Gülistan Kılıç Koçyiğit: Komisyon Sayın Öcalan'ı dinlemeli

  • 09:10 7 Ağustos 2025
  • Siyaset
Melek Avcı
 
ANKARA - Belirlenen takvime göre Aralık ayına kadar çalışmalarını sürdürecek olan komisyona ilişkin değerlendirme yapan DEM Partili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Komisyonun bu fikirleri, bu düşünceleri bizzat aracılar olmadan Sayın Öcalan’dan dinlemesi, kendi kafasındaki soruları Sayın Öcalan’a sorması, çalışmalara çok ciddi katkı yapacak. Biz de bunu zaten süreç içerisinde talep edeceğiz” dedi. 
 
Meclis’te kurulan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”nun ilk toplantısını 5 Ağustos Salı günü gerçekleştirdi. Siyasi partilerin üyelerinin konuşmalarının ardından, usül ve esasların belirlendiği ikinci oturumda, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, Meclis’te yapılan komisyonun ilk toplantısında usul ve esaslara ilişkin 12 maddelik taslak sundu. Bu taslağın kabul edilmesiyle birlikte ilk toplantı sona erdi. 
 
İkinci toplantısını Cuma günü “kapalı oturum” şeklinde gerçekleştirecek olan komisyonda Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Genelkurmay Başkanı Selçuk Bayraktaroğlu, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler dinlenecek.
 
Komisyona İYİ Parti’nin üye vermemesinden dolayı boş olan 3 sandalye için Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), CHP ve AKP’den üç yeni isim Cuma günkü “kapalı oturumda” belirlenecek.
 
Komisyonun çalışmalarına ve Cuma günkü toplantıya ilişkin DEM Parti’nin Komisyon Üyesi Gülistan Kılıç Koçyiğit değerlendirmelerde bulundu. 
 
“Meclis’te komisyon kurulmasıyla birlikte bir eşik daha atlandı. Taslakta isimden, komisyonun amacına kadar, komisyonun çalışma biçiminden, basına kapalı olup olmamasına kadar gibi bazı teknik düzenlemeler vardı. 12 maddeden oluşan bir düzenlemeydi.”
 
*Dün itibariyle komisyonun ilk toplantısını gerçekleştirdiniz. Geç saatlere kadar süren bir toplantı oldu. İkinci oturum ise kapalı oturum olarak yürütüldü. İlk toplantıda neler ele alındı? 
 
Komisyonun resmi olarak kurulmuş olması, hayat bulmasının çok önemli olduğunun altını çizmek istiyoruz. Çünkü Sayın Öcalan'ın ilk görüşmeden bugüne kadar bu sürecin Meclis’te yürütülmesi, Kürt sorunun demokratik çözüm adresinin Meclis olduğuna dair çok önemli bir belirlemesi vardı. Yine DEM Parti olarak bütün kurullarımızda Meclis’in işin içerisinde olması, elini taşın altına koyması, sorumluluk alması, muhalefetin Kürt sorununun demokratik çözümünün bir paydaşı olması, içinde yer alması konusunda belirlemelerimiz vardı.
 
Özellikle Meclis Başkanı'na böyle bir komisyon çağrısı yapması ve sorumluluk alması çağrısı yapmıştık. Bu komisyonun kurulmuş olması bizim açımızdan da çok önemli. Kürt sorununun çözümü açısından birçok eşik atlandı, kritik eşikler geride kaldı. 1 Ekim'den beri başlayan ama Sayın Öcalan’In 27 Şubat çağrısı da yeni bir aşamaya gelen, sonra 9 Temmuz'daki silah bırakma çağrısı ve 11 Temmuz silah imha töreniyle de bambaşka bir aşamaya, yepyeni bir düzeye kavuşan bir süreçle karşı karşıyayız. Meclis’te komisyon kurulmasıyla birlikte bir eşik daha atlandı. Tabi dün ilk toplantıydı, Meclis Başkanı’nın açılış konuşmasıyla başladı ve o bölüm basına yayınlandı. Ama daha sonra grubu bulunanlar 20, grubu bulunmayanlar 10 dakika, partiler adına görüş ve düşüncelerini ifade ettiler.
 
Ardından da bu sefer yazılı basında çıkarıldı ve daha önce yine siyasi partilerle istişare yaparak oluşturulan bir taslak yönetmelik, yani bir çalışma takvimi yazılı olarak sunuldu ve o çalışma yönetmeliği üzerinden de bütün siyasi partiler görüş ve düşüncelerini ifade ettiler.  Bunun içerisinde isimden, komisyonun amacına kadar, komisyonun çalışma biçiminden, basına kapalı olup olmamasına kadar gibi bazı teknik düzenlemeler vardı. 12 maddeden oluşan bir düzenlemeydi. Daha sonra koordinatör grup başkan vekilleri ile gelen öneriler doğrultusunda, Meclis Başkanı bir araya geldi ve orada taslağa son halini verip tekrardan taslak, komisyon üyelerinin onayını sunuldu ve oy birliği de kabul edildi.
 
“Cuma günü yapılacak toplantıda, güvenlik bürokrasisi bu süreçte gelinen aşamayı aktaracak, biraz komisyondan beklentileri, kendi bakış açılarıyla komisyonu nasıl ele aldıklarını da ifade edebilecekleri bir toplantı olacak. 20'şer dakikalık ya da belki daha uzun sunumlar yapacaklar, 3 sunum olacak.”
 
*Şimdi, Cuma günü de ikinci toplantıyı yapacaksınız, MİT Başkanı ve bazı isimler dinlenecek. Kapalı oturum olacak olan bu oturumda neler tartışılacak?
 
Meclis komisyonu sürecin içerisinde bir adım. Kürt sorunun demokratik çözümü için kurulmuş bir komisyon, o anlamıyla bir derdi var. Yürüyen bir süreç de var ve bu yürüyen sürecin önemli bir bölümünü de güvenlik bürokrasi yürütüyor. MİT'ten tutalım da Milli Savunma'ya ve İçişleri Bakanlığı'na kadar güvenlik bürokrasini ilgilendiren, onların bizzat yürüttüğü ya da onları etkileyen bölümleri var. Onların da bu komisyona dair bilgilendirme yapmalarının çok iyi olacağı daha önce de ifade edilmişti. Bu anlamıyla cuma günü yapılacak toplantıda, güvenlik bürokrasisi bu süreçte gelinen aşamayı aktaracak, biraz komisyondan beklentileri, kendi bakış açılarıyla komisyonu nasıl ele aldıklarını da ifade edebilecekleri bir toplantı olacak. 20'şer dakikalık ya da belki daha uzun sunumlar yapacaklar, 3 sunum olacak. Ardından soru cevap bölümü olacak, her bir sunumdan sonra ya da bütün sunumlar bittikten sonra İlgili Bakan'a ya da MİT Başkanı'na sorular yöneltilerek sürecin anlaşılması, geldiği aşamanın kavranması sağlanacak.  
 
Bu komisyonun da bütün o sürecin geldiği aşamayı gören, kavrayan, onun bilgisine birinci elden sahip olarak tartışmaları yürütmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. O anlamda Cuma günü yapılacak toplantı da aslında önemli bir toplantı olacak. Çünkü komisyon üyeleri olarak her birimiz, yürüyen tartışmaları basına yansıdığı kadarıyla biliyoruz ama en nihayetinde bilmediğimiz, daha mahrem yürüyen bazı tartışmalar, bazı görüşmeler de illaki vardır. Bunları komisyonun bilmesi çok önemli çünkü sonuçta bu komisyon bu meseleyi tartışacak. O anlamda böyle bir toplantı olacak. 
 
“Tutanaklara kimse erişemeyecek üyeler dahil ve dışarıda yapılan gizli oturuma dair görüş, düşünce belirtilmeyecek, içeriği anlatılmayacak üyeler tarafından da. Bu anlamıyla, bunun yapılmış olmasında problem yok.”
 
*Komisyon için belirlenen çalışma taslağında toplantıların gizli oturum olarak da sürebileceği belirtiliyordu. Cuma günü yapılacak olan toplantı da gizli olacak. Buna baktığımızda oturumların gizli yürütülmesi kararı hangi ihtiyaçtan doğmuştur? 
 
Tabi güvenlik bürokrasisinin kendi işleyişi var. Örneğin biz de MİT Başkanı Sayın İbrahim Kalınla bir görüşme yaptık. Biz de bunun içeriğini basına anlatmadık. İşin doğası gereği bazı şeylerin biraz daha kapalı kalması gerekiyor. Bu çok normal, çok anlaşılır. Bu her ülkede de böyledir. Bütün çatışma çözüm süreçleri yüzde yüz kamuoyunun gözetiminde, yüzde yüz bütün bilgiler kamuoyuna söylenerek yürütülmez. Bu işin bir mahremiyeti, ayrıca gizli, mahrem yürütülmesi gereken bölümleri de var. Bu anlamıyla buradaki gizliliği böyle ele almak gerekiyor. Verilecek bilgiler en nihayetinde komisyonun işi ve görevi nedeniyle verilecek bilgiler.  Yani bu komisyonun üyesinin yaptığı işin gereği olarak edilmesi gereken bilgiler olarak görüyoruz. Bu anlamıyla, komisyon üyelerine has bir bilgilendirme olacağı için de bunun kamuoyuna açık olmaması gayet anlaşılır bizim açımızdan da. Bunda bir problem yok. Tabii komisyon öncesi muhtemelen gizli oturum yapılması kararı alınacak. Çünkü komisyon gizli oturumlara karar verecek. Bu karar altına alınacak. Tıpkı genel kurulda da, gizli oturum olduğunda genel kurulun bunu karar altına alıp ondan sonra gizli oturuma geçmesi gibi. Bu ne demek? Tutanaklara kimse erişemeyecek üyeler dahil ve dışarıda yapılan gizli oturuma dair görüş, düşünce belirtilmeyecek, içeriği anlatılmayacak üyeler tarafından da. Bu anlamıyla, bunun yapılmış olmasında problem yok. 
 
Ama çok fazla bir gizli toplantı olacağı düşüncesinde değiliz. Onun dışındaki toplantıların hem tutanakları kamuoyuna açık olacak, aynı zamanda yazılı basın da orada olacak ve toplantıları izleyebilecek. Bu anlamıyla bir şeffaflık, kamuoyuna açıklık konusunda komisyonun bir sorun olduğunu düşünmüyoruz açıkçası. Bu da memnuniyet verici.
 
“İlgili ihtisas komisyonlarına kanun teklif tasarıları hazırlayacak. Bunların her birisi tasarı olacak. İlgili komisyonlarda kanunları yaparken, yeni düzenlemeleri yaparken bu komisyonun görüşlerinden, düşüncelerinden ve tasarımlarından faydalanacaklar.”
 
*Komisyonun kararlarının etkisi de tartışılan başlıklardan birisi. Bu komisyonun kararlarının etki gücü ve bağlayıcılığı siyasete ve yasalara yansıması ne düzeyde olacak?
 
Komisyon, Meclis Başkanı’na bağlı kurulmuş ve defacto bir komisyon. O anlamıyla kararlarının bir bağlayıcılığı da yok ama tavsiye kararı alacak. Sonuçta ilgili ihtisas komisyonlarına kanun teklif tasarıları hazırlayacak. Bunların her birisi tasarı olacak ve bu tasarılarda ilgili komisyonlara gönderilecek. İlgili komisyonlar da kanunları yaparken, yeni düzenlemeleri yaparken bu komisyonun görüşlerinden, düşüncelerinden ve tasarımlarından faydalanacaklar. O anlamıyla bir bağlayıcılığı olmamakla beraber siyaseten bir bağlayıcılığı olduğunu ifade edelim. Sonuçta orada siyasi partiler hem grup başkan vekili düzeyinde, hem ciddi bir üye sayısıyla orada temsil ediliyorlar. Sonuçta bu kararlar alındığında ilgili komisyona giden aynı partinin üyesini de mekanizmasını da bağlayacaktır. O anlamda biraz daha kolaylaştırıcı, biraz daha hızlandırıcı hem işin toplumsallaşması hem kolektifleşmesi açısından da önemli bir aşama böylelikle kat edilmiş olacak. 
 
Ciddi bir siyasal irade ortaya çıktı
 
Diğeri, sürecin ihtiyaçlarını belirlemek konusunda komisyonun kendisinin özel bir önemi olacak: Kürt sorunun demokratik çözümünde ihtiyaçları nedir, sorun alanları nedir, sadece silahların bırakılması, teslim edilmesi, yakılmasının adına ne dersek ondan ibaret olmadığına göre burada yapısal sorunlara eğilmek için de bir yol açılmış oluyor. Çok ciddi bir zemin, devletin demokratik dönüşümü açısından ciddi bir zemin açılmış olacak. Bu komisyon tabii ki Kürt sorunun bütün başlıklarını çözmeyecek. Her derde deva, her soruna çare bir komisyon olmayacak. Ama Meclis’te kurulmuş olması, geniş bir mutabakatla kurulmuş olması, ilk kararını oy birliğiyle almış olması açısından ciddi bir siyasal iradenin açığa çıktığını düşünüyoruz. Bu siyasal irade en nihayetinde bir toplumsal iradeyle dönüşecek. O toplumsal iradenin gelişmesi için de çok ciddi bir katkı yapacak ve sorunların çözülmesi, çözüm yolunda adımların atılması çok daha kolay olacak. Bir demokratik zemin açığa çıkaracak, sorunların konuşulması için bir kamuoyu açığa çıkarmış olacak ve bütün bunların da sürece açıkçası çok pozitif katkı sunacağını düşünüyoruz. Ama en önemlisi burada, Kürt sorunun demokratik çözümünün uzun erimli bir süreç olduğunu görmemiz ve bunu asla sadece Meclis komisyonuyla sınırlı bir süreç olarak görmememiz gerekiyor. Bunun en asli muhatabı toplumun kendisidir. Kadınlardır, gençlerdir, sivil toplumdur. Bu konuda her çevrenin bu sürecin asli unsuru olduğunu, ülkede yaşayan 86 milyon yurttaşın bu sorunun asli muhatabı olduğu gerçeğini asla ıskalamamamız gerekiyor. Bu anlamıyla bu bir kolaylaştırıcı formül, bir siyasal formüldür, bir siyaset zemini sunuyor. Ama bu yüzde yüz tek çare değildir.
 
*Yine DEM Parti olarak “alt komisyonların” oluşturulması talebiniz vardı. Bu talebe taslakta yer veriliyor fakat yakın zamanda ve önümüzdeki süreçte alt komisyonlar kurulacak mı? 
 
Evet, 12’nci Madde, ihtiyaç duyulduğunda başka çalışma grupları kurmanın önünü açıyor. O anlamıyla ihtiyaç olduğunda, alt komisyonlarla da komisyon çalışmasını yürütecek. Bu konuda bir sorun yok. 
 
“Komisyonun bu fikirleri, bu düşünceleri bizzat aracılar olmadan Sayın Öcalan’dan dinlemesi, kendi kafasındaki soruları Sayın Öcalan’a sorması, çalışmalar çok ciddi katkı yapacak. İşin doğası gereği yapılması gereken görüşmelerden biridir. Biz de bunu zaten süreç içerisinde talep edeceğiz.”
 
*İlk toplantıda ve öncesinde de komisyonun Abdullah Öcalan ile iletişim ve görüş halinde olması gerektiğini belirttiniz. Daha önceki çözüm süreci komisyonunda bu hiç gerçekleşmedi, bu komisyon bunu yapacak mı?
 
Bu işin gereğidir. Olması gereken en temel görüşme başlıklarının birisi olması gerekiyor. Bir komisyon kuruldu. Kürt sorunun çözümü için kurulmuş bir komisyon. Süreç nedeniyle kurulmuş bir komisyon. Bu komisyonun sürecin en önemli aktörü, baş müzakerecisi olan ve süreçte çok kritik eşikleri atlatan Sayın Öcalan ile görüşme yapmadan, bütün bu tartışmaları yürütmesi, bu çalışmaları yapmış olması açıkçası işin doğasına aykırı bir tutum.  O anlamıyla ilk elden, belki de komisyonun çok hızlı bir şekilde ilk yapması gereken işlerden birisi de hakikaten Sayın Öcalan’ın ne düşündüğünü, Kürt sorunun demokratik çözümüne dair görüş, düşünce, fikirlerini bizzat kendisinden dinlemek olmalıdır. Bunun ön açıcı olacağını, komisyona dair bazı endişeler, bazı tedirgin kesimlerin tedirginliğini gidereceğini, bu meselenin sadece Kürtlerin sorun olmadığı meselesinin daha anlaşılır kılacağını göreceklerini düşünüyorum. Çünkü Sayın Öcalan bu süreci geliştirirken de, 90'lardan bu yana ortak yaşamdan bahsediyor. Kürtlerin ve Türklerin ortak tarihinden, yeni bir kardeşleşme sürecinden, yeni bir birlikte yaşamdan bahsediyor. Bütün bunları, bütün Türkiye ve Orta Doğu halkları için söylüyor.
 
Sadece Kürtler için söylemiyor. O anlamıyla komisyonun bu fikirleri, bu düşünceleri bizzat aracılar olmadan Sayın Öcalan’dan dinlemesi, kendi kafasındaki soruları Sayın Öcalan’a sorması, yanıtlarını dinlemesinin komisyon çalışmasına çok ciddi katkı yapacağını düşünüyorum. O anlamıyla olması gereken, işin doğası gereği yapılması gereken görüşmelerden biridir. Bunun mutlaka yapılması gerekiyor. Biz de bunu zaten süreç içerisinde talep edeceğiz. 
 
*Son olarak şunu sormak istiyorum komisyon çalışmaları ne kadar sürecek?
 
Komisyon Aralık sonuna kadar çalışmalarını devam ettirecek. Fakat, üyelerin ihtiyaç görmesi halinde, komisyonun kararıyla her seferinde iki ay olmak üzere çalışma süresini uzatabilecek.