ÖHD İzmir Şubesi cezaevleri hak ihlali raporunu açıkladı

  • 16:17 6 Mayıs 2024
  • Güncel
 
İZMİR - Ege Bölgesi’nde bulunan cezaevlerine dair hak ihlali raporunu açıklayan ÖHD İzmir Şubesi, hak ihlallerinin ve tecridin ağırlaştığını ve İdare ve Gözlem Kurulu’nun kendini yargı yerine koyduğunu ifade etti. 
 
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi Hapishane Komisyonu, 2023 yılında Ege cezaevlerinde yaşanan hak ihlali raporunu dernek binasında yapılan basın toplantısıyla açıkladı. Rapor İzmir, Denizli, Muğla, Balıkesir illerinde bulunan 17 cezaevindeki siyasi tutsaklarla yapılan görüşmeler sonucunda hazırlandı. Toplantıya, ÖHD İzmir Şubesi üyeleri katıldı. 
 
Raporu okuyan ÖHD Hapishane Komisyonu Eşsözcüsü Eylem Zengin, yapılan girişimlere rağmen hasta tutsaklar için hiçbir adım atılmadığını belirtti. Eylem, "Yapılan tespitler, hastalıkların bizzat hapishane koşullarından kaynaklandığını, hastalıklara ilişkin teşhis ve tedavi koşullarının ise hapishane idaresi tarafından engellendiğini göstermektedir” dedi.  
 
Tutsakların maruz kaldığı hak ihlalleri arttı
 
Tutsakların maruz kaldığı hak ihlallerinin arttığını ifade eden Eylem, ihlallerin başında iletişim yasağı ve kötü muamelenin geldiğini söyledi.  Eylem, ailelerin, uzak bölgelere gönderilen tutsakların görüşlerine gelmek için uzun yollar gitmek zorunda kaldıklarını dile getirerek "Bu sebeple mahpuslara daha fazla telefon hakkı ve görüntülü konuşma sağlanmalı ve en azından ziyaretçi listesindeki kişilerle telefon ile görüşebilme imkânı sağlanmalıdır. Bir başka husus ise; mahpusların açık görüş sürelerinin kısa olmasıdır. Bu nedenle birçok mahpus, ailesinin uzak şehirlerde olması sebebi ile iki gün yol yapmamaları için ailelerinin gelmelerini istememektedir. Adli mahpuslar için sağlanan görüntülü görüşme hakkı, hala siyasi mahpuslar için sağlanmamaktadır. Hapishanelerdeki bu tür ayrımcı uygulamalara derhal son verilmelidir" şeklinde konuştu.
 
‘Tutsakların verdiği dilekçelerin akıbeti bilinmiyor’
 
Eylem, gazete, dergi ve kitapların yasaklanmasının devam ettiğini sözlerine ekleyerek tutsakların verdiği dilekçelerin akıbetlerinin bilinmediğini aktardı. Eylem, “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik” ile cezaevi idarelerinin kendisini yargı yerine koymaya devam ettiğini vurgulayarak, "Bu da hapishane idarelerinin mahpuslara karşı sınırsız yetkiyle donatılarak keyfi kararlar alabileceği anlamına gelmektedir. Son birkaç ayda koşullu salıverilme tarihi geldiği halde haklarında 'iyi halli olmadıklarına' yönelik kararlar verilen mahpusların tahliyeleri bu keyfi kararlarla engellenmiştir. Açıktır ki, hapishane idareleri yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaya başlamıştır. Bunun en son örneğini İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde tutulan, 30 yıllık hapis cezasını tamamlamış ve koşullu salıverilme tarihi 28 Nisan 2024 olmasına rağmen keyfi olarak serbest bırakılmayan Veysi Aktaş'ta görebiliyoruz. Veysi Aktaş’ın koşullu salıverilme tarihi keyfi bir şekilde 12 ay uzatılmış, hukuka aykırı bir şekilde avukatlarına sadece sözlü olarak bu bilgi verilmiş ve karara karşı itiraz etme hakları da ellerinden alınmıştır" diye belirtti.
 
İmralı’daki ağır tecrit koşulları 2019’dan beri devam ediyor
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan ve diğer tutsaklara 7 Ağustos 2019 tarihinden beri ağır tecrit koşulları uygulandığını kaydeden Eylem, "Yerel ve uluslararası mevzuat hükümlerine uygun şekilde, 'bağımsız' ulusal ve uluslararası heyetlerin etkin denetim mekanizmalarının oluşturulmasının önü açılmalıdır. Hapishanelere bağımsız sağlık kurullarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir. Hapishanelerin denetiminde başta bağımsız meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılarak, hapishanelerin incelemeye açılması sağlanmalıdır. Tüm bu değerlendirmeler ışığında; hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine son verilerek, kişi onuruna yaraşır muamele yapılması, mahpuslara yönelik işkence, kötü muamele ve insan onuruna aykırı davranış yasağı kapsamında muamelelerin ve diğer hak ihlallerinin ortadan kaldırılması hususunda Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ve ilgili tüm kurum ve kuruluşları görevlerini yapmaya çağırıyoruz” diye konuştu.