşın Kürdistan kentlerinde işletildiğine dikkat çekildi. Gerekçede şu ifadeler yer aldı: “Toplumsal sorunların yoğunlaştığı bölgelerde hayata geçirilen güvenlikçi politikalar, beraberinde birçok anti-demokratik ve hukuk dışı uygulamayı getirmektedir. Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı kentlerde ortaya çıkan sorunların temelinde de bunu görmekteyiz. Özellikle Kürt sorununu inkarla birlikte bölgenin yoksulluk ve işsizlik sarmalına mahkûm edilmesi, ciddi bir sosyo-ekonomik krize neden olagelmiştir. Gençlerin ve kadınların sosyal hayata katılımı ile politik hak mücadelesine ilgisi daima bir tehdit olarak algılanmıştır. Buna bağlı olarak işsizliğin ve yoksulluğun bir şantaj aracı olarak kullanıldığı birçok olay yaşanmıştır. Literatüre de ‘özel/psikolojik savaş’ şeklinde geçen uygulamalarla madde bağımlılığı ile fuhuşla yeterince mücadele edilmediği genel bir kanıya dönüşmüştür.
Önce Gever, sonra Wan
Ekseriyeti Kürt olan bölgede artan madde bağımlılığına aynı düzeyde müdahale edilmemesi, nüfuz ve üniforma gücüne dayanarak kadınlar üzerinde baskı kuranlara karşı harekete geçilmemesi böylesi bir algının güçlenmesine sebep olmuştur. Özellikle geçtiğimiz aylarda Jinnews ajansı tarafından deşifre edilen uyuşturucu ve fuhuş çeteleri, durumun vahametini ortaya koymuştur. Eylül 2024’te Hakkari’de genç kadınların tehditle uyuşturucuya alıştırıldığı, sonrasında şantajla para karşılığında cinsel ilişkiye zorlandığı iddiaları kamuoyuna yansımıştır. Basına yansıyan iddialar arasında Ayşegül Akdoğan isimli şahsın 25 kişilik çete kurduğu, şahsın babasının korucu ve abisinin astsubay olduğu yer almıştır. Çete lideri olduğu ifade edilen kişi tarafından tehdit ve darp edilen P.K. isimli genç bir kadının annesi de basına konuşarak, suç duyurusunda bulunduğu için emniyet ve savcılık tarafından baskıya maruz kaldıklarını anlatmıştır.
Birçok kadın tehditle karşı karşıya
Benzer bir durum Van’da da yaşanmış; Özcan Polat isimli bir şahsın yönettiği iddia edilen şantaj çetesinin, kadınları madde bağımlısı yaparak, uygunsuz görüntülerle şantaj yaptığı; şiddet ve tehdide maruz bıraktığı Jinnews ajansı tarafından açığa çıkarılmıştır. İlgili haberin detaylarında; çete üyelerinin iş vaadiyle kadınlarla temas kurduğu, ardından alkol ve uyuşturucuya zorladıkları kadınların uygunsuz görüntülerini kayda alıp şantaj aracı olarak kullandıkları ve kadınların fuhuşa zorlandıkları yer almaktadır. Aileler, çocuklarını kurtarmak amacıyla emniyet ve savcılığa başvurduklarını ifade ederek çete üyeleri hakkında “somut bir delil yok” denilerek bir işlem yapılmadığını belirtmektedirler. Şu ana kadar çete üyelerinin mağdur ettiği kadınların sayısının en az 20 olduğu belirtilirken, birçok kadının tehditle karşı karşıya olduğu ve çete üyelerince bazılarının kimliklerine el konulduğu bilgisi bulunmaktadır.
Kürtlerin yaşadığı coğrafyada tekrar süregelen uygulamalar ile faillerin kimlikleri, tesadüfleri aşan bilinçli bir politikaya işaret etmektedir.
Kürt illerine özel politika
Özellikle faillerin üniformalı olduğu, devlet gücüne sığınarak kendini korumaya aldığı birçok vaka yaşanmıştır. Çünkü bölgede gençlerin politik motivasyonlarını dağıtacak yöntemlere başvurulduğu bilinmektedir. Kadınlara yönelik koruma tedbirleri ile gençlerin zararlı maddelerden korunması gerektiği unutularak dejenere bir gençlik yaratılmak istenmiştir. Yapılan araştırmalar ve yayınlanan raporlar da madde bağımlılığı ile fuhuşa karşı mücadelede devlet kurumlarına güvenin azaldığını göstermektedir. Bu sebeple, ekseriyeti Kürt bölgede uygulana gelen politikaların gözden geçirilerek uyuşturucu ve fuhuşa karşı gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığı, faillerin güç aldığı odakların belirlenerek suçluların üzerine gidilmesi amacıyla bir araştırma komisyonunun kurulmasına ihtiyaç vardır.”